AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 yıl önce CHP PM ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri ile yedeklerine hakaret davası açtı. Dava gerekçesi olarak, 7 Kasım 2016 tarihli CHP Parti Meclis'inde yayımlanan bildiride Erdoğan'a hakaret edildiği ileri sürüldü. Davanın olaydan 8 yıl sonra ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun hakim karşısına çıktığı gün yeniden toplu davaya dönüştürüldü.
CHP Grup Başkanvekili ve hukukçu Gökhan Günaydın tele1.com.tr'den Gönül Kasap'a konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Günaydın, durumu önce Ekrem İmamoğlu ardından da Kemal Kılıçdaroğlu'na açılan davalarla birlikte, CHP'ye açılan siyasi bir savaş olarak değerlendirdi. Gökhan Günaydın, CHP'ye açılan ve 53 ismin yargılanacağı toplu davayı şöyle değerlendirdi:
"CHP'YE YÖNELİK TOP YE KÜN BİR SİYASİ SALDIRIYA İLİŞKİN İŞARETLER"
2016 yılında parti meclisi üyesi arkadaşlarımızın tümünün imzası ile yayınlanan bir parti meclisi bildirimize üzerinden 8 yıl geçtikten sonra 224 yılın da bir dava açılıyor. Bu Sayın Kemal Kılıçdaroğluna, Sayın Ekrem İmamoğlu'na açılan davalarla birlikte değerlendirildiğinde CHP'ye yönelik top ye kün bir siyasi saldırıya ilişkin işaretler. Çünkü bu Parti Meclisi içerisinde milletvekili olan var olmayan var. Bunca yıl beklemelerini gerektiren bir neden yok ortada. Bugününe kadar beklenip özellikle bugün bu davanın açılması AKP'nin siyasi kin ile ve özel siyasi saldırı taktiği ile çalıştığının göstergesidir. O gün parti meclisi bildirgesinde konu olan görüşlerimiz ortak görüşlerimizdir. Dolayısıyla arkadaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Böylesine kötü bir zihniyete bu memleketi teslim etmeme konusunda diren. ve kararlılık sahibi olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyoruz.
DAVA NEDEN KILIÇDAROĞLUNUN HAKİM KARŞISINA ÇIKTIĞI GÜN AÇILDI?
Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı açılan davada verilen verilen ifade son derece önemlidir. "Orada biz suçlu değiliz, bir suçlu savunması yapmıyorum tam tersine dönem boyuna yapılan her türlü şeyi deşifre etmek üzere bir konuşma yapıyorum yargıç olarak size de bunu kayda geçme görevi düşüyor" diyerek ifade vermiştir. Dolayısıyla bu ifade üzerine Cumhurbaşkanlığına hakaret davasına çektiğini söyleyenler ki bu dava da şikayete bağlı bir dava değildir. Böyle bir hak verip anlamsızlığı ortadaır. Bu konuşma için bir kere daha şikayet başvurusunda bulunmuşlardır.
Biz bu memlekette kimin ne yaptığını biliyoruz. 17-25 Aralık sürecinin nasıl geldiğini arkadaşların paraları nasıl sıfırlayamadıklarını hep beraber biliyoruz. Türkiye'de bunlar yargılanamadı. Bunlar soruşturmaya kovuşturmaya konu olamadı. Ancak bunlar hepimizin hafızasına kayda geçmiş durumlardır. Dolayısıyla ne eski genel başkanımız ne eski Parti Meclisi üyelerimiz ne eski kadrolarımız bu konuda hiç kimse birbirini yalnız bırakmayacaktır. Gerekli mücadelenin hem hukuki hem siyasi alanda en açık bir şekilde verildiğine hep beraber tanık olacaklar.
İŞTE DAVAYA KONU OLAN O BİLDİRİ
CHP'nin 7 Kasım 2016 tarihinde Parti Meclisi'nde yayımlanan ortak bildirisinde ülkenin iyi yönetilmediği ve AKP yönetimin devletin her kademesine yerleştiği ayrıca FETÖ elemanları ile birlikte bilinçli şekilde darbeye sürüklendiği vurgulandı. Bildiride, AKP'nin halkın özgürlüğü ve ülkenin bekası için tehdit oluşturduğu belirtildi.
Davaya konu olan bildiride, "FETÖ, PKK, IŞİD terör örgütlerine yardım ve yataklık eden saray ve AKP yöneticileri, demokrasimize ve ülkemizin bekasına yönelik en büyük tehdittir. Bu tehtit yurttaşlarımıza demokratik direnme hakkını vermektedir" ifadeleri kullanıldı.