Ölüm yıldönümünde Sabahattin Ali’nin kızı: Nisan’ın 2’si babamın kaybolduğu gündür

Yayın tarihi: 2 Nisan 2021 Cuma 6:15 pm - Güncelleme: 2 Nisan 2021 Cuma 6:15 pm

Türk romancılığının ve hikayeciliğinin önemli isimlerinden Sabahattin Ali, ölümünün 73’üncü yıl dönümünde anılıyor. Edremit Belediyesi tarafından restore edilen ‘Sabahattin Ali Anı Evi’, ölümünün 73. yılında düzenlenen tören ile hizmete girdi. Açılışta yer alan yazarın kızı Prof. Dr. Filiz Ali de yer aldı. Ali, “Aslında Nisan’ın ikisi babamın kaybolduğu gündür.” dedi.

Türk Edebiyatı’nın önemli yazarlarından Sabahattin Ali’nin Edremit ilçesinde çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği ev, Edremit Belediyesi tarafından tadilattan geçirilerek, açılışı yapıldı. Törende konuşan Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, “Yıl 1918’di. Bundan 103 yıl önceydi. Sabahattin Ali, ailesiyle bu sokağa taşındı. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları buralarda geçti. Bu evde yaşardı. Bu sokaklarda koşardı. 41 yıllık hayatına çok şey sığdırdı. İlk öykülerini, ilk şiirlerini bu topraklarda, Edremit’te yazdı. Kuyucaklı Yusuf romanı Edremit’te geçti. 73 yıl önce bugün gözlerini yumsa da, yaşayan ve yaşatılan, Edremit’in Sabahattin Ali’sine selam olsun.” diye konuştu.

Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Altını çizerek belirtiyorum. Sabahattin Ali kitaplarıyla yaşıyor. O, ismine ithaf ettiğimiz çalışmalarımızla yaşıyor. Ve bugün, birlikte açılışını yapacağımız Sabahattin Ali Anı Evi ile yaşıyor. Bugün onun öldüğü değil, onu yaşattığımız gün olarak tarihe not düşülüyor. Çünkü Edremit’in Sabahattin Ali’si burada yaşadı, bugün de yaşıyor ve daima yaşayacaktır.”

Törende konuşan Sabahattin Ali’nin kızı Prof. Dr. Filiz Ali ise gözyaşlarını tutamayarak, “Aslında nisanın ikisi babamın kaybolduğu gündür. Ama bence bugün babamın doğum günüdür.” dedi.

SABAHATTİN ALİ, İLK ŞİİRİNİ BABASINA YAZDI

Edebiyatçı ve yazar Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907’de Edirne’nin Gümülcine Sancağına bağlı Eğridere’de, Hüsniye Hanım ve Ali Selahattin Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi. Sabahattin Ali’nin edebiyatla ilk buluşması İstanbul Muallim Mektebi’nde edebiyat öğretmeni olan Ali Canip Yöntem’in teşvikiyle dergilere gönderdiği hikayeler ve şiirlerle oldu. Ali ilk olarak babasının vefat etmesi üzerine ‘Babam İçin’ adlı şiiri kaleme aldı. Sabahattin Ali, 1927’de İstanbul Muallim Mektebi’ni tamamlayarak Yozgat Merkez Cumhuriyet İlkokulu’na öğretmen olarak atandı. Daha sonra Almanya’ya giden Ali, Potsdam ve Berlin’de eğitim gördü. Ali burada Alman ve Rus edebiyatı üzerine yoğunlaştı. Türkiye’ye döndükten sonra ise, Ankara’ya giderek 1930’da Gazi Enstitüsü’nde açılan yabancı dil sınavlarına katıldı ve Aydın Ortaokulu’na Almanca öğretmeni olarak atandı. Burada komünizm söylemlerinde bulunduğu gerekçesiyle soruşturma geçiren yazar tutuklandı. Yazar cezaevinde yaklaşık bir sene kaldı.

POSTA İLE NİŞANLANDILAR

Sabahattin Ali Ankara’dayken 1932 yılında Aliye Hanım’la mektuplaşmaya başladı. Birbirlerini seven Aliye Hanım ve Sabahattin Bey, posta yoluyla nişan taktıktan sonra 16 Mayıs 1935’te evlendi. Ardından kızı Filiz dünyaya geldi. En çok okunan ve birçok dile çevrilen ‘Kuyucaklı Yusuf’ ve ‘Kürk Mantolu Madonna’ romanları yazarın bu yıllarda kaleme aldığı eserler oldu. Bu dönem politikayla da içli dışlı olan Ali, çeşitli söylemler dolayısıyla öğretmenlik görevinden tekrar alındı. Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde memur, Ankara Devlet Konservatuarı’nda çevirmen ve dramaturg olarak da çalışan Ali, Nihal Atsız’ın hakkında yazdığı bir yazıya karşılık dava açtı. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamayan Ali, duruşmalar sonunda Milli Eğitim Bakanlığınca görevinden alındı. İstanbul’da 1945’te gazetecilik yapmaya başlayan Ali, fıkralar yazdığı “La Turquie” ve “Yeni Dünya” gazeteleri, “Tan Gazetesi” olayları sırasında tahrip edilince işsiz kaldı.


Siyasi atmosfer nedeniyle yurt dışına çıkmak isteyen, ancak pasaport yasağından dolayı insan kaçakçılarıyla anlaşarak sınır dışına çıkmayı planlayan yazar, tanıştığı Ali Ertekin’le birlikte 31 Mart 1948’de Kırklareli’ne yola çıktı. Sonrasında bir süre kendisinden haber alınamadı. Bulgaristan sınırında 16 Haziran 1948 tarihinde bir çobanın bulduğu cesedin Sabahattin Ali’ye ait olduğu tespit edildi. Ali Ertekin, cinayeti işlediğini itiraf etti. Cinayetin işlendiği tarihten dört ay sonra ormanda tanınmaz haldeki cesedin Sabahattin Ali’ye ait olduğu, 2 Nisan 1948’de vefat ettiği kayıtlara geçti.

Sabahattin Ali’ye ait anılar Edremit’te