Sanatçının ölümüne devlet gözünü yumdu. 288 gündür ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek hayatını kaybetti.

Grup Yorum üyeleri, cezaevindeki üyelerinin tahliye edilmesi, İçişleri Bakanlığı tarafından haklarında çıkarılan yakalama kararlarının kaldırılması, konser yasaklarının ve İdil Kültür Merkezi üzerindeki baskıların son bulması talebiyle başlatmış olduğu açlık grevini, ölüm orucuna dönüştürmüştü. Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek'in açlık grevi ise sürüyor. Bölek ve Gökçek, 11 Mart’ta polis zoru ile Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmış, ancak tıbbı müdahaleye izin vermemeleri üzerine eylemlerini sürdürdükleri 'Direniş Evi’ne geri getirilmişlerdi. Helin Bölek’in annesi Aygül Bilgi  “Gece uyku uyuyamıyor, çünkü sinir uçları iltihaplandı, çok acı çektiği için uyku diye bir şey yok. Kızımın yeniden türkü söylemesini çok istiyorum. Çocuğumun ölmesini istemiyorum. O pırıl pırıl insanları sahnede görmek istemez misiniz? O yüzden rica ediyorum, konuşmamı duyan herkes bir şeyler yapsın ama hızlı yapsın” ifadelerini kullanmıştı. Grup Yorum resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “288 gündür ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’i şehit verdik… Herkesi direniş evine şehidimizi sahiplenmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

HDP: GRUP YORUM’UN TALEPLERİNİ YERİNE GETİRMELİ!

HDP tarafından Grup Yorum Üyesi Helin Bölek’in hayatını kaybetmesiyle ilgili yapılan açıklamada iktidara tutumundan vazgeçme çağrısı yapılarak “Grup Yorum’un taleplerini yerine getirmeli!” denildi. Helin Bölek’in ailesi ve tüm yakınlarına, arkadaşlarına ve sevenlerine başsağlığı dilenen HDP açıklamasında, insanların açlık grevinde hayatlarını kaybetmelerinin insanlık adına bir utanç olduğu ifade edilerek “Şu anda aynı taleplerle ölüm orucunu sürdüren Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in ve farklı gerekçelerle açlık grevinde olan Mustafa Koçak’ın da hayatlarını yitirmemeleri için iktidar acilen adım atmalı, duyarlı bütün çevreler de derhal harekete geçmelidir.”

İHD: BÖLEK’İN ÖLÜMÜNDEN ÜLKEYİ YÖNETENLER SORUMLUDUR

İHD İstanbul Şubesi tarafından yapılan açıklamada da "Helin Bölek’in yaşamını kaybetmesinden ülkeyi yönetenler sorumludur” denildi. İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfının da içinde olduğu bir heyet tarafından İçişleri Bakanlığı yetkilileri ile 17 Mart’ta yapılan görüşmede ve sonrasında yapılan açıklamada da taleplerin insani ve hak temelli talepler olduğu tespitinin yapıldığı ve yaşam hakkının korunması sorumluluğu ile yetkililerden konuya acil çözüm getirmeleri istendiği hatırlatıldı. Açıklamada “Ancak yetkililer bu haklı taleplerin değerlendirilmesini 'önce açlık grevini bıraksınlar' şartına bağlamışlardı. Ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz; 'önce açlık grevini bıraksınlar' yaklaşımınız Helin Bölek’in canına mal oldu. İbrahim Gökçek ve Mustafa Koçak’ın da yaşamına mal olmadan bu yaklaşıma derhal son verilmeli, talepleri kabul edilerek yaşam hakları korunmalıdır" denildi.

İHD-TİHV: İKTİDAR TALEPLERİ KARŞILAYARAK SORUNU ÇÖZMELİ

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından yapılan açıklamada, uzun süredir açlık grevlerinin geldiği boyut ve açlık grevcilerinin sağlık durumuyla ilgili taleplerin öncelikle insani ve hak temelli niteliğinin aktarılarak herhangi bir kayıp yaşanmadan taleplerin duyulması ve hızla çözüm için adım atılması yönünde çalışma sürdürüldüğü belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Helin Bölek’in yaşamını yitirmesi nedeniyle çok üzgünüz, insan hakları örgütleri olarak yetemedik. Bu göz göre göre gelen kaybı önleyemedik. Ailesine, Grup Yorum ve sevenlerine başsağlığı dileriz. İktidar ise zorla alıkoyma ile başlayan, 'önce onlar bıraksın' tutumu ile süreci daha da gerginleştiren, 29 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan ceza infazına ilişkin yeni yönetmelikle zorla müdahaleyi meşrulaştırma girişimine işaret eden güvenlikçi bakış açısıyla bu kayıptan siyaseten sorumludur."

"TALEPLER KARŞILANSIN"

Daha fazla kayıp olmaması için iktidarı hızla adım atmaya, talepleri karşılayarak bu sorunu çözmeye davet edilen açıklamada, "Bir yaşam hakkı ihlali daha yaşanmaması için tek yolun güvenlikçi anlayışı bir an önce terk ederek, önceliği yaşamdan ve insan haklarına gereken saygıyı göstermekten yana kullanmak olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz" denildi.
Muhabir: Alp Yanardağ