Okula silahlı saldırılar Amerika’da 1800’lü yılların ikinci yarısında başlıyor. Ve de durmak bilmiyor. Rakamlar ürkütücü. George Floyd vardı ya, Amerikan polisi tarafından öldürülen genç. Onun 4 yaşındaki yeğeni de silahlı okul saldırısı mağduru. Çünkü okul saldırılarının yaşandığı semtlerin sosyal ve ekonomik özellikleri ortak. Suç oranlarının yüksek olduğu fakir mahalleler. Sadece 1999 yılından itibaren Amerika’da gerçekleşen okul saldırısı sayısı 374. 350 bine yakın öğrenci mağdur ya da tanık. 200 öğrenci ve öğretmen hayatını kaybetmiş, 424 öğrenci yaralanmış.
Sanmayın ki sadece Amerika. Sırbistan, Finlandiya, Norveç, Fransa… Saldırgan profillerinin ortak noktaları var. Ya mezunlar ya aktif öğrenci. Ama belli ki zihinlerinde okul ve ergenlik defteri kapanmamış. Amerika’da çokça araştırma var. Aileleri problemli hatta çoğunun anne babası hükümlü ya da uyuşturucu bağımlısı. Büyükanneler büyütmüş çocukları. Saldırganların yaş ortalaması 16. Ve silaha çok kolay ulaşıyorlar. İşte bu saldırıların en çok Amerika’da yaşanmasının ilk nedeni evde silahların korunmaması diğeriyse okullardaki aşırı zorbalık. Bu kadar göç alan bir ülkenin saldırganlarının çoğu da zorbalığa uğrayan göçmen çocukları. Hispanikler, Çinliler ve itilip kakılan beyaz çocuklar…
İsimleri: Sınıf İntikamcısı
Okula silahlı saldırılarla ilgili çokça çekilen film var. İzlerken akranlarını ve öğretmenlerini öldüren gençlerin nasıl bir zorbalıkla bu noktaya geldiklerini çok rahat anlayabiliyorsunuz. Bilse de bilmezden öğretmenler ya da çaresiz kalanlar. Kendi çocuğuna toz kondurmayan ve okul çağırmadıkça ortada olmayan ebeveynler. Ve tabii kan donduran zorbalar. Ya da azmettiriciler. Bu kadarı da olmaz dediğimiz şeyler maalesef oluyor. Ve ergenlerin sanki aralarında gizli bir anlaşma yapmışçasına iyi ya da kötü hiçbir yetişkini asla aralarına almadıkları hapishanelerinde, sır defterlerinde gizli kalıyor. Cinsel saldırılar, aşağılamalar, alay etmeler, sosyal medyadan ifşa etmeler… Ve tabii ileri boyutu sistematik fiziksel saldırılar. Ailelerin çoğunun haberi bile olmuyor. Çünkü gizli ergen anlaşması bizi aralarına almamayı ilk madde olarak içeriyor. Hatta eğer ki, çocuğunuz bir gün gelip size ben artık okula gitmek istemiyorum diyorsa, bilin ki çok şanslısınız. Zira büyük ihtimalle o zalim anlaşmaya baş kaldırmıştır.
Bir ergen aşağılandıysa eninde sonunda intikam alacaktır. Ya sizden, ya gelecekteki karısından çocuğundan ya da eninde sonunda zulmün başladığı yerden yani okulundan… Endişelenmeliyiz hem de çok. Ergenlik yarası çocukluk yarasına benzemez. Çok daha derin çok daha dayanılmazdır. Onlar kabuksuz yengeçlerdir. Ne yuvaya dönebilirler ne de dışarda kalabilirler. Hayatta kalmak için kıskaçlarıyla ve sert pençeleriyle ölümcül olabilirler. Aldıkları ilk darbede öleceklerini bilseler de…
Yazının filmleri: Klass (2007) – Kevın Kakkında Konuşmalıyız (2011)
Yazının Müziği : Pearl Jam - Jeremy