Numan Kurtulmuş: Anayasa tek başına AK Parti’nin yapacağı bir şey değildir

Yayın tarihi: 5 Şubat 2021 Cuma 10:05 pm - Güncelleme: 5 Şubat 2021 Cuma 10:05 pm

Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada, “Anayasa tek başına AK Parti’nin yapacağı bir şey değildir. Sayımız yetseydi dahi tek başımıza yapmamamız gereken bir husustur. Çünkü Anayasa toplumsal sözleşmedir, bir partinin Anayasası olmaz” ifadelerini kullandı.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Üsküdar’da internet medyası temsilcileriyle bir araya geldi. Konuşmasında, pandemi dönemine rağmen Türkiye’nin attığı önemli adımlara, reform sürecine ve yeni anayasa konusuna değinen Kurtulmuş, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestoları değerlendirirken de üniversitelerin çekişmeyle, sürtüşmeyle, politik kavgalarla, öğrencilerin bir şekilde kamplaştırılarak, kutuplaştırılarak üniversitenin üniversite olma özelliğinin zayıflatılmasını asla istemediklerini söyledi.

Kurtulmuş, siyasi, hukuki ve ekonomik reformlar sürecine de değinerek “AK Parti’nin 19 yıllık iktidarı dönemi ve Türkiye’nin 70 yıllık çok partili siyasi hayat tecrübesine baktığımız zaman, ne zaman Türkiye’de sıkışıklıklar yaşandıysa ne zaman bir takım sorunlar gündeme geldiyse bu sorunlardan çıkış yolu, buna sivil ve askeri vesayet odaklarıyla mücadele etmek dahil, 2002’de karşılaştığımız gibi önemli bazı ekonomik krizleri aşmak dahil olmak üzere söylüyorum, Türkiye’nin başvurduğu ve sonuç aldığı yol reformdur. Reformlar yaparak bütün krizleri aşabilmiş, güçlü bir şekilde halkıyla bütünleşen bir iktidar olarak AK Parti’nin bundan sonraki süreçte de reform iradesi sahici, kalıcı, ciddi ve tutarlı bir iradedir ve buradan asla taviz vermeden Türkiye’de reformları en kısa zamanda gerçekleştireceğiz” dedi. Adalet Bakanlığı’nın 1.5 yıldır bir hukuk reformu üzerinde çalıştığını, Türkiye’nin ekonomik sistemine ilişkin önemli bir reform paketinin de son noktaya doğru gelmek üzere olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bunların içeriğiyle ilgili tartışmalar yapılacak, diğer konularla ilgili olgunlaşmalar sağlandıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız bunları kamuoyuyla paylaşacaktır” dedi. “Reformdan rahatsızlık duyan bazı çevrelerin de var olduğunu çok iyi biliyoruz” diyen Numan Kurtulmuş, “Ayrıca muhalefet tarafından gelen bazı eleştirilerin gerçekten haksız olduğunu ifade etmek isterim. Daha doğrusu reform meselesinin onlar tarafından anlaşılmadığını gösteren bir tutumdur. ’19 yıldır iktidardasınız ne reformu yapıyorsunuz?’ demek reformun statik bir mesele olduğunu zannetmektir. Bu da tam statükocu anlayışın dışavurumudur. Reform, edilgen bir süreçtir, sürekli gelişen bir süreçtir; zamanın şartlarına göre, milletin ihtiyaçlarına göre, eldeki siyasi imkanlara göre gerçekleştirilebilecek hususlardır. Yoksa ‘Biz kere reform yaptık, yaptık geride kaldı’ deseydik, bugün çok açık söylüyorum AK Parti iktidarı bu kadar güçlü bir şekilde ayakta kalamazdı” diye konuştu. Bunun dinamik bir süreç olduğunu belirten Kurtulmuş, herkesin, bütün siyasi partilerin desteğini istediklerini de belirtti.

YENİ ANAYASA TARTIŞMASI

Yeni Anayasa konusuna da değinen Kurtulmuş, “Yeni anayasa bir fantezi değil laf olsun diye ortaya atılmış mesele değil. On yıllar boyunca siyasette tartıştığımız bir meseledir. AK Parti döneminde Anayasa’da önemli değişiklikler yapıldı” ifadelerini kullanırken, Türkiye’deki 90 yıllık yönetim sistemi olan parlamenter sistemin Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüştüğünü; vesayetin geriletilmeye çalışıldığı adımlar atıldığını ancak mevcut Anayasa içinde halen 1961 ve 82 Anayasası’nın ruhunun dolaşmakta olduğu söyledi.

“SAYIMIZ YETSEYDİ DAHİ TEK BAŞIMIZA YAPMAMAMIZ GEREKEN BİR HUSUSTUR”

Artık tam manasıyla sivil, tamamen millet iradesini yansıtan demokrat, kapsayıcı, katılımcı bir Anayasa’nın vaktinin geldiğini belirten Kurtulmuş, “Anayasa tek başına AK Parti’nin yapacağı bir şey değildir. Sayımız yetseydi dahi tek başımıza yapmamamız gereken bir husustur, çünkü Anayasa toplumsal sözleşmedir, bir partinin Anayasası olmaz. Mümkün olduğu kadar geniş bir konsensusla yeni bir anayasa yapım sürecinin önünü açmak istiyoruz. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi’nden verilen destek gibi diğer partilerden de bu sürece destek olunmasını bekliyoruz. Bu Anayasa meselesi Türkiye siyaseti için de bir sınavdır aynı zamanda” diye konuştu.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ OLAYLAR

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestolara da değinen Kurtulmuş, üniversitelerin çekişmeyle, sürtüşmeyle, politik kavgalarla, öğrencilerin bir şekilde kamplaştırılarak, kutuplaştırılarak üniversitenin üniversite olma özelliğinin zayıflatılmasını asla istemediklerini belirterek “Üniversitelerden beklentimiz öğretim üyeleriyle, araştırmacılarıyla, öğrencileriyle üniversite çevresinde oluşan entelektüel ve ilmi çevrelerle birlikte üniversitelerimizin araştırmalarını yapmaları, bilim üretmeleri, projelerini geliştirmeleri ve uluslararası alanda çok iyi rekabet edebilen üniversiteler haline gelebilmeleridir. Bu bakımdan üniversitelerimizde, özellikle Boğaziçi Üniversitesi’nde gündeme gelen, öğrenciler tarafından başlatılan bu tartışmaların bir şekilde politikacılar tarafından yönlendirilmemesi, bu tartışmanın politik bir tartışma haline dönüştürülmemesini arzu ediyoruz, bekliyoruz” dedi. Kurtulmuş, “Boğaziçi protestolarının bir şekilde uluslararası baskı aracı haline dönüştürülmesine de asla müsaade edilmez. Hangi uluslararası çevreden ve hangi ülkeden gelirse gelsin Türkiye’ye parmak sallayarak insan hakları konusunda Türkiye’yi hizaya sokmaya çalışanlara söylenecek çok sözümüz vardır. Hiç kimsenin hiçbir konuda Türkiye’nin içişlerine müdahale etmesine müsaade etmeyiz. Kimsenin bize ders vermeye, kimsenin bize haddimizi bildirmeye, kimsenin bize parmak sallamaya hakkı da yoktur, haddi de yoktur” dedi. Kurtulmuş şunları da sözlerine ekledi: “Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestolar vasıtasıyla bunun uluslararası alana taşınarak Türkiye’ye karşı ve hükümete karşı baskı haline dönüştürülmesine de asla rıza göstermez, asla müsaade etmeyiz. Türkiye’ye hiç kimsenin elini sallayarak şunu şöyle yapın demeye hakkı yoktur, haddi de yoktur. Boğaziçi’nde öğrenciler de bizim öğrencilerimizdir. Oradaki bazı marjinal grupların varlığı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin tamamını bağlamaz.”