İki ismin yaptığı keşifler, Dünya'da karmaşık yaşamın nasıl ortaya çıktığını ve insan vücudunun nasıl çok çeşitli dokulardan oluştuğunu açıklamaya yardımcı oluyor.
MikroRNA'lar, yaşamın talimatları olan genlerin, organizmaların içinde nasıl kontrol edildiğini etkiliyor. İnsan vücudundaki her hücre, DNA'mızda kilitlenmiş aynı genetik bilgiyi içerir. Ancak aynı genetik bilgiyle başlamalarına rağmen, insan vücudundaki hücreler biçim ve işlev bakımından farklıdır. Sinir hücrelerinin elektriksel uyarıları kalp hücrelerinin ritmik atışlarından farklıdır.
Metabolik güç merkezi olan karaciğer hücresi, kandaki üreyi süzen böbrek hücresinden farklıdır. Retinadaki hücrelerin ışık algılama yetenekleri, enfeksiyonla savaşmak için antikor üreten beyaz kan hücrelerinden farklıdır. Aynı başlangıç malzemesinden bu kadar çok çeşitlilik ortaya çıkması gen ifadesi nedeniyle olabiliyor.
Gen ifadesi, bir gende kodlanan bilginin bir protein molekülünün birleşmesini yönlendirmek için kullanıldığı süreçtir. ABD'li bilim insanları mikroRNA'ları ve bunların genlerin farklı dokularda farklı şekilde ifade edilmesi üzerinde nasıl kontrol sağladığını ilk keşfedenler oldu.
Tıp ve fizyoloji ödüllerini kazananlar İsveç'in Karolinska Enstitüsü Nobel Kurulu tarafından seçiliyor. Kazananlar 11 milyon İsveç kronu (1 milyon dolar) değerindeki ödülü paylaşıyor.
Nobel Kurulu, iki bilim insanının çığır açan keşiflerinin, "insanlar da dahil olmak üzere çok hücreli organizmalar için gerekli ve tamamen yeni bir gen düzenleme ilkesini ortaya çıkardığını" belirterek, “Artık insan genomunun binden fazla mikroRNA'yı kodladığı biliniyor” dedi.
Gen ifadesini kontrol etme yeteneği olmasaydı, bir organizmadaki her hücre birbirinin aynısı olurdu, bu nedenle mikroRNA'lar karmaşık yaşam formlarının evrimleşmesine yardımcı oldu. MikroRNA'lar tarafından anormal düzenleme kansere ve doğuştan işitme kaybı ve kemik bozuklukları gibi bazı durumlara yol açabilir.