Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, istifa etti mi edecek mi derken; yaklaşık 250 gün aradan sonra bir basın toplantısı düzenledi. Toplantı, neredeyse iki saat sürdü.

Peki bu iki saatte ne konuşuldu?

Türk futbolunun hangi sorunu çözüldü?

Hangi konular aydınlığa kavuştu? Elbette hiçbiri.

TFF Başkanının sorulan sorulara karşı konuşmaları -ki cevap diyemiyorum ben hiçbirine-, kendisi görevini “zor” bulduğunu ifade etse de pek kolaymış gibi düşndürdü bana.

Neden mi? Söylemlere bakalım.

“Futbolu temizledik, artık tribünler değil blok kapanıyor.”

Elektronik bilet uygulaması neden gelmişti, sahi? Akıllı statlar vasıtası ile yüz tanıma sistemi olacaktı… Kimse işlemediği bir suçun cezalısı olmayacaktı… Taraftarlığının bedelini ödemeyecekti.

Bunun için neler neler yapmadık ki? Şubesi bile olmayan bir bankaya müşteri olduk. Kişisel verilerimizi kaptırdık. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa’nın olağan şüphelileri bile olduk, yetmedi!

Neticede, 2020 yılında Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı bir bayram gibi sevinmemizi istiyor, artık tribünler kapanmıyormuş.

*

“Merkez Hakem Kurulu’nun işi çok zor.”

MHK’yi başarılı buluyor, Nihat Özdemir. İşleri çok zor, diye ekliyor. Yalnız, Göztepe-Beşiktaş karşılaşmasının tekrarı konusu bizim işimiz değil, diyor. MHK’nin zor işini oracıkta bize ilan ediyor.

Liginde kural hatası yaşanan bir maça dair günlerdir açıklama yapmayan özerk federasyonumuz, kural hatası yapan hakemler gibi nicelerini yetiştirmeyi hedeflediği projelerinin de müjdesini veriyor bize.

Kendisine bağlı tüm kurullar TFF yönetimine bağlı değilmiş gibi değil mi her şey?

Hatta ve hatta kesin, nihai kararları gerekçe bile sunmadan veren TFF Tahkim Kurulu’nun görev süresi bile TFF Yönetim Kurulunun görev süresi ile aynı değilmiş gibi davranılıyor. Hepsinin göbek bağı birbirine bağlı olan bu yapıyı “bizim işimiz değil diyerek” meşrulaştırmaya çalışıyor TFF Başkanı. Neredeyse inanacağız, tarafsız ve bağımsızlığa!

*

TFF Tahkim Kurulu tarafsız ve bağımsız değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yapılan 5 başvuru üzerinden çarpıcı bir tablo koydu Türkiye’nin önüne. Ayrıca ödevler de verdi. Tarafsızlık ve bağımsızlık sisteminin yasal olarak inşası telkini yapıldı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin açık şekilde ortaya koyduğu durumun üzerine gerçekleşen basın toplantısı, durumun ciddiyetini kavrayamadığımızı bir kez daha ortaya koyuyor…

Her kulübün, her taraftar grubunun hakkının yenildiğini düşündüğü şu ortamda memnun olduğunuz tek bir şey kaldı mı yeşil sahada?