Nihat Hatipoğlu’na tepki yağdı: Kendini din sanıyor

Yayın tarihi: 28 Ağustos 2020 Cuma 3:03 pm - Güncelleme: 28 Ağustos 2020 Cuma 3:17 pm

ATV ekranlarında yaptığı ramazan programlarından aldığı maaşla sürekli tartışılan ilahiyatçı ve Sabah gazetesi yazarı Nihat Hatipoğlu’nun koronavirüse yakalanması sonrası kaleme aldığı yazısında kullandığı, “Hastalığıma sevinenler, din düşmanlığı sizi bu kadar mı zavallı yaptı?” ifadesine tepki yağdı.

Kovid-19’a yakalanan Nihat Hatipoğlu’nun yazısında kullandığı, “Din düşmanlığı sizi bu kadar mı zavallı yaptı?” ifadesine tepkiler sürüyor.

Gazeteci Mustafa Hoş, ifadelerin bulunduğu haberi paylaşarak, “Kendini din sanıyor” yorumuyla Hatipoğlu’na tepki gösterirken, gazeteci Rabia Çetin ise “Niye sen peygamber misin?” sorusunu sordu. Gazeteci Erk Acarer de Tele1’in haberini paylaşarak, “Din düşmanlığı değil de din tüccarlığı yapan bir zavallıya tepki desek” ifadesini kullandı.

İnsan hakları savunucusu Natali Avazyan, Hatipoğu’na “Asıl zavallı sizlersiniz…” diyerek, ” ‘Çünkü Nihat Hatipoğlu’na düşmanlık değil bu. Bu düşmanlığınız Allah’a ve Peygamberinedir.’ diyecek kadar zavallısınız… Troller sesiniz çıkmıyor bu din sömürücü zavallılara” yorumunu yaptı.

‘HATİPOĞLU KİM Kİ KENDİNİ DİNLE ÖZLEŞLEŞTİRİYOR?’

İyi Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, yeminine sadık bir hekim olarak Nihat Hatipoğlu’na başsağlığı dilediğini belirterek, “Ancak kim ki, kendini dinimiz ile özdeşleştiriyor? Müslüman kızsa kızsa ona İslâm’ı dejenere ettiği ve üzerinden para kazandığı için kızar” diye yazdı.

Nihat Hatipoğlu: Rahatsızlığıma sevinenler, din düşmanlığı sizi bu kadar mı zavallı yaptı?

‘DİN DÜŞMANI İLAN EDEMEZSİN HADSİZ!’

Sosyal medya kullanıcıları da Hatipoğlu’nun ifadelerine sert tepki gösterdi. “Din sana aileden miras özel bir alan mı?” sorusunu soran bir kullanıcı, “Birine üzülüp – üzülmemek kişisel duygu durumudur.  Sana üzülmek zorunda değilim(z)! Seni sevmeyeni ki herkes seni sevmek zorunda değil! Din düşmanı ilan edemezsin hadsiz!” dedi.

İşte Hatipoğlu’nun söz konusu ifadelerine tepkiler: