CHP’nin bu söylemlere karşı nasıl bir propaganda taktiği geliştirdiği henüz belli değil ama İstanbul ve Ankara başta olmak üzerek CHP adaylarının bu tartışmalardan uzak kaldığı ve Erdoğan’ın tuzağına düşmediği görülüyor.
Olması gereken de bu. Sonuçta siyasi anlamı çok büyük olmasına rağmen bu yerel bir seçimdir.
Başarı varsa belediye başkanınındır yoksa iki nedeni vardır:
1-Belediye başkanının yetersizliği
2-İktidarın engelleri.
Bunu bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan halkı tehdit ederek ‘ Benim adaylarıma oy vermezseniz devlet olarak size hizmet yok’ diyor. Toplumu tehditle ‘yola getirebileceğini’ düşünen Erdoğan hiç çekişmeden 15 milyon emekliye ‘size de para yok’ diyerek herkesi teslim almaya çalışmaktadır. Önceki seçimlerde bildik hamasi söylemlerle emeklilerin geniş kesimlerini kandırabildiğini gören Erdoğan bu seçimlerde de AKP’li adaylara oy verdiğini görürse bundan böyle çalışan herkese benzer şekilde davranacaktır.
Yani 31 Mart’tan sonra ve Mayıs 2028’e kadar çalışan hiç kimseye hiç bir hak verilmeyecek ve kaşıkla verilmesi gereken bazı haklar kepçeyle geri alınacaktır.
Haklar deyince ekonomik olanlarla birlikte politik, sosyal, kültürel ve hatta psikolojik hakların tümünden söz ediyorum. Sonuç olarak Türkiye insanları sindirilmiş korkak bir toplum ülkesine dönüştürülmüş olacaktır.
Böyle bir ülkede yaşamak istemeyen insanlar mutlaka bir şeyler yapmalı.
Örneğin belki de son kez sandığa gidip oy kullanmalı.
Örneğin nedeni ne olursa olsun tüm gerekçelerinden kurtularak oyunu kazanma şansı olan adaylara vermelidir. Yapılan kamuoyu yoklamaları, güneydoğu hariç her yerde bu yarışın CHP ve AKP adayları arasında olacağını göstermektedir. Kazanma şansı sıfır olan sol ya da sağ partilerin aday göstererek CHP adaylarının önününü kesme çabası AKP ve Erdoğan’a hizmet etmenin ötesinde hiç bir anlam taşımamaktadır.
Özellikle kavganın giderek kızışacağı İstanbul, Ankara ve CHP’li büyük şehir belediyelerinde..
Daha önce de bir çok kez yazdım ve söyledim :
CHP ve adaylarıyla ilgili söylenecek çok şey var ve olabilir ama bu seçim muhalefet, muhalifler ve bu ülkeyi seven herkes için psikolojik bir direnmenin göstergesi olacaktır. Bunun içindir gibi Erdoğan ve medyası siyasi başkent Ankara ve tarihi yani Hilafet ve Saltanatın başkenti İstanbul’a özel önem gösteriyorlar.
Buraları kazanacak bir Erdoğan bir sonraki hamlesini çok daha gerçekleştirecektir. İnsanları sindirilmiş, beyinleri esir alınmış ve hiç bir şeye tepki göstermeyen topluma yeni anayasa çok kolay kabul ettirecektir.
Sonrasını konuşmak ise abesle iştigal olacaktır.
Böyle olmasını istemeyen herkes doğru düşünüp doğru karar vermek zorundadır.
Hiç kimsenin son kez yanılma lüksü yoktur ve olmamalıdır.
Bir kez daha söyleyeyim :
Bu yarış siyasal eğilimi ne olursa olsun AKP’nin kazanmasını istemeyenlerle AKP arasındadır.
AKP’nin kazanmasını istemeyenler mutlaka kazanabilecek adaylara oyunu kullanmalıdır.
Sonrası çok daha anlamlı olacaktır.
Yenilgiye uğratılmış bir AKP ve Erdoğan’a karşı mücadele çok daha kolay olacaktır.
Bu seçimi de kazanması durumda Erdoğan’ı kimse durduramayacaktır..
Deyim yerindeyse ‘Astığı astık kestiği kestik’ şimdiye dek olduğu gibi istediği her şeyi yapacak ve hiç kimse sesini çıkaramayacaktır.
Bunun farkında olan Erdoğan ilk denemesiyle açtıktan emeklileri test etmektedir.
Hakları ellerinden alınmış ve sürekli hırpalanan diğer kesimler gibi emekliler de bu seçimde gider oyunu AKP’ye verirse herkes oturup düşünmeli :
‘Bizim gibi insanların yaşadığı bu ülke neden böyle oldu’!