Diyarbakır’da 16 gündür aranan 8 yaşındaki Narin’in amcasının ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla tutuklanması, 'Cesetsiz cinayet davası olur mu? tartışması başlattı. Cesetsiz cinayet davası ABD hukukunda yok ama Türk adalet sisteminde şüphe yeterli.
Diyarbakır'ın Bağlar İlçesi’nde 21 Ağustos günü Kuran kursundan çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan 8 yaşındaki Narin Güran’dan hala bir haber yok. Narin'i arama çalışmaları 16 gündür sürerken soruşturma kapsamında gözaltına alınan amca Salim G. (46), “kasten öldürme” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamalarıyla tutuklandı. Amca Salim G.'nin tutuklanması, "Cesetsiz cinayet davası olur mu" tartışmalarını da beraberinde getirdi.
https://tele1.com.tr/narin-16-gundur-kayip-dikkat-ceken-12-dakika-1133718/
AMCA İKİ SUÇTAN TUTUKLANDI
Salim G.'nin avukatı Seda Toğrul, "Ölü yoksa nasıl adam öldürmeden sevk edilebilir. Hukuka aykırı. Şu anki mevcut duruma göre Narin adına ulaşılmış bir ceset yok. Dosyada böyle bir delil yok. Ama amca iki suçtan tutuklandı. Hukuki bir açıklaması yok bunun" diyerek karara itiraz etti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise Narin’in amcasının tedbir amaçlı tutuklandığını açıkladı.
'Cesetsiz cinayet davası' olur mu?
Peki, Türk adalet sisteminde 'Cesetsiz cinayet davası' olur mu? Avukat Göray Karadut, sosyal medya hesabından, bu soruya açıklık getirdi. Türk ceza hukukunun vicdani delil sistemine göre çalıştığını belirten Karadut, tutuklamanın gerekçesini örneklerle şöyle anlattı:
"Diyarbakır’da kaybolan çocuk için amcası adam öldürme suçlamasıyla tutuklanmış. Sosyal medya ceset bulunamadığı için Cesetsiz cinayet işlenemeyeceği ve mahkumiyet kararı verilemeyeceği yönünde görüşlerle doldu taştı.
CESET KONUŞUR
Cinayet davalarının temeli ceset üzerine kurulur. Çünkü ceset konuşur. Ceset nasıl öldürüldüğünü otopside anlatır. Bazen kim tarafından öldürüldüğünü de söyler. Üzerindeki atış izleriyle, bıçak, mermi izleri ve çekirdekleriyle.
Pekala bunları elde edebileceğimiz bir ceset yoksa ama bir cinayet varsa?
Bu yüzden cesetsiz cinayet olmayacağına dair görüş, Türk Hukuku’nda kabul görmemiştir. Birinin öldüğü ve öldürüldüğü konusunda şüpheye yer vermeyecek delillerin olması olayın oluş şekli, ölüm nedeni, nerede, kim tarafından gerçekleştirildiği ortaya konduktan sonra mahkumiyet kararı verilir ve verilmiştir de.
Geçen yıllarda bir Türk iş kadını okyanusun ortasında gemide kayboldu. Bu kadının denize itildiğini gören bir tanık yada kamera bunun bir cinayet olduğunu pekala ortaya koyabilir.
VİCDANİ DELİL SİSTEMİ
Bir cinayetten bahsedebilmek ve faille ilişkilendirebilmek için; önce maktulün öldüğü, ölümün cinayet sonucu gerçekleştiği ve cinayetin fail tarafından işlendiği ortaya konulursa mahkumiyet verilebilir. Tüm bunlar ceset olmadan yapılabilir mi? Olabilir, çünkü bizim ceza hukuku vicdani delil sistemine göre çalışır. Ceza yargılamasında delil sınırlaması yoktur. Her şey delil olabilir. Mahkeme, kişinin öldüğüne, her türlü şüpheden Ari olarak kanaat getirmişse kararını bu ölüm üzerine tesis edebilir.
Tutuklamada kuvvetli şüphe aranır(!) uygulamada şüphe çoğu zaman yeterlidir. O sebeple bu olay yönünden söylediklerim tutuklama kararını eleştirmeye yönelik değildir. Hukuk anlayışıma uymasa da, mahkemelerin bazı dosyalarda olayı aydınlatmaya yönelik tutuklama yaptıklarına şahit olmuşumdur. Sanırım bu da öyle bir tutuklama."
"Cesetsiz cinayet olur mu?" Avukat Göray Karadut, Türk ceza hukukunun vicdani delil sistemine göre çalıştığını vurguladı.