Nagehan Alçı 2016’da savunduğu fikrini bugün eleştirdi

Yayın tarihi: 5 Haziran 2020 Cuma 3:03 pm - Güncelleme: 5 Haziran 2020 Cuma 3:03 pm

2016 yılında ‘dokunulmazlık tabu mu?’ diyerek HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasını savunan Nagehan Alçı, bugünkü yazısında ise dokunulmazlıklarının kaldırılmasının sakıncasına dikkat çekerek buna itiraz ettiğini yazdı.

 

Meclis’te tezkerelrin okunaak Enis Berberoğlu, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliklerinin düşürülerek tutuklanması hakkında “Usule uygun ama şart mıydı? Neden böyle yapıldı?” diye bir yazı kaleme alan Nagehan Alçı, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasının sakıncları nedeniyle bu karar o dönem çok sert şekilde itiraz ettiğini yazdı.

2016: DOKUNULMAZLIK TABU MU?

Nagehan Alçı’ya geçmiş hatırlatıldı… Canlı yayında çileden çıktı

Dokunulmazlık konusunda CHP ve HDP’nin iktidarla yanlış bir inatlaşması yüzünden bu durumun yaşandığını savunan Alçı, 2016 yılında ise o dönem yazdığı gazetede ‘Dokunulmazlık tabu mu?’ diye bir yazı yazmış ve orada HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını şu satırlarla savunmuştu:

“Artık bu konuda politik doğruculuk adına ‘dokunulmazlıklara dokunmayın, yoksa PKK’nın ekmeğine yağ sürülür, Leyla Zana’ların Meclis yemininde Kürtçe konuştukları için tutuklandıkları 90’lar Türkiye’si hortlar’ laflarının bir kenara bırakılması gerektiğini düşünüyorum.

Bir kere artık Türkiye 1994 Türkiye’si değil. Artık Türkiye ayrılıkçı bir partinin dahi kurulabildiği bir ülke. Nitekim Aralık 2014’te tabelasını asan Partiya Azadiya Kürdistan bağımsız bir Kürdistan için siyaset yapıyor ve kimse bu partiye ya da üyelerine tepki göstermiyor. Göstermemeli de…

HDP’de mesele özerklik ya da federasyon talepleri değil. Olmamalı. İfade özgürlüğünü savunuyorsak her türlü düşüncenin dile getirilmesini savunmamız gerekir. Tek bir kriterle: Şiddetle araya mesafe koymak. İşte HDP ile ilgili mesele de burada başlıyor. İsterse bağımsız Kürdistan’ı hedeflesin şayet PKK terörüne ön ya da arka çıkmıyorsa hiçbir HDP’liye hiçbir şekilde dokunulmamalı. Anayasa’ya aykırılık vs derseniz, benim cevabım net: Benim anayasamın bir tek kriteri var: Şiddete karşı olmak.”

Alçı’nın dün Meclis’te yaşanan ‘saray darbesi’nin arka planına dair aktardıkları ise şöyle:

“BU KARAR 4 AY ÖNCE ALINDI”

3 isimle ilgili bu karar 4 ay önce alınmış. Araya pandemi süreci girdiği ve Meclis kapandığı için beklenmek zorunda kalınmış.

“Anayasa karar kesinleşince okunur diyor” diye hatırlattı, konuştuğum hukukçu önemli isim.

Fakat bu hüküm yalnızca HDP’liler için uygulanıyor sanki.

Bakın, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın dosyası Meclis’e 2020 Ocak sonu gelmiş ve gelir gelmez hemen değerlendirilmeye alınmış.

Yani bu durumda anayasanın hükmü yalnızca HDP milletvekilleri için hemen hayata geçirilmiş.

Enis Berberoğlu’nun dosyası Kasım 2018’den beri Meclis’te.

“Anayasa gelir gelmez okunur diyorsa neden beklettiniz?” diye sorunca
şu cevabı aldım:

“Biz hem Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuruyu hem de yargı paketlerinin olumlu bir sonucu olabilir mi diye beklettik Nagehan Hanım. Yani dedikleri gibi amacımız bu süreci hızlandırmak asla değil. Bana inanın. Nitekim 24. Dönem milletvekillerinden Kemal Aktaş’ta da durumunu etkileyebilir diye hazırlanan paketleri beklemiştik.”

“AYM’Yİ BEKLEME MECBURİYETİ YOK”

Konuştuğum kaynaklar yukarıdaki ayrıntıyı dile getirmekle birlikte Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurunun beklenmesinin hukuki bir mecburiyet olmadığını da söylediler.

GEÇEN DÖNEM 11 İSME AYNISI OLMUŞTU

Esasen 2016 Mayıs ayında TBMM’de yaşanan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili sürecin sonuçlarını yaşıyoruz.

Hem CHP hem HDP o süreçte çok hatalı hareket ettiler. Bir saçma inatlaşma yaşandı ve geçici bir madde eklenerek tüm vekillerin dokunulmazlığı kaldırıldı.

O dönem katıldığım televizyon programlarında tam da bugünlerin yaşanabileceğine işaret edip dokunulmazlıkların kaldırılmasına çok sert itiraz etmiştim.

İşte sonuçları görüyoruz. Üstelik bu neticeleri ilk kez bugün de görmüyoruz.

2016’da eklenen geçici madde ile geçen dönem aralarında Leyla Zana’nın da olduğu HDP’li 11 ismin de aynı şekilde milletvekillikleri düşürülmüştü.

O zaman da gerilim yaşanmıştı ancak şimdi esas mesele bir CHP’li vekilin de listede olması…

AMAÇ CHP VE HDP’Yİ AYNI SAFA İTMEK Mİ?

Muhalefet cephesinden konuştuğum isimlere göre buradaki amaç CHP’yi HDP’nin yanına itmek ve bu yolla bir sonuç elde etmeye çalışmak.

İktidar blokunun meydanlarda “İşte CHP zihniyeti ile PKK terörü yan yana. Bunlar vatan haini” diye bağırarak sonuç almak isteyeceklerini ileri sürüyorlar.

“Bizi provoke ediyorlar Nagehan Hanım. Açıkça milletin oylarına darbe yapıyorlar” diye konuştu partinin ileri gelen bir ismi.

Enis Berberoğlu hapiste iken bu tutukluluğa itiraz eden birçok yazı yazdım. Dolayısıyla elbette yeniden cezaevine girmesini yanlış ve Türkiye için zararlı buluyorum.