Müyesser Yıldız’ın tutuklanmasına gerekçe gösterilen astsubay ceza almayabilir

Yayın tarihi: 12 Haziran 2020 Cuma 4:43 pm - Güncelleme: 12 Haziran 2020 Cuma 4:43 pm

Oda TV Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ın “askeri casusluk” iddiasıyla tutuklandığı davada yargılanan askerin bipolar bozukluk tanısı olduğunu söyleyen avukatı, bunun cezasızlık nedeni sayılabileceğini ifade edildi.

Ankara’da TELE1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel ile birlikte dört gün gözaltında tutulan ve dün çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Oda TV Haber Müdürü Müyesser Yıldız‘ın mahkeme ifadelerinde dikkat çeken bir detay ortaya çıktı. Yıldız’ın tutuklanmasına astsubay E.B. ile görüşmeleri gerekçe gösterilmişti. Dün tutuklanan E.B.’nin avukatı Sahir Yılmaz, mahkemede müvekkilinin bipolar bozukluğu olduğu ve bunun “cezasızlık” nedeni sayılacağını söyledi.

İsmail Dükel adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, Müyesser Yıldız ve Astsubay E.B tutuklandı

İMZASIZ İHBAR MEKTUBU

Oda TV’ye konuşan Müyesser Yıldız’ın avukatı Erhan Tokatlı, Yıldız’la ilgili şikayetin Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından yapıldığını bildiklerini, ancak soruşturmanın imzasız bir ihbar mektubu başladığını öğrendiklerini ifade etti. İmzasız ihbar mektupları, FETÖ-AKP iş birliğinde gerçekleştirilen Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarında da yaşanmıştı.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan astsubay E.B.’nin, Müyesser Yıldız’a belge gönderdiği öne sürülmüştü. Ancak Yıldız’ın mahkemede verdiği ifadede, astsubaydan öyle bir belge istemediğini belirttiği öğrenildi. Yıldız, soruşturmaya konu olan yazılarını E.B. ile yaptığı görüşmelerden değil, açık kaynaklardan edindiğini belirtti.

Yıldız, “E. isimli şahıs her görüşmemizde kendisini çok önemli bir şahıs ve önemli bilgilere sahipmiş izlemini yaratmaya çalışıyordu. Bende o yüzden anlattıklarının belgesi var mı diye birkaç kez sordum. Ancak herhangi bir belge göndermedi. Benim zaten belge istemekteki kastım şahsı test etmekti” dediği ve “E.B.’nin kendisinden bahsettiği belgeleri istemedim. Bu beyanlar doğru değildir” ifadelerini kullandığı öğrenildi.

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan İsmail Dükel ‘casusluk komedisini’ anlattı

Avukat Tokatlı, soruşturmanın başlangıcının TCK 328 olduğunu, savcılık ifadesinden sonra bunun TCK 329’a döndüğünü belirtti. TCK 328 “siyasal askeri casusluk” suçlarını kapsarken, TCK 329 ise “devletin güvenliğine ve siyasal yararına ilişkin bilgileri açıklama” suçunu kapsıyor.

TCK 329 kapsamında Müyesser Yıldız’ın iki yazısına dikkat çeken Avukat Tokatlı, “Müyesser hanım yazısında Hafter’in yanındakilerin firari FETÖ generalleri olup olmadığını soruyor. Burada bir ifşa yok. Velev ki öyle olmuş olsa bile FETÖ’cü generallerin ifşası suç mu?” dedi. Yıldız’ın diğer yazısına da dikkat çeken Avukat Tokatlı, “Müyesser Hanım, birçok devletin Ortadoğu ve Afrika’da vekalet savaşı yürüttüğünü ancak hiçbir devletin açıktan bunu kabul etmediğini yazıyor. Türkiye’deki devlet görevlilerinin ise, yurtdışında yaptıklarını anlattıklarını kendi ifadelerden vererek, onları uyarıyor. ‘Hiç kimse kabul etmiyor, siz niye kabul ediyorsunuz’ diyor. Devlet yetkilerini uyarıyor ve ‘bunu söylemeyin’ diyor. Ve tüm bu yazıları açık kaynaklardan tırnak içi ifadelerle aktarıyor” dedi.

ASTSUBAY İTİRAFÇI OLMAK İSTEDİ, ‘CEZASIZLIK SEBEBİ’ DEDİ

Öte yandan etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olmak istediği belirtilen E.B.’nin avukatı Sahir Yılmaz, mahkeme sorgusunda “Belirtmek isteriz ki müvekkil bipolar rahatsızlığından tedavi görmektedir. Bu rahatsızlığı yargılama aşamasında muhtemeldir ki cezasızlık sebebi olarak karşımıza çıkacaktır” şeklindeki sözleri dikkat çekti. Astsubay E.B.’nin psikolojik rahatsızlığı belirten Avukatı Yılmaz, “Müvekkil bilerek, isteyerek ya da kasten herhangi bir eylemde bulunmamıştır” ifadelerini kullandı.

MÜYESSER YILDIZ’IN SUÇLANDIĞI YAZILAR

Müyesser Yıldız’a savcılık aşamasında iki tane yazısı suçlama olarak yöneltildi. Yazılardan birisi 24 Aralık 2019 tarihli “Kim bu Hafter’le görüşen Türk komutanlar” başlıklı yazı.

Yıldız, söz konusu yazısında yabancı basında yer alan haberleri derlediği ve açık kaynakları kullandığı görülüyor.

Müyesser Yıldız’ın suçlandığı diğer yazı ise 20 Ocak 2020 tarihli “Libya’ya hangi komutan gitti… Yerine kim geldi” başlıklı yazdı. Yıldız söz konusu yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 Ocak’ta bir televizyon programında yaptığı Libya’da bir korgenaral görevlendirecek açıklamasına değindi.

Yıldız’ın mahkemede konuyla ilgili olarak “Köşe yazılarımda konu ettiğim bilgilerin tamamı açık kaynaklarda olan, referanslarını yazıma yazdığım bilgiler söz konusudur. Ben Ankara’da oturmakta olan bir gazeteciyim. Karargahtaki gelişmeleri takip eden bir gazeteciyim. Dolayısıyla bir kısım bilgileri öğrenip bunları haberleştirmemizde herhangi bir suç yoktur. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum” dedi.

2011 yılında Odatv kumpasından 16 ay hapis yatan Müyesser Yıldız, ikinci kez tutuklandı. 37 yıllık meslek hayatında yazdığı yazılar nedeniyle ikinci kez demir parmaklıkların ardına atılan, kemik erimesi rahatsızlığı bulunan Yıldız’ın tutuklanmasına, itirafçı olmak isteyen, psikolojik rahatsızlığı bulunan bir astsubay, isimsiz ihbar mektubu neden oldu

TUNCAY GÜNEY’İ HATIRLATTI

Daha önce de Ergenekon kumpasında tutuklanan gazeteci Müyesser Yıldız’ın, isimsiz bir ihbar mektubu ve ceza almama ihtimali olan bir astsubay gerekçe gösterilerek tutuklanması Tuncay Güney’i hatırlattı.

Ergenekon davasını başlatan ifadelerin sahibi Tuncay Güney, otomobil kaçaklığı suçlamasıyla gözaltına alınmış, ifadesini dönemin İstanbul KOM Müdürü Adil Serdar Saçan almıştı.

Güney’in ifadelerine dayanılarak çizilen Ergenekon şeması Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen polislerin Emniyet’e hakim olmasıyla birlikte dava konusu olmuştu. Sanıkların taleplerine rağmen mahkeme Tuncay Güney’i duruşmaya çağırmamıştı. Tuncay Güney, daha sonra yaptığı açıklamalarla Ergenekon davasının bir “proje” olduğunu söylemişti. Kanada’da yaşayan Güney, Ergenekon operasyonlarının başlamasının ardından bir daha Türkiye’ye gelmedi.

MİT’in Ergenekon mahkemesine gönderdiği dosyada, Tuncay Güney için “psikolojik sorunları olan, güvenilmez, para düşkünü” denilmişti.