Murat Yetkin: Sonucun Erdoğan’a Kıbrıs şoku olduğunu söylemek mümkün

Yayın tarihi: 12 Ekim 2020 Pazartesi 12:31 pm - Güncelleme: 12 Ekim 2020 Pazartesi 2:15 pm

Gazeteci Murat Yetkin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili, “Sonucun Erdoğan’a Kıbrıs şoku olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Türkiye’de Kuzey Kıbrıs’taki yandaş kalemler ve televizyonistlerin düğmeye basılmışçasına hep bir ağızdan ‘hain’ ilan etmesine karşın Akıncı yüzde 30’a ulaştı ve 18 Ekim’deki ikinci tur için şansını artırdı” ifadesini kullandı.

Murat Yetkin, ‘Erdoğan’a Kıbrıs şoku, Türkiye’ye seçim dersi’ başlıklı yazısında KKTC’deki cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin, “Bir yol bulup Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı FETÖ’ye ya da PKK’ya destekçidir diye ya da Soros’çudur, ne bileyim ulusalcıdır diye hapse atmak mümkün olsaydı belki işler daha kolay olurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim rüşveti olduğu apaçık desteklerle 11 Ekim cumhurbaşkanlığı seçiminde arkasında durduğu Başbakan Ersin Tatar belki daha iyi sonuç alırdı. Belki yine ilk turda seçilemezdi ama seçmenin sadece yüzde 55’inin katıldığı seçimde sadece yüzde 32 küsur oy almazdı. Sonucun Erdoğan’a Kıbrıs şoku olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Türkiye’de Kuzey Kıbrıs’taki yandaş kalemler ve televizyonistlerin düğmeye basılmışçasına hep bir ağızdan ‘hain’ ilan etmesine karşın Akıncı yüzde 30’a ulaştı ve 18 Ekim’deki ikinci tur için şansını artırdı.” yorumunu yaptı.

Yetkin yazısından bir bölüm şöyle:

Fazla zorlamak oyunu bozar

Keza, kendi projesi olan Maraş sahilinin açılmasını seçim öncesi Erdoğan’a ilan ettiren Tatar’a kızarak Dışişleri Bakanlığından istifa eden ve yüzde 5 küsur oy alan Kudret Özersay’ın ikinci turda Tatar’ı desteklemesi sürpriz olur.
Şu da var. Tatar taraftarlarının büyük kısmının sandıklara gittiğini söylemek mümkün. Sandığa gitmeyenlerin bir kısmının, 2015 seçimlerini yüzde 60’la kazanmış olan Akıncı’yı ilk turda Türkiye’yle arayı fazla açıp AB ve Rumlara fazla itibar etmemesi konusunda uyarmak isteyen seçmeni olduğu söylenebilir
Erdoğan’ın oyunu fazla zorlayarak bozduğu kısım sanırım aylar önce tamiri bitip yeniden çalışmaya başlayan su hattı ve Geçitköy Barajının “açılışını” Ankara’dan yapması oldu. Kıbrıs küçük yer, herkes her şeyi anında farkına varıyor.
Bir de belki Büyükelçi Ali Murat Başçeri tam söylemekten çekinir, ben söylemiş olayım. Kıbrıs Türkleri son zamanlarda Türkiye’den gelen, kendi deyimleriyle “şalvarlı-sakallı” takıma Tatar tarafından vatandaşlık verilip seçmen yapılmak istemesinden çok rahatsız, çok.
Bakalım ikinci turda Erdoğan-Tatar ikilisi şapkadan hangi tavşanı çıkaracak seçimi alma hedefiyle.

Türkiye’ye seçim dersleri

Son zamanlarda siyaset kulisinde Erdoğan’ın artık kaybetme ihtimali olan seçime gitmeyeceği, gidip kaybetse dahi bırakmayacağı doğrultusunda fısıltılar yayılmaya başladı. Bu fısıltılar zaten artık her gün yeni bir dip yapan mali piyasaları da etkiliyor. Kaynağı tamamen belirsiz ve temelsiz bu iddiaların özellikle muhalif kesimleri yılgınlığa sevk etme özelliği olduğu da açık. Bu iddiaların 2019 yerel seçimleri öncesinde, özellikle de İstanbul seçim tekrarında da yayıldığını anımsamakta yarar var. Aslı çıkmadı.
Seçim sonuçlarında ekonomik durum en büyük pay sahibidir ama tek etken değildir. 2002’de Üçlü koalisyonu Meclis dışına atıp AK Parti’yi iktidara getiren yalnızca mali kriz değil, siyasi çürüme ve 28 Şubat sürecinde askerlerin oyunu fazla zorlamasına duyulan tepkiydi. 11 Ekim KKTC seçimi bunun adeta laboratuvar ortamında yeniden kanıtlanması oldu.
Türkiye’de ekonomik tablo parlak değil, görüyorsunuz. Ama siyasi tablo hiç değil. Muhaliflerin, yargı üzerinden susturulmaya çalışıldığı bir ortam, akraba, hemşeri, cemaat kayırmacılığı daha ne kadar sürdürülebilir? İlk seçimde bu etkenler de rol oynayacak.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN