Muhalefetten OHAL tepkisi! “Enkaz altındaki insanları kurtaramayan OHAL neyi kurtaracak”

Yayın tarihi: 9 Şubat 2023 Perşembe 7:02 pm - Güncelleme: 9 Şubat 2023 Perşembe 7:02 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesini kapsayan 10 il için ilan ettiği OHAL kararı, bugün Meclis’e sunuldu. Partilerin Grup Başkan Vekillerinin konuşmalarının ardından oylanan 90 günlük OHAL tezkeresi Meclis’te kabul edildi. Muhalefet, iktidarın OHAL kararına tepki gösterdi.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma sebep olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler Türkiye’yi yasa boğdu. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremin ardından 10 ilde 90 gün süreyle OHAL ilan etti. OHAL kararı, bugün Meclis’e sunuldu. Partilerin Grup Başkanvekili tarafından oylanan OHAL tezkeresi, oy çokluğuyla kabul edildi.

Buna göre, Anayasa’nın 119. maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da 8 Şubat 2023 Çarşamba’dan itibaren 90 gün süreyle olağanüstü hal ilan edildi.

CHP’Lİ TEZCAN: ENKAZ ALTINDAKİ VATANDAŞLARIMIZI KURTARAMAYAN OHAL NEYİ KURTARACAK?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan OHAL kararının özgürlüğe müdahale olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Ben merak ediyorum, Pazartesi sabah 8’de 9’da, hemen felaketi öğrenir öğrenmez afet bölgesi ilan etmeye engel olan neydi? Tek bir imzayla yapılıyor her şey. Çok övünülen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde tek imzayla yapılıyor. Başka birinin toplanmasına, başkalarının imzasını almaya gerek yoktu. Sadece Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla o sabah afet bölgesi ilan etmek mümkündü ama olmadı ve Salı günü afet bölgesi ilan edildi. Arkasında da olağanüstü hal talebi ifade edildi. Şimdi merak ediyorum kaybettiğimiz vatandaşların canını kurtaramayan olağanüstü hal şimdi neyi kurtaracak? Enkaz altında kalan evlatlarımızı, analarımızı, kardeşlerimizi, babalarımızı kurtarmayan olağanüstü hal, -dört gün sonra ki bundan sonra artık normal olarak kurtuluş ümidinin de azaldığını biliyoruz maalesef- neyi kurtaracak? Neden bu yetkiyi istiyorsunuz?

Olağanüstü hal yetkilerine mi ihtiyacınız var bunları yapmak için? Askeri göndermek için böyle bir yetkiye ihtiyaç yok. Maden kurtarma ekipleri iki gün sonra ısrarlı talepler sonrasında bölgeye intikal etti hatta ilginç bir haber var, inşallah doğru değildir. Önce kumanya, gıdalar gönderilmiş ve ekipler daha sonra gönderilmiş. Yani niye? Bunun için olağanüstü hal yetkisine ihtiyaç yok. Bunları yapabilirdiniz”

“OHAL’İN VERECEĞİ TEK YETKİ ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAMAK”

“Olağanüstü halin size vereceği tek ilave yetki temel hak ve özgürlükleri kısıtlayabilmek. Buna niye ihtiyaç duyuyorsunuz? İnsanların bu konudaki sıkıntıları söyleyebilme hakkı niye rahatsız ediyor? Temel hak ve özgürlüklerin kurtarma faaliyetine nasıl bir engel teşkil ettiğini bu millete açıklamak zorundasınız”

Bülent Tezcan’dan Erdoğan sorusu: OHAL’i defteri açıp yazdıklarını uygulamak için mi istiyor?

“TEK ADAM DEVLETİ ORGANİZE OLAMADI”

“Olağanüstü hal milletin gücünü organize etme konusunda bize daha kolaylıklar sağlayacak diyebilirsiniz. Oysa millet organize olmuş. Pazartesi günü sabahtan itibaren millet organize oldu. Tek adam devleti organize olamadı. Sıkıntı burada. Belediyeler organize, millet organize. Sayın Ömer Çelik’e ‘Cumhur İttifakı meydanda’ sözü yakıştı mı? ‘Bütün gücümüzle devletimiz meydanda’ demek varken bu söz yakıştı mı?”

“YETKİSİ VAR YETENEĞİ YOK”

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu süreci yönetme konusunda yetkisi var ama ne yazık ki yeteneği yok. Görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘deftere yazıyoruz’ sözü yakıştı mı? Olağanüstü hali defteri açıp yazdıklarını uygulamak için mi istiyor? Yani sizin devletiniz varsa, enkazın altında evladının elini 48 saat tutan babanın da defteri var. ‘Yavrum parmağını kaldırmış, sınıf birincisiydi’ diyen annenin de defteri var. Onlar da yazıyor deftere bir şeyleri. Buyrun madem bu konuda gerçekten bir ihtiyaç varsa bir aylık bir yetkiyi alın görelim bu yetkiyi nasıl yöneteceksiniz? Gerçek niyetiniz bu mu?”

HDP’Lİ OLUÇ: HALKI BASKILAMAK VE BASINI SUSTURMAK İÇİN OLDUĞU KUVVETLE MUHTEMEL

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, OHAL kararına ilişkin partisi adına yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bu iktidarın elinde yeterince yetki yok mu? Var. Afet bölgesi ilan edildi o bölgede yapılması gerekenlerle ilgili yeterince yetkiniz yok mu? Var. Peki OHAL’i niye istiyorsunuz. İnsan soruyor. Neden OHAL’e ihtiyaç var. Çünkü 2016’da ilan edilen OHAL’de yaşananlar nedeniyle bunu soruyoruz. OHAL makamlarının yetkisinin genişletilmesi sonucunu yaratıyor. İktidarın önceki pratiklerine bakarsak bunun afet yönetimi değil tam tersine böylesi bir dönemde halkı baskılamak basını susturmak muhalefeti engellemek gibi sonuçlar çıkaracağı kuvvetle muhtemeldir.”

“2016 sonrasında yaşananlar bunu göstermiştir. Ayrıca basiretli bir yönetimin Afet yönetimi için OHAL’e de ihtiyacı yoktur. Afet Bölgesi ilanı ile yapamayacağınız hiçbir şey yoktur. Ayrıca Yürütme’nin elindeki olağanüstü, mutlak iktidar yetkileri ile de yapamayacağınız hiçbir şey yok. Derdiniz ne? Seçimlere gidiyoruz. Mayıs’ta seçimler yapılacak diye konuşuluyordu. OHAL ilanı ile bununla bir alakası olabilir mi? Bunları düşündürtüyorsunuz. Bu nedenlerle OHAL ilanına karşıyız, doğru ve gerekli bulmuyoruz.”

HDP’li Oluç Erdoğan’ın sözlerini hatırlattı! “Olay kader diye geçiştirilemez”

“OHAL OLMADAN DA TSK YÖNLENDİRİLEBİLİR”

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise şöyle konuştu:

“Değerli milletvekilleri, bugün TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı’na OHAL yetkisi verilme talebi ile toplandık.Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin yargının bağımsızlığına halel getirmekteki tek hususu hızlı karar alma. Anayasa yürütmeye tam yetki vermesine rağmen, iktidarın OHAL ne istediğini izah etmesi gerekir. Temel meselemiz TSK’nın bölgeye sevk ve görevlendirilmesi ise haliz hazırda yürütmede mevcuttur. İktidar OHAL olmadan da TSK unsurlarını yönlendirebilir. Bu noktadan hareketle siyasi açıdan sorulması gereken haklı soruları yöneltiyoruz. OHAL, Cumhurbaşkanı Hükümet sisteminin yürütme erkine verdiği geniş yetkilerde hangi yetkiyi vermektedir? TSK unsurlarını kullanmak ise, OHAL’e ihtiyaç yoktur.”

“OHAL’de sadece afet bölgesinde hak ve özürlüklerini askıya almasına izin veren düzenlemedir buna ne gerek var bir kez daha açıklamanız gerekmektir. Afetteki yetersizlik dile getirmeyi engellemekten başka ne iş yarayacaktır?”

“Afette kurtarma çalışmalar zaten TSK’nın asli görevleri arasındadır. Asıl konu ordu seferber etmek ise halihazırda seferber edilebilir .Ordunun seferber edilme için yasal düzenleme lazımsa gelin beraber çözelim. Cumhurbaşkanı Hükümet sistemine geçilirken söyledikleriniz de bir hatırlayınız. Partili cumhurbaşkanı sistemi ile “hantal bürokrasiyi kaldırıyoruz, kararların hızlı ve etkili alınmasını sağlıyoruz” demiştiniz. Madem bu sistem hızlı karar almak mekanizması sağlamıştır iktidar hangi yetkisi yok k iyeni yetki istiyor.”

“Afetlerin meydana gelmesi durumunda mülki amirler olağan üstü nitelikler yetkiler sağlamaktadır. Cumhurbaşkanı Hükümet sisteminin sağladığı hızlı karar alma mekanizmaları varken partili Cumhurbaşkanı’nın yürütmede geniş imtiyazları varken, halihazırda kanunların mülki amirlerin afetlerde yetkileri varken OHAL’in mantıklı bir yanı yoktur.”

İYİ Partili Dervişoğlu: OHAL kanseri gibi her yere yayılır

“OHAL’de hangi yetki gerilecek? Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrasının 2. cümlesinde belirtilen Sınırlamalarına tabi olmaksızın Cumhurbaşkanı kararname çıkarabilme yetkisidir. Kararname ile kişi hak ve özgürlükleri sınırlama yetkisidir. OHAL ile mahalle idarelerine de düzenleme yetkisi vardır. OHAL ile belediyeler kaymakamlara ve valilere devri söz konusudur.”

“Bu gün bize lazım olan yeni kayyum modellerine seyirci kalmak değil, afet bölgesindeki canları kurtarmaktır. Bu gün milletini yanına görmektedir, karşısında değil. Daha fazla kurtarma, çadıra iş makinasına, ilaca ihtiyacımız var .Ancak kişi hakkı ve hürriyetin kısıtlamasın ihtiyacımı yoktur. Koordinasyonsuzluk, müdahale kabiliyetinki eksilikler nedeniyle kısa süre ile OHAL’e ihtiyaç varsa.”

“1 AYLIK OHAL’E SICAK BAKIYORUZ”

“1 aylık OHAL’e sıcak bakacağımızı iktidar partisine bildirdik. Reddedildi. Gelin bu önerimizi bir kere daha gözden geçirin. Türkiye’nin geleceğini bağlamayan günün anlam ve önemine bağlı adımı hep birlikte atalım. Kurumları işleyen ülkerlerde OHAL’e ihtiyaç olmadan kriz yönetilir.”

“KANSER GİBİ HER YERE YAYILIR”

“OHAL ve benzeri yöntemler sadece teknik ve insanı çalışmalar ile sınırlı kalmaz. Kanser gibi her yere yayılır özellikle iktidarda otoriterliğe hevesli ve meraklı siyasi aktörlerin bulunduğu ülkelerde OHAL yönetimi amacından sapmaya çok müsaittir”

ERKEK: DOĞAL AFET NEDENİYLE OHAL İLAN EDİLDİĞİNİ HATIRLAMIYORUM

CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ise binlerce insanın hayatını kaybettiği ve yaralandığı 1999’daki Marmara Depremi’nin ardından Ecevit Hükümetinin OHAL ilan etmeyi doğru bulmadığına işaret ederek şu şekilde konuştu:

“Afet bölgesi o kadar çok büyük yetkiler tanıyor ki, iş makinelerine, mallara el koyabilirsiniz. Afet Kanunu ile çalışma zorunluluğu da getirebilirsiniz, meskun bölgeleri boşaltıp başka bölgelere nakledebilirsiniz, kamu ve özel tüm taşınmazları belli sürelerde kullanabilirsiniz, süreleri uzatabilirsiniz. Ben Cumhuriyet tarihimizde, yakın tarihte bir doğal afet sebebiyle OHAL ilan edildiğini hatırlamıyorum.”

“En yakın 1999 depreminde o zamanki hükümet hiç bunu düşünmedi, istemedi. Şimdi neden? Sayın Erdoğan ‘ticaretteki yolsuzluklara, fitne ve fesatta, yağmalama çalışmalarına OHAL ile müdahale etme imkanı sağlayacağız’ diyor. Eğer biz bunun için OHAL ilan ediyorsak vay bizim devletimizin haline. Suçla mücadele etmek için OHAL’e mi ihtiyacımız var bizim? Bizim askerimiz, polisimiz, savcımız yok mu? OHAL ilan etmek hiçbir haklı gerekçeniz yok ama buna rağmen size 1 ay süreyle OHAL ilan edilsin imkanını verdi Millet İttifakı, onu da elinizin tersiyle reddettiniz.”

KABOĞLU: EĞER KISALTIMAZSA SEÇİMLERE NE YAZIK Kİ OHAL GÖLGESİNDE GİRECEĞİZ

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, mevzuat, depremlerin zararlarının önlenmesi konusunda gerekli altyapıyı sağlamasına rağmen yürütmenin OHAL hukukunu uygulamaya koymaya çalıştığını söyledi.

Kaboğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

*Zaman olarak 3 gün geç ilan edilen bir OHAL’in neden 3 ay devam edeceğine dair hiçbir gerekçe bulunmamaktadır.

*Tek kişi hiyerarşisi bugün Türkiye’de askeri hiyerarşiden daha katı bir hiyerarşik yapıyı yansıtmaktadır. Öyle ki Anayasa madde 23’e göre, merkez-yerel bütünlüğü söz konusu olduğu halde, sanki Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü merkezi idareyle sınırlıymış gibi bir algı yaratılmaktadır. AFAD özerk değildir, liyakat açısından tartışılmaktadır, sefalet bütçesine tabi tutulmuştur.

*25 kez düzenleme yapmışız. Kamu İhale Kanunu 8 kez, İmar Kanunu tam 11 kez değiştirdik. Bu yasaların hiçbirinde etki analizi bulunmamaktadır.

*Eğer OHAL süresi kısaltılmazsa ne yazık ki 18 Haziran seçimlerine OHAL gölgesinde gireceğiz. Çok dikkatli olmamız gerekir.