Şimdi sormak lazım:
1-Denizde onarılmaz yaralar açmanın, bilindiği, görüldüğü hatta temizleneceğine dair sözler verildiği halde hareketsiz kalmanın amacı ve bedeli nedir?
2-Molozların, mermer tozlarının, kanalizasyon atıklarının denize boşaltılması üstelik halkın sağlığını da bu yolla tehlikeye atmanın önüne geçecek projesi olan var mı?
Tüm bunlar bir tarafa çok tepki toplayan bir gerçek daha var: Muğla’da Valilik ile Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde olan halk plajlarının işletmeleri ihaleyle şirketlere verilmiş durumda. Geçenlerde bir vatandaş sosyal medyada isyan bayrağını açtı ve haklı tepkisini şöyle dile getirdi: “Halk plajı şezlong ücreti Muğla’da en insaflısı 160 TL. Ancak 300 TL ‘ye de var örneği Bodrum’da. Biz iki çocuklu bir aileyiz. Hafta sonları halk plajına gitsek ve tesisten su bile içmeyip her şeyi evden götürmüş dahi olsak 160 TL'ye göre hesap yapsam aylık şezlong ücretimiz 5.120 TL. Bunun neresi halk plajı, biz bu parayı aldığımız 12 Bin TL maaş ile nasıl ödeyelim?”
Velhasılı; dört koldan kirlenen denizi halka ücretli, kanalizasyona, moloza bedelsiz açmak nedir? Laf aramızda deniz kenarında lağım havası var, iyot kokusunu özledik! “Çamur V” giden gemilerden birinin adıydı aklımızda hala ve diyoruz ki; çamura yatmasa iyiydi!
Haydi esenlikle güzel günlere…