Moto kuryelerin aşı isyanı

Yayın tarihi: 18 Haziran 2021 Cuma 10:07 am - Güncelleme: 18 Haziran 2021 Cuma 10:42 am

Tüm Türkiye’de aşı seferberliği başlatılmasına rağmen iş yoğunluğu nedeniyle moto kuryeler aşı olmakta zorluk çekiyor.

Evrensel’den Sinancem Alikoç ve  Hazal Göçmen’inn haberine göre, Yemek Sepeti işçilerinin sendikalaşmasını engellemek isteyen patronun iş kolunu değiştirmesi, çalışanların aşı önceliğinden yararlanamamalarına neden olmuştu. Tüm sigortalı çalışanlar aşı kapsamına alındı ama bu kez iş yoğunluğu nedeniyle emekçiler aşı olmakta zorluk çekiyor. Ankara’da Dikmen ve Batıkent’teki görüştüğümüz, evlere yemek ve market hizmeti üreten moto kuryeler uzun çalışma saatleri, kazalar ve yoğun iş yükü gibi yaşadıkları birçok soruna dikkat çekerek, “Bu işsizlik ve pandemide başka seçeneğimiz var mı?” diye soruyor.

Batıkent’in iki büyük mahallesine dağıtım yapan bir şirkete ait, 20’ye yakın işçinin bulunduğu depoda hem kuryeler hem de depo görevlileri çalışıyor. İşçilerin tamamı Yemek Sepeti’nde yaşanan süreci takip etmişler. Kendilerinin de benzer sorunlar yaşadıklarını anlatan işçilerin arasında aşı sırası alanların sayısı oldukça az. Aralarında yaşı diğerlerine göre daha büyük olan bir işçi, aynı zamanda tecrübeli bir motor sürücüsü. Uzun zamandır bu tip işlerde çalıştığını söyleyen işçi, şu an bulunduğu yerin hem sigorta vermesi hem de güvenlik önlemlerinin şirket tarafından alınmasının olumlu olduğunu ve çok sorun yaşamadıklarını söylüyor.

İKİNCİ KEZ HASTA OLANLARIMIZ BİLE VAR

Bunun üzerine iki genç işçi hemen itiraz ederek “Onlar alışmış kardeş her türlü sömürüye” diyor. Aşıdan ziyade başka sorunları olduğunu anlatarak aldıkları ücretin yetersizliğine vurgu yapan genç işçi, “Bazen 12 saate yakın çalışıyoruz, motor üstünde ne olacağımız belli değil” diyor. Yanındaki arkadaşı ise aşı sırası aldığını ama uzun bir süre sonra ancak bulabildiğini söylüyor. Arkadaşına da katıldığını belirten genç işçi, “Zaten uzun süredir sahadayız, aşı gelene kadar birçok arkadaşımız hastalığı geçirdi. İkinciyi olanlar da var aramızda, bizim için aşı olmuş olmamış artık fark etmiyor” diyor. Tam tartışma hararetlenmişti ki yeni siparişlerini alan işçiler hemen yüklenip çıktılar. Daha geniş bir zaman için sözleşmeye çağırdığımız işçiler gülerek “Daha geniş zamanımız yok ama dar zamanlarımızı dinleseniz daha güzel haber olur” dediler.

‘8 SAAT ÇALIŞSAM KAZANDIĞIM YETMEZ’

İkinci durağımız ise dağıtım kuryelerini özellikle kötü hava koşullarında yokuşları ile zorlayan Dikmen semti oluyor. Dağıtım deposunda da çoğunlukla genç işçiler yaz tatilinde para biriktirmek için işe girmişler. Çalışma koşullarını hemen diğer firmalarla karşılaştırıp “Bizim iş güvenliğimiz sağlam” diyorlar. Aralarında en gençleri 18 yaşında, seneye üniversite sınavına girecek olan bir lise öğrencisi. “Sınav için çalışabiliyor musun” diye sorunca “Şimdi hazırlık kurslarında olmam lazım ama ben istemiyorum, motor almak istediğim için çalışıyorum” diyor. Günlük çalışma saatleri ise esnaf kurye olarak işe başlayanlar için daha fazla. Günde 14-15 saat para biriktirmek için çalıştığını anlatan genç, 8 saat çalışsa aldığının yetmeyeceğini, daha fazla çalışınca daha fazla kazanabildiğini söylüyor. Konu işin yoruculuğuna ve risklere geldiğinde, bugüne kadar çok kaza atlattığını söylüyor.

‘İLKOKULDAN BERİ ÇALIŞIYORUM’

Kurye olarak çalışan diğer işçiler arasında daha tecrübeli olan 31 yaşındaki bir işçi, hayatının çalışarak geçtiğini anlatıyor. Ne zamandır çalıştığını sorunca “İlkokul ikinci sınıftan beri çalışıyorum. Bu yaşıma geldim, hâlâ buradayım. Buranın koşulları yine daha iyi” diyor.

Genç işçiler arasında “Türkiye’de işsizlik var, pandemide moto kurye olmaktan daha iyi bir iş bulamayız” ifadesi en sık karşılaştığımız yanıtlardan biri oluyor. O yüzden hedefleri iş değiştirmek değil, ülke değiştirmek. Yurt dışına gitmeyi hayal eden genç bir kurye işçisi Türkiye’de hiçbir işyerinde işçilerin hak ettiklerini alamadığını belirterek, Almanya’ya gitmek istediğini ve oraya gittiğinde ne iş olsa yapacağını söylüyor.