Moody’s Türk bankalarını uyardı!

Yayın tarihi: 24 Eylül 2019 Salı 1:05 am - Güncelleme: 24 Eylül 2019 Salı 1:05 am

Moody’s Investors Service, takipteki kredilerin yeniden sınıflandırmasının Türk bankalarının kredi notu açısından negatif olduğunu, kârlılığı da azaltacağını vurguladı.

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 46 milyar TL tutarındaki kredinin takipteki kredilere atılması talimatının Türk bankalarının kârlılığını azaltacağını bu yüzden de bankalar için negatif olarak değerlendirdiklerini açıkladı.
Moody’s değerlendirmesinde ayrıca Türk ekonomisinin 2019’da daralmasını ve enflasyonun Merkez Bankası’nın hedeflerinin üzerinde kalmasını beklediğini belirtti.

Moody’s’in Kredi Görünümü Raporu’nda, enerji sektöründe görünümün tahsili gecikmiş alacakların (TGA) oranının yüzde 2.9 (Temmuz 2019) ile inşaat sektörüne (yüzde 6.8) göre daha iyi olduğuna işaret edilerek buna karşın enerji sektörünün daha konsantre olduğu ve birkaç borçlunun temerrüde düşmesi halinde TGA’nın aniden yükselebileceğinin altı çizildi.

“Türk bankacılık sisteminin TGA rasyosu Temmuz 2017’deki yüzde 3.1’den Temmuz 2019’da yüzde 4.6’ya yükseldi. Varlık kalitesinin baskı altında kalmayı sürdüreceğine inanıyoruz” denen Moody’s raporunda, sermaye yeterlilik rasyosunun iyi kârlılığı ve sınırlı kâr payı dağıtımını yansıtarak 2017’deki yüzde 17’den 2019’da yüzde 18.2’ye yükseldiği belirtildi. Raporda, kârlılığın büyük bir ihtimalle artan karşılık ayırma baskısından kaynaklı baskı altında kalacağı vurgulandı.

GÖRÜNÜM NEGATİF

Malezya Merkez Bankası tarafından İslami finans alanında araştırma yapmak için kurulan kredi derecelendirme kuruluşu RAM Ratings, Türkiye’nin global ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ölçeğindeki kredi notlarının görünümlerini, Ağustos 2018’deki kur krizi sonrası yaşadığı ekonomik kırılganlıkları yansıtacak şekilde “durağan”dan “negatif”e çevirdi.
Türk ekonomisinin 2019’da zayıf yurtiçi talep şartlarının etkisi ile yüzde 0.2 daralmasını bekleyen RAM, artan varlık kalitesi endişeleri ve dış finansmanın yüksek maliyeti nedeniyle Türk bankalarının ekonomik büyümeye ciddi şekilde katkı sağlamalarının muhtemel olmadığını vurguladı.