TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi Direnişi'ne katılanlara 'sürtük' diyerek hakaret etmesine tepki gösterdi. Merdan Yanardağ, bir gazeteci olarak Erdoğan'a dava açacağını belirterek, "Ben burada bütün yurttaşlara sesleniyorum Gezi Direnişi'ne katılsınlar katılmasınlar Sayın Erdoğan hakkında dava açmalılar" dedi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün partisinin grup toplantısında Gezi Direnişi'ne katılanların Bezmialem Valide Camii'ne 'ayakkabılarıyla ve içki şişeleriyle' girdiğini iddiasını tekrarlayarak, "Bunlar böyle, bunlar çürük, bunlar sürtük. Bunlar için ulu mabet nedir, ne değildir, böyle bir şey yok" dedi. TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Erdoğan'un yurttaşların bir bölümüne 'sürtük' diyerek hakaret etmesine tepki gösterdi. Merdan Yanardağ, "Sürtük kelimesinin ne anlama geldiğini merak edenlere TDK'nın sözlüğünü öneriyorum. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP genel başkanı sıfatıyla milleti provoke ettiğini sokağa çıkmaya zorladığını düşünüyorum" dedi. Merdan Yanardağ, ayrıca Gezi Direnişi sırasında Bezmialem Valide Camii'nin müezzini Fuat Yıldırım'ın 'içki içildi diyemem ben inançlı bir insanım' sözlerinden sonra sürgün edildiğini vurguladı. Yanardağ şunları dile getirdi:"DERHAL ÖZÜR DİLEMELİDİR"
"Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan, yurttaşlardan derhal özür dilemelidir. Kadınlardan derhal özür dilemelidir. Dünyada bile bu bir ilktir. Dünyada ilk kez bir cumhurbaşkanı kadın yurttaşlarının bir bölümüne sürtük diye hakaret ediyor. Küfür niteliğindeki bir hakarettir. Türk Dil Kurumu'ndaki sözlüğe açın bakın. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Gezi Direnişi'ne katılan kadınlara sadece kendisini eleştirdiler demokratik bir hakkını kullandılar diye siz farklı bir fikirde olsanız bile sürtük diyemezsiniz. Bu ilahiyatçılar tarafından bile samimi Müslümanlar tarafından bile kabul edilmeyen bir şey. Üstelik bir yalanı sürekli tekrar ediyorsunuz. Bezmi Alem Sultan Camisi'ne içkilerle girdiler diyorsunuz."FUAT YILDIRIM'I NEDEN SÜRDÜNÜZ?"
Sayın Erdoğan'a soruyorum bu caminin müezzini Fuat Yıldırım'ı neden sürdünüz? Fuat Yıldırım ben inançlı bir insanım yalan söyleyemem dedi. Kayabaşı köyüne müezzin olarak görevlendirmediniz mi? Orada polisin müdahalesi sonucu yaralanan vatandaşlara TTB üyesi doktorlar acil müdahalede bulunuyorlardı. Galoş veya ayakkabıları çıkarak girmiş insanlardı hiçbir biçimde içki içilmedi. İnsanların yaşam tarzlarına müdahale etmeyi artık bırakın. Yaşam tarzlarımıza müdahale ediliyor diyerek iktidara gelip insanların yaşam alanlarını hapishaneye çevirdiniz. Gezi Direnişi'nin patlaması da bu zaten. Fuat Yıldırım'ı neden sürdüğünüzü açıklayın. Ben açıklayayım, "ben inançlı bir Müslümanım bu camide içki de içilmedi bu camiye içki ile de girilmedi kimse ayakkabısı ile girip" kaldı ki olağanüstü durumlarda gerekli temizliği yaparak girebilirsin. Bunun bir çok örneği vardır. Fuat Yıldırım'ı neden sürdüğünüz açıklayın.ERDOĞAN'IN BUGÜNE KADAR ETTİĞİ HAKARETLER...
Bugüne kadar iki ayyaş dedi cemevlerine cümbüş evi dedi birine kadın mı kız mı bilemem dedi ulan İsrail dölü dedi ananı al da git dedi Kürtler için bunlar Zerdüşt dedi CHP'liler için çöplük şerefsiz dedi. Bütün bunları yurttaşlarının bir bölümüne söyleyen bir cumhurbaşkanı var. Bugün zirve yaptı. TBMM'de AKP grup toplantısında AKP genel başkanı sıfatıyla konuştu. Aynı dönemde diyanet bir açıklama yapıyor ve müftülük camide içki içilmediği belirtti. Fuat yıldırım şunu söylüyor tam olarak, "ben camide içki içen görmedim. ben din adamıyım yalan söyleyemem" ve sürgün ettiniz. Aynı yalanı tekrar ediyor. Dünyada bir ilktir. Ne olursa olsun karşı çıktığı nefret ettiği insanlar bile olabilir nefret yakışmaz. Cumhurbaşkanı devletin her yurttaşını temsil eder Anayasa'ya göre. Onları rencide edecek bir söz söyleyemez. Sürtük ne anlama geldiğini merak edenlere TDK'nın sözlüğünü öneriyorum. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP genel başkanı sıfatıyla milleti provoke ettiğini sokağa çıkmaya zorladığını düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığında bu yapılamaz. Cumhurbaşkanlığında bir nezaket vardır. Bir kendi kendini kontrol mekanizmasının olması gerekir. Devlet adamları belli bir nezaket ile konuşmak zorundadır."HERKES ERDOĞAN'A DAVA AÇMALIDIR"
İç savaşlarda bile taraflar birbirine bu şekilde hitap etmezler. Savaşlarda bile kimse bu şekilde hitap etmez. Bu ülke nezaketli devlet adamlarını hem sağda hem solda gördü. Demirel'den Özal'dan Menderes'ten duyduğumuz mu bakın hep sağ politikacılardan örnek verdim. Bakın Atatürk'ü Ecevit'i İnönü'yü geçtim bir kenara bıraktım. Ya sorumluluk taşırsın yurttaşların bir bölümüne sürtük diye hakaret edemezsin. Ben burada bütün yurttaşlara Gezi Direnişi'ne katılsınlar katılmasınlar Sayın Erdoğan hakkında dava açmalılar. Ben kendi adıma gezi direnişine destek veren bir gazeteci olarak bana ettiği hakaretler adına dava açacağım ve o davanın peşini bırakmayacağım. Bakalım şöyle bir karar mı verecek mahkeme "kamuoyuna tarafından tanınan kişiler kendine yönetilen eleştirilere tahammül etmeliler" .Yok öyle bir şey! AKP genel başkanı yurttaşlarına bir bölümüne sürtük diyor. Bakalım mahkemeler nasıl karar verecekler. Ben tüm yurttaşların dava açmasını istiyorum Gezi Direnişi'ne katılsınlar katılmasınlar."
Muhabir: Aziz Turgut Altun