TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Prof. Dr. Emre Kongar ile birlikte sunduğu “18 Dakika” programında Abdullah Öcalan’a verilen disiplin cezasını ve hukuki boyutunu değerlendirdi. Yanardağ, bu gelişmenin siyasi anlamına dikkat çekerek önemli tespitlerde bulundu.
İMRALI’DA DİSİPLİN CEZASI UYGULAMASI
İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan’a 6 ay süreyle disiplin cezası verildiği açıklandı. Bu ceza kapsamında Öcalan’ın avukatlarıyla, ailesiyle görüşmesi ve mektuplaşması yasaklandı. Disiplin cezası, cezaevi kurullarının verdiği kararlarla uygulanıyor. Bu kurullar savcı, cezaevi müdürü, kıdemli infaz koruma memurları ve cezaevi psikologlarından oluşuyor. Yanardağ, bu tür cezaların hukuk zemininde tecrit uygulamasını ağırlaştırarak devam ettirdiğini belirtti.
Öcalan’a uygulanan bu cezanın medyaya ilk kez bu şekilde servis edildiğine vurgu yapan Yanardağ, bunun zamanlamasına dikkat çekti. Uzun süredir bu tür haberlerin duyulmadığını ifade eden Yanardağ, disiplin cezalarının siyasi mesaj içerdiğini öne sürdü.
SİYASİ MESAJ İDDİASI
Yanardağ, “Yeni bir çözüm anlayışına dahil olmazsanız, tecrit ağırlaşarak sürdürülebilir” mesajının verilmek istendiğini belirtti. Disiplin cezalarının birbiri ardına gelmesiyle Öcalan’ın iletişim kanallarının tamamen kapatıldığına işaret etti. Bu süreçte hukuki zeminin disiplin kurulları aracılığıyla oluşturulduğunu söyledi.
Yanardağ, bu durumu daha geniş bir çerçevede değerlendirerek Adalet Bakanlığı’nın toplumu disipline çekmeye çalıştığını ifade etti. “Türkiye ve toplum bir disiplin kurulu sürecinden geçiriliyor” diyerek, bunun toplumsal etkilerine dikkat çekti.
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ’NİN NETANYAHU KARARI
Programda ayrıca İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği tutuklama kararı değerlendirildi. Yanardağ, bu kararın Siyonizm’in insanlığa karşı suç olarak tescil edilmesi anlamına geldiğini ifade etti.
Kararın, Lahey merkezli mahkemenin yetkisini tanıyan ülkelerde uygulanabileceği belirtildi. Bu durumun, Netanyahu ve Gallant’ın uluslararası platformda hareket alanını kısıtlayacağı vurgulandı. Daha önce Sudan lideri Ömer el Beşir’e yönelik alınan benzer bir karar hatırlatıldı.