Sevgili okurlarım, bugün yine TÜİK’in bastırılmış enflasyon oranı açıklandı; memur ve işçilere bu orana göre güya zam yapılacak, dar ve sabit gelirliler yine gelir kaybına uğrayacak.
Bu gerçekleri topluma aktarmakla yükümlü olan TELE1’in kurucusu ve genel yayın yönetmeni, benim 18 Dakika programındaki ortağım Merdan Yanardağ, haksız ve hukuksuz bir uygulama ile hapiste.
Merdan Yanardağ, AKP Milletvekili Ensarioğlu’nun terör örgütü ve yöneticisi hakkındaki sözleri üzerine iktidarın politikaları hakkındaki yorumlarında, “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla gözaltına alındı ve tutuklandı.
Avukatı Bilgütay Durna, bu tutuklama kararına karşı itiraz etti.
Durna’nın itiraz dilekçesi Merdan Yanardağ’ın niçin salıverilmesi ve tutuksuz yargılanması gerektiği konusunda önemli gerekçeler ileri sürdüğü için aşağıda, TELE1’in haber sitesinde yayımlanan metni alıntıladım.
***
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, AKP ile Abdullah Öcalan’ın yeniden görüşerek tekrar çözüm sürecine başlayabileceklerini anlatmak için söylediği sözler nedeniyle trollerin hedefi oldu.
Yanardağ’ın sözleri bağlamından koparılarak sosyal medyada montajlanmış bir video ile servis edildi.
Yanardağ, trollerin çarpıtması nedeniyle tutuklanarak eski adı Silivri Cezaevi olan Marmara Cezaevi’ne gönderildi.
Yanardağ’ın tutukluluğuna itiraz eden avukatı Bilgütay Hakkı Durna, itiraz dilekçesindeki öne çıkan bölümleri TELE1’de yayımlanan Gerçeğin İzinde programında anlattı.
Durna, itiraz dilekçesinde öne çıkan kısımları şu sözlerle ifade etti:
“Bu dosyada suç yok.
Anayasa Mahkemesi bir dizi dosyada demiş ki ‘Sen tutuklamaya böyle bakamazsın sen terörle mücadele 7/2’ye böyle bakamazsın’ ve biz bunu söyledik dilekçemizde.
Dedik ki ‘CMK’de tutuklama istisnadır. Ve sizin buna uymanız gerekiyor.’
Niye uymanız gerekiyor?
Çünkü anayasa diyor ki ‘hâkimler bağımsızdır ama anayasa ve yasalara göre karar verirler.’
‘Siz bağımsız olmayı anayasa ve yasalara göre karar vermemek olarak mı algılıyorsunuz?’
sorusunu sorduk.
Ve ardından usul ve esasa ilişkin itiraz taleplerimizi dile getirdik.
Çok dillendirildi...
Birincisi gerekçesiz olmasını özellikle vurguladık.
Dedik ki ‘bize gerekçeli kararları yazmalısınız.’
Bunu ısrarla talep edeceğiz.
‘Taleplerimizi reddedebilirsiniz, farklı yorumlayabilirsiniz ama bunu gerekçelendirmelisiniz’
dedik. Birincisi bu...
İkincisi ‘hata yaptınız dedik.’
‘7’ye 2 katalog suç mu’ bunu işledik.
Sonra kaçma şüphesi vs. gibi hususları işledik.
Ve nihayetinde düşünce ve ifade özgürlüğü kısmını işledik.
Nihayetinde de suç unsurlarının oluşmadığını bir bütün olarak tartıştık.
5-6 gündür bir montaj kelimesi gidiyor. Bizim zaten en baştan beri söylediğimiz şey bu ‘değil’ diyoruz.
Yanardağ’ın sözleri 10 dakikalık kısımda yer alıyor. 1 dakika 2 saniyelik bölüm cımbızlanarak yeni bir video oluşturulmuş.
Bu artık Merdan Yanardağ adına yeni bir konuşma ortaya çıkartılmış. Bu Merdan Yanardağ’ın konuşması değildir artık.
Yanardağ’ın konuşması o sözlerden oluşsa bile bu Merdan Yanardağ’ın düşünceleri değildir.
Cumhuriyet Savcısı sosyal medyadaki 1 dakika 2 saniyelik video ile değil benim hafta sonu yarım saatimi ayırarak çıkarttığım bu tabloyu basit bir bilir kişi incelemesiyle yapabilecekken 24 saat içerisinde Merdan Yanardağ’ı apar topar tutuklamayı tercih etmişlerdir.
Israrla bunu vurguladık.”
Durna, itiraz sürecinin uzamasına da izin vermeyeceklerini belirterek “Verdiğimiz dilekçenin sonucunu 10 gün sonra almak istemiyoruz” dedi.
***
Sevgili okurlarım, itiraz dilekçesinde açıkça belirtildiği gibi Merdan Yanardağ’ın tutuklanması hem Anayasa’ya hem yasalara hem de Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı görünmektedir.
Kendisi neredeyse her hafta Adliyeye gidip ifade vermektedir ve hakkında iki kez yurtdışına çıkma yasağı konmuştur:
Yani kaçma şüphesi de yoktur.
***
Bu yazı, Yanardağ tutuklanalı beri art arda yazdığım yazıların beşincisi:
Dilerim siz bu satırları okuduğunuz zaman, mantık, ahlak ve hukuk gereği olarak, Merdan Yanardağ zaten serbest bırakılmış olur.