Meral Akşener’den AKP’li Mahir Ünal’a: Türkçe düşünemiyorsan o senin kapasite problemin

Yayın tarihi: 26 Ekim 2022 Çarşamba 10:46 am - Güncelleme: 26 Ekim 2022 Çarşamba 1:59 pm

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Cumhuriyet Devrimleri’ni hedef alan AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’a tepki gösterdi. Akşener, Ünal’ın sözlerinin ‘İşte Yunan kazansaydı’ zihniyeti olduğunu belirterek, “Türkçe düşünemiyorsan o senin kapasite problemin” dedi. Akşener, ayrıca İYİ Parti’ye katılım çağrısı da yaptı.

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Partisinin 5. yılını kutlayarak başlayan Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Aziz milletim ülkemizin yaşadığı krizler sarmalı maalesef her geçen gün devam ediyor. Maaşlar kuşa dönmeye cepler boşalmaya devam ediyor. Çünkü büyük ekonomi gurusu Bay Kriz ve üstün yetenekli ekibinin ucube modeli yüzünden ekonomi can çekişiyor.

Ancak faizlerin düşüşü sadece kağıt üzerinde kaldı. Piyasalar bile Merkez Bankası’nın kararını satın almıyor. Şirketlerin hiçbiri ticari krediye ulaşamıyor. Bay Kriz’in algı yönetimi haline gelmiş piyasanın bile itibar etmediği bir Merkez Bankası aslında yok hükmündedir. Bay Kriz’in keyfi uğruna 85 milyonun geleceği oynanıyor. Erdoğan’ın faize karşıyım dediğine bakmayın. Faizcilerin bu dünyada en çok sevdiği kişi Recep Tayyip Erdoğan.

Ekonomiden anlayan herkes uyardı. Hatta yanı başındaki vicdan sahibi partilileri de uyardı. Beceriksizlikleri yüzünden 15 milyar dolar faiz ödediler. Milletin hangi dertlerine derman olurdu düşünün.

Ekonominin bu altın çocuklarının 2024 için öngördükleri faiz ödemesi ise 320 milyar lira idi. Şu anki tahminleri 698 milyar lira. O da tutarsa. 1975 model KKM’de dahil değil bu rakamlara.

Millete verilen desteklere bakınca şimdi kim faizci? Milletimiz enflasyon altında ezilirken bankaların 2022’in daha ilk 8 ayında geçen yıla göre 5 kat kar açıklamasına bakınca söyleyin kim faizci?  Bay Kriz inat ettikçe olan milletimize oluyor.

Bu modeli bedeli kim ödüyor? Milletçe biz ödüyoruz. Çarşıda pazarda yaşadığımız sıkıntıların sebebi iş bilmezliktir.

İktidar artık insanlarımızın güvenini kaybetti. Millet güvendi oy verdi ama artık karşımızda milletin adamı yok, faizcilerin yandaşların lobicilerin adamı Bay Kriz var. Rahmetli Süleyman Demirel, ‘enflasyon ahlakı bozar aileleri dağıtır’ der.  Sosyal bir meseledir.

ERDOĞAN’IN MİTİNGE KATILIM TALİMATINA TEPKİ! GÖZÜMÜZ ÜZERİNDE

Bay Kriz aile kurumu üzerine atıp tutarken sebep olduğu sosyal erozyonun farkında bile değil. Hala açılış peşinde. Tencereler kaynamıyor hala nutuk peşinde. Toplumsal krizin sesleri duyulur olmuş hala hamaset peşinde. Vatandaş artık Bay Kriz’in mitinglerine gitmiyor. Çevredekiler talimatla mitingine gitmeye zorluyor. Arkasında hala kalabalık olduğunu zannetsin istiyorlar tıpkı Diyarbakır’da olduğu gibi.

Geçtiğimiz hafta fikri vicdanı hür nesillerimizin mimarı olan öğretmenlerimizin, AKP tarafından mesleki saygınlıkları çiğnendi. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü adeta saadet zincirine kurban ararmış gibi mitinge talimat verdiği ortaya çıktı. Neymiş her okul toplamda 10 kişi getirecekmiş. Utanmazlığa bakar mısınız? Sanki Milli Eğitim Müdürü değil de AKP’li? Sanki Türk milletinin Aziz öğretmenleri değil de marabalardan bahsediyor. Yuh olsun yazıklar olsun.

Şimdiden uyarıyorum herkes ayağını denk alsın. Haksız hukuksuz uygulamalar konusunda gözümüz üzerinde .

İktidarın itibarsızlaştırmaya çalıştığı diğer meslek grubu da doktorlar. Hatırlayın giderlerse gitsinler demişti Erdoğan. Geçtiğimiz günlerde bir yönetmelik yayımladı. Aslında esasen mevcuttaki açığı kapatmak için yapılacaktı. Tabi klasik AKP hareketi ile yasakçı bir hale getirildi. Üniversitelerde yarı zamanlı bırakılmak isteyenlere sözleşme getirildi. Hekimlerimiz bu durumdan dolayı hem özlük haklarını yitirdikleri için özel muayenelerde çalışmaya başladılar. Bu da ciddi branş açığına sebep olmaya başladı.

Tam da bu yüzden milletin gerçek evi olan bir değerli hekim kardeşimizi ağırlıyoruz. Milletimizin gerçeklerini milletimizden dinleyeceğiz.

Akşener’in ardından sahne çıkan Doktor Halit Urgan şunları söyledi: 

“Halit urgan, plastik cerrahi uzmanıyım. Özel hastaneler yöneliği ile muayeneler engellenmiştir. Konuya olan özel ilgisi ve desteği ile sayın İyi parti genel başkanı Meral Akşener’e teşekkür ediyorum. Muayeneler Sağlık Bakanlığı’nın denetliği birimlerdir. Sayısı 7 bine yaklaşan muayene hekimler hastalarını özel hastanelerde ameliyatlarda yapmaktadır. Getirilen kadro  kısıtlaması nedeniyle ameliyathane yapamamaktadır. Ayrıca hastaların hekim seçme hakkı kısıtlanacak. Yaklaşık 20 gün olmasına rağmen ilgili yönetmeliğin hangi amaçla çıkarıldığı ve Sağlık Bakanlığı ruhsat muayeneler bilgilendirilmemiştir. Türk milleti, sağlık politikaları sebebiyle yorgun düşmüştür. Yorgun hekimler sosyal medya da bir araya gelerek hekimler nerede ameliyat olacak demektedir. Muayenelerin kapatılma girişiminin önüne geçileceği inancımız tamdır.”

Urgan’ın konuşmasının ardından Akşener şöyle devam etti:

İktidara geliyoruz. engelleri kaldırıp güvenilir bir sağlık yatırımların önünü açacağız. Daha çok hasta görmeyi dayatan performans uygulamasına son vereceğiz. Görüyoruz ki ticarethaneye çevrilen sağlık kuruluşların ipin ucu kaçmış.  Tüm potansiyel mekan ekipman ve sağlık çalışanları en verimli şekilde değerlendirilecek. Tüm teknik ayrıntıları kamuoyu ile paylaşacağız.  Pandemi şartında bize canla başla baktınız. Hiç merak etmeyin İYİ Parti iktidarında biz de sizlere çok iyi bakacağız. Geri dönüşsüz hak kaybına sebep olacak  yürütmenin durdurulması için sürecin takipçisi olacağız.

MAHİR ÜNAL’: YUNAN KAZANSAYDI DİYEN ZİHNİYET

Sandık yaklaştık AKP’yi panik hali aldı. Bu durum ayan beyan ortada. İktidarın sonuna yaklaştıklarını enselilerinde hissediyorlar. Her hafta abuk sabuk çıkışlarla siyasetin çivisini çıkardılar. Sayın Erdoğan’ın nefret dolu hezeyanlara sahip olacağız. Çiftçiler kadınlar derken geçen haftanın talihlisi Kürtler oldu. Tuttu Kürtleri PKK’lı ilan etti. Kepazelik yarışı bitti mi? Bitmedi. Sayın Erdoğan’ın herkese duyduğu öfke ve nefretin yanında bazı arkadaşların cumhuriyet nefreti var Cumhuriyet bayramını idare ettiğimiz bu hafta ak partini grup başkanvekilinin sözlerini duyduk. Her sözleri bir patolojik vaka. Bağımsız düşünme setlerimizi yok etmiyor dedi.  Neymiş bu fevkalade aydın arkadaşımız Türkçe dilinde üretemiyormuş. Bundan da çok mustaripmiş. İşte size keşke yunan kazansaydı diyen ucube zihniyetin ortaya çıkışı. Bu arkadaşımız Kahramanmaraşlıdır. Maraş’ın kurtuluş savaşında destan yazan tarihine laf uzatan arkadaşa; biz ezelden beri Türkçe konuşuruz muhterem. Cumhuriyet ile birlikte dilimiz değişmedi. Alfabemiz değişti. Türkçe düşünen konuşan milletimizi Türkçe yazmayı öğrenmesiyle en önemli adımlardan biri oldu. Sadece Türkçe Türkiye2nin değil, Azerbaycan’ın Kırgızistan’ın Yakustistan’ın daha nice ülkenin kadim tarihini bağlayan bir hattır. Düşüncenin tuğlası kelimelerdir. Düşünce inşa edemezsiniz. Cumhuriyet dilimizi sarayın prangalarında kurtarmış dilimizi özgürleştirmiştir. Pir sulan Abdal’ın eşsiz Türkçesine yeniden kavuşmasına sağlamıştır. Yani aslında cumhuriyet ile başlayan harf inkılabı Türk milletinin prangalarından kurtarmıştır. Türkçe’nin özgürleşmesi de toplum ile bilim arasında bariyerlerini kaldırmıştır. Cumhuriyetin edebiyata bilime  katkılarını Aziz milletin oyları ile seçilmiş bir vekile anlatmaya utanıyorum. Bana cahillik demek patolojik cumhuriyet nefretine kılıf bulmaktır. Biz bu arkadaşlardan cumhuriyetin kurucu değerlerine saygı beklemiyoruz. Am nefretlerini kusmalarını beklemiyoruz.

Türkçe düşünemiyorsan o senin kapasite problemin. Çünkü Türkçe üretebilmek için düşünmek lazım. Siz en küçük bir düşünme yetisine sahip olduğunuz da alfabe mi engel oldu. Yuh olsun yazıklar  olsun. Asıl mesele 20 yıl boyunca yapamadıklarını gider ayak yapmak için çıldırıyorlar. 20 yıl boyunca karınlarını ağrıtan ulvi değerlerimizi yok etmeye çalışıyorlar.

“BEZİRGAN SALTANATLARI DEMOKRASİYİ YERLEBİR ETTİ”

Maalesef bugün geldiğimiz noktada keyfilik vatandaşlık kavramına zarar veriyor. Artık bir yede makbul vatandaşlar diğer tarafa gayrı makbul vatandaşlar var. Maknul olmak rezaletleri üzerine örtmek itiraz edince gayrı makbul oluyorsunuz. Halbuki millet olmak ortaklaşma meselesidir. Hiçbir grubun diğerine üstün görülmediği her vatandaşın eşit ve onurlu gördüğü bir duygudaşlık meselesidir. Devletin vazifesinde kimseye ayrım gözetmeksizin hizmet etmektir. İşte millet ile devlet arasında uygum böyle sağlanır. Devletimiz ve milletimiz arasına giren bezirgân saltanat yerle bir etti. Milli iradenin esaslığına sığınıp arından saldırıp yaptı.

Atatürk’ün ruhen demokrasi ile doğmuş bir milletiz sözlerinden nasip alamadılar. Bugün yaşadığımız krizler demokrasi yoksunluğuna dayanıyor. Ekonomik sorunlarımızın altında Erdoğan’ın demokrasiyi tehdit görmesi yatıyor. Demokrasi olmadan kalkın olamaz. Bakın sadece Saray sakinlerinin hissettiği bir büyümeden bahsetmiyoruz. Milletin her ferdine yayılan bir büyümeden bahsediyoruz. Ülkenin kaynaklarının bir grup yandaş verildiği nüfusunda büyük kesiminin yoksulluk sınırın altında yaşıyorsa demokrasi varlığından söz edemeyiz.

Demokraside eğitime teşvik vardır. Demokratik ülkelerde kanunlar güçlü mahkemeler bağımsızdır. Sözde bir ekonomistin yaptım oldu kararı demokratik ülkelerde işlemez. Modern ekonomilere dürüstlüğe dayanır.

İYİ PARTİ’YE KATILIM ÇAĞRISI

Bir çağrıda bulunmak istiyorum. Hürriyet ve demokrasi çağrısıdır. Hiçbir çıkar ah almaya değer değildir. Bu sebeple bugün ülkemizin içinde demokrasi krizinde rahatsız olan herkesi sadece milletin sesini duymaya milletten aldığı yetkiyle bizimle beraber sahip çıkmaya devam ediyor. Türkiye’nin şerefli evlatları gelin bu kutlu mücadeleye destek  verin.

Görüyorsunuz artık İYİ Parti güneş en tepede duruyor. Bırakın kısalanlar kısalsın. Kıskananlar çatlasın. Milletimizi hürriyet ile kavuşturmaya geliyor.”