Mehmet Ali Alabora: Faşizme karşı bir arada olmak durumundayız

Yayın tarihi: 4 Mart 2020 Çarşamba 10:23 am - Güncelleme: 4 Mart 2020 Çarşamba 10:23 am

Oyuncu ve yönetmen Mehmet Ali Alabora ATİF Hamburg Derneği tarafından düzenlenen toplantıda oyuna hazırlanırken ‘Memleketimden İnsan Manzaralarını’ her dizede, her imajda kendi hayatından, geçmişinden ve kişisel tarihinden çağrışımlar yarattığını söyledi.

‘BİZ NAZIM’A MESAFE KOYAMAYIZ’

Nazım’a hiçbir şekilde mesafe konulamayacağını ifade eden Alabora “Memleketimden İnsan Manzaralarını’ oynarken adeta hafız gibi hatim indirdim. Nazım’ın beynimde nasıl dolaştığını gördüm. Bir kez daha onun büyük bir şair olduğuna karar verdim. 1940’lı yıllarda yazdığı karakterleri bugünü de anlatıyor. O tarihlerde yazdıklarının bugüne karşılığı var. Türkiye’de iki halk gibi yaşıyoruz. Biz ve onlar. Faşizme karşı birarada olmak durumundayız” dedi.

NAZIM MARKSİST ESTETİK YARATTI

Avrupa Postası’ndan Süheyla Kaplan’ın haberine göre; tıpkı Bertolt Brecht’te olduğu gibi Nazım’ın da Marksist bir estetik yarattığını vurgulayan Alabora “Örneğin oyunda Galip Usta diye bir karakter var. Bir proleteryaya psikolojik sorunları olduğunda dahi Nazım üretim araçlarını düşündürüyor” şeklinde konuştu.

Alabora panele katılanların çeşitli konulara ilişkin sorularını da yanıtladı.

Alabora, baskıcı rejimlerin algı gerçeğinin önünde geldiğini hatırlatarak hakkında beraat kararının çıkmadığını ve değişen bir şey olmadığını söyledi.

‘BİZ DEVRİM YAPMAK İÇİN SOKAĞA ÇIKMADIK’

Bir katılımcının Alabora’nın Gezi direnişi sırasında Taksim Meydanı’nda sanatçı arkadaşları ile birlikte ön saflarda yer almasını Deniz Gezmişler’e benzetmesini ise şöyle değerlendirdi.

“Deniz ile tabii boyumuz benzeşebilir… Ancak bizim sokağa çıkmamızla Deniz’lerin sokağa çıkması aynı değildi. Biz devrim yapmak için sokağa çıkmadık. Onlar devrim yapmak için, bir ideal uğruna sokağa çıkmışlardı. Daha üç gün öncesine kadar neler olup bittiğini duymamıştım. Gündem Türkiye’de o günlerde doluydu. Gündemde sadece Gezi parkı yoktu, tiyatroların kapatılması, Haydarpaşa garının yerine otel planlanması, Reyhanlı saldırısı vs. gibi bir gündem vardı. Bütün bunlara karşı sesimizi duyurmak ve kendimizi ifade etmek için ortaya çıktık. Yani Deniz’ler ile sokağa çıkma motivasyonlarımız farklıydı. “