Marmara Denizi’nde mercan yatakları da ölmeye başladı!

Yayın tarihi: 31 Mayıs 2021 Pazartesi 12:09 pm - Güncelleme: 31 Mayıs 2021 Pazartesi 12:09 pm

Deniz salyası sebebiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Marmara Denizi’nde mercan yataklarının da ölmeye başladığı ifade edildi. Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara Denizi’nin canlı kalmasının bileşenleri kırmızı mercan yatakları da ölmeye başladı” dedi.

Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’ni tehdit eden deniz salyalarının  (müsilaj) üç nedenden ötürü yayıldığını söyledi. “Birincisi, Marmara Denizi’nde 40 yıllık ortalama sıcaklık verilerini dikkate aldığımızda, deniz suyu, diğer yıllara göre artık iki buçuk derece daha yüksek sıcaklıkta. İkincisi, Marmara Denizi’nin orijinal yapısı. Üçüncü ise denizdeki besin yükü. Azot, fosfor, evsel ve endüstriyel atıkların denize karışmasıyla ortaya çıkan besin elementlerinin miktarının çok yüksek olması” dedi.

“150 BİN İNSANIN ATIĞI ARITILMADAN DENİZİN KIYISINDA TOPLANIYOR”

Mustafa Sarı, kullanılan arıtmaların Marmara Denizi’nin orijinal yapısına uygun olmadığını belirtti. “Denizlerimizde şu an kullanılan arıtmaların bir kısmı biyolojik arıtma. Deşarj edilecek olan atığın sınır değerlerinin çok çok düşük olması gerekiyor. Halbuki biz şu anda Marmara Denizi’nin sınır değerlerinin çok üstünde atık deşarj ediyoruz” dedi.

“Bazı yerleşim birimlerinde ise hiç arıtma tesisi yok. Bandırma ve Erdek’te de durum aynı. 150 bin insanın atığı hiç arıtılmadan kanalizasyon şebekesiyle denizin kıyısında toplanıyor. Atıklar deniz kıyısında sıvılaştırılıyor ve bir kilometre açığa denizin dibine bırakılıyor” diye konuştu.

“ATIK YÖNETİM POLİTİKAMIZI DEĞİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR”

Yanlış atık yönetim politikası söz konusu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Su kirliliği yönetmeliği hükümlerindeki sınırları bile uygulamadık. Artık atıklar arıtılmadan denize verilmeye başlandı. Belediyeler, ‘Benim arıtma tesisim tıkır tıkır çalışıyor’ diyecek. Ancak ben denize bakıyorum, deniz bu tesislerin düzgün ve yeterli çalışmadığını söylüyor. Şimdi yapmamız gereken şey ise, Marmara Denizi çevresindeki bütün kuruluşların bir araya gelip, bir karar alması lazım. Bu kararla müsilaj ile mücadele için atık yönetim politikamızı değiştirmemiz gerekiyor. İklim değişikliğini dikkate alan yeni bir atık yönetim politikası belirlemeliyiz. Ve bu politikanın hedefi de şu olmalı; Marmara Denizi’ne bir litre bile arıtılmadan atık bırakmamak” ifadelerini kullandı.

“KASIM AYINDAN BERİ KONUŞUYORUM ANCAK KİMSE SESİMİ DUYMUYOR”

Mustafa Sarı, kasım ayından beri Marmara Denizi’ndeki müsilajlara karşı uyarılar yaptığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Müsilajı insanlar kıyılarda köpükler halinde birikip, gözle görülür bir hal aldığı zaman fark etti. Ben kasım ayından beri konuşuyorum ancak kimse sesimi duymuyor. Multimetre probu’nın suya girmesini engelleyen tabakalar, müsilajın son aşaması. Artık parçalanmaya başlamış ve köpükleşmiş ve yüzeyi kurumuş plastik bir hal almış durumda. Aynı zamanda bu durum binlerce canlının ölmesine neden oluyor

Büyükada civarında kırmızı mercan yatakları var. Kırmızı mercan, Marmara Denizi’nin kıymetlileri, aynı zamanda denizin canlı kalmasının bileşenleri. Müsilaj yüzünden kırmızı mercan yatakları artık ölmeye başladı. Aynı zamanda müsilaj turizm sektörünü vurmak üzere. Yine uluslararası ticaretin yüzde 85’i deniz yolu aracıyla yapılıyor. Bu nedenle ticaret için Marmara Denizi çok önemli bir geçiş güzergahında”

Marmara’yı esir alan müsilaj ABD basınında