Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın, avukatlık yaptığı dönemde bir senetle mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı iddiasıyla "görevi kötüye kullanmak", senedi veren kişiye ise çok sayıda mesaj göndererek, "kişilerin huzur ve sükununu bozmak" suçlarından yargılanmasına başlandı.

Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Yavaş ile şikayetçi Necmettin Kesgin’in avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, Yavaş’ın avukatlarının, müvekkillerinin bugün yurt dışında olacağını belirterek, duruşmaya katılamayacağına ilişkin dilekçe verdiklerini tutanağa yazdırdı. Şatır, şikayetçi avukatının ise dilekçeyle davaya müdahillik ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinde bulunduğunu bildirdi. Beyanı sorulan şikayetçi avukatı Özgür Ilgaz, dilekçelerini tekrarladıklarını belirtti. Müvekkilinin sabah saatlerinde adliyeye geldiğini, ancak sözlü tacize uğradığını anlatan Ilgaz, bunun üzerine müvekkilinin can güvenliği olmadığı gerekçesiyle duruşmaya katılmadığını ifade etti. Duruşma gününün yaklaşık 3 buçuk ay önceden belli olmasına rağmen Yavaş’ın duruşmaya katılmadığını söyleyen Ilgaz, Yavaş hakkında yakalama ve yurt dışına çıkış yasağı kararları çıkartılmasını istedi. Yavaş’ın avukatlarından Mustafa Ekinci ise “Adliyede bir kişinin can güvenliğinin olmaması mümkün değil. Adliye polisine gider, güvenliği sağlanır.” dedi. Şikayetçinin bugün verdiği dilekçeyi inceleyip beyanda bulunacaklarını kaydeden Ekinci, “Müvekkile verilen ilk senet sahte çıkınca ikinci senedi tahsile koyuyor. Takip talebine ‘Tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla’ diye yazılıyor.” diye konuştu. Ekinci, bu gerekçeyle “güveni kötüye kullanmak” suçundan müvekkili hakkında derhal beraat kararı verilmesini istedi. “Kişilerin huzur ve sükununu bozmak” suçu için 6 ay içinde şikayette bulunulması gerektiğini anlatan Ekinci, yasal süre içinde şikayette bulunulmadığından bu suçtan da düşme kararı verilmesini talep etti. Yavaş’ın avukatlarından Hıfzı Çubuklu da aynı şekilde derhal beraat ve düşme kararı verilmesini istedi ve “Kamuoyunda siyasi polemiklere yer verilmemeli.” dedi. Cumhuriyet Savcısı Fevzi Çakıcı, şikayetçinin davaya müdahillik talebinin, Yavaş’ın ise mazeretinin kabulünü istedi. Yavaş’ın savunmasının alınması için gelecek celse hazır edilmesini talep eden savcı, diğer konuları mahkemenin takdirine bıraktı. Mahkeme heyeti, müzakere sonrasında Kesgin’in davaya müdahillik talebini ve Yavaş’ın mazeretini kabul etti. Yavaş için duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı çıkartılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, Yavaş hakkında yakalama kararı çıkartılması ve yurt dışına çıkış yasağı getirilmesi taleplerini reddetti. Ankara Barosu’ndan, Yavaş hakkında idari soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulmasını, yapıldıysa buna ilişkin belgelerin istenmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, bazı savcılık ve mahkeme dosyalarının incelenmek üzere ilgili mercilerden talep edilmesine karar vererek, davayı erteledi. Dava kapsamında, Yavaş’ın dava ve hukuki danışmanlık hizmetine istinaden aldığı 29 Mart 2011 tarihli 600 bin ABD doları bedelli senet için Ankara 29. İcra Müdürlüğünde, alacağa istinaden teminat olarak verilen, bedelsiz kaldığını bildiği 5 Kasım 2009 tarihli aynı bedelli senedin tahsili için de Ankara 8. İcra Müdürlüğünde takip başlattığı, bu suretle mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı savunuluyor. Yavaş’ın böylece “görevi kötüye kullanmak”, müştekinin telefonuna çok sayıda mesaj göndererek de “kişilerin huzur ve sükununu bozmak” suçlarını işlediği ileri sürülüyor.
Muhabir: Alp Yanardağ