İstanbul Maltepe‘de 1992 yılında yapılan ve ‘yap-işlet-devret’ modeliyle özel bir şirkete belirli bir süreliğine kiralanan alışveriş merkezinde, bir önceki CHP’li belediye yönetimi tarafından yapılan sözleşme uzatma protokolü nedeniyle yaşanan anlaşmazlık devam ediyor. Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen, 5 farklı mahkemenin belediye lehine karar vermesine rağmen, dilekçede eski AKP İlçe Başkanı Avukat Kamil Barkır’ın imzası bulunan 6. başvuruda ise belediye aleyhine ‘jet hızında’ karar verildiğini açıkladı.
İstanbul’un Maltepe ilçesinde 1992 yılında ‘yap-işlet-devret modeliyle yapılan ve kiracı şirketin sözleşmesi dolmasına rağmen, bir önceki CHP’li Belediye Başkanı Ali Kılıç döneminde ‘değerinin altında bir bedelle’ sözleşmesi uzatılan alışveriş merkeziyle ilgili belirsizlik sürüyor.
Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen, söz konusu sözleşmenin ‘oldubittiyle’, yönetim kurulu veya belediye encümeni kararı olmaksızın uzatıldığını belirterek, “Ne vakıf kayıtlarımızda böyle bir protokol vardı ne de bir yönetim kurulu kararı…” açıklamasını yaptı.
Köymen, tahliye talebiyle yaptıkları başvurunun mahkeme tarafından kabul edildiğini, kiracı şirketin tahliyeyi durdurma kararının ise beş farklı mahkeme tarafından reddedildiğini söyledi. Köymen, şirketin son başvurusunda ise tahliye işleminin gerçekleşmiş olmasına rağmen, şirkete eski AKP İlçe Başkanı Avukat Kamil Barkır’ın vekalet etmesiyle birlikte şirketin tedbir talebinin kabul edildiğini belirtti.
Köymen,” Peki ne değişti? Ne değiştiğini açıklayayım. 6. başvuru dilekçesini ötekilerden ayıran tek bir dilekçe vardı. Şirket vekili olarak hareket eden avukatın ismi ve imzası. Son başvuruda şirketin vekilliğini üstlenen avukat Maltepe’nin yakından tanıdığı birisi. AKP’nin ilçe başkanlığını yapmış olan Avukat Kamil Barkır. Bu durumda ortaya çıkan tablo çok açıktır. Tahliye işleminin durdurulması yönündeki talepler 5 ayrı mahkeme tarafından reddedilmiş, ne hikmetse AKP ilçe başkanlığı yapmış bir avukat, şirketin vekili haline geldikten sonra yapılan başvuru jet hızıyla kabul edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Köymen’in konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle:
-Maltepeliler tarafından çok iyi bilinmektedir ki bu taşınmaz 1992’de yap-işlet-devret sözleşmesiyle bir özel şirkete 25 yıllığına kiralanmış, o günden bugüne aynı şirket tarafından işletilmiştir. Aradan geçen zaman içinde sözleşme süresi dolmasına ve kira ödemeleri gereği gibi yapılmamasına rağmen, bu alanın ve gelirlerinin kamuya kazandırılması için gerekli iradenin gösterilmediğine tanıklık ettik.
-Göreve geldiğimizden beri, gerek Maltepe Belediyesi’nin gerek Süreyya Süreyyapaşa Vakfının olması gerektiği gibi kamu yararına kullanılması öncelikli hedefimiz olmuştur. Bu alana ilişkin yaptığımız incelemede, alanın sözleşme süresinin yıllar önce dolmasına rağmen, tahliye için gerekli girişimlerin gerçekleştirilmedi, kesinleşmiş tahliye kararlarının dahi uygulanmadığını, bunun sonucu olarak vakfın kira gelirlerinin oldukça düşük kaldığı tespit edildi.
-10 Şubat 2024’te, yani yerel seçimlerden 1 buçuk ay önce, oldubittiyle tek bir yönetim kurulu veya belediye encümeni kararı olmaksızın, sözleşmenin uzatıldığına dair, önceki belediye başkanı tarafından tek imzalı bir protokol yapıldığını, davalı şirket tarafından dosyalara sunulan bir dilekçe ile öğrendik. Ne vakıf kayıtlarımızda böyle bir protokol vardı ne de bir yönetim kurulu kararı.
-Burada Süreyyapaşa Vakfı’nın mahrum kaldığı kira geliri, özel bir şirketin karı veya ticari kazancı olarak düşünülemez. Mahrum kalınan Maltepeli öğrencilere verilecek burs yardımıdır. Sağlık yardımıdır, öğrencilerimizin kalacağı yurtlardır.
-Tam da bu fikir ve motivasyonla, göreve gelir gelmez kiracı şirketin bulunduğu taşınmazı kesinleşmiş mahkeme kararları doğrultusunda, icra müdürlüğü eliyle tahliye ederek hukuken ve fiilen teslim aldık. Alanın daha şeffaf yönetilmesi için İBB iştiraki Boğaziçi Yönetim AŞ ile bir iş birliği süreci başlattık. İlerleyen haftalarda İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleşecek törenle, iş birliği sürecini paylaşacağız.
-Kiracı şirket tarafından çok sayıda başvuru yapıldı. Tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması defaatle talep edildi. Tahliyeden gerçekleştirdikleri başvurular reddedildi. Bu kararların ardından söz konusu şirket tarafından aleyhimize bir dava daha açıldı. Az önce sözünü ettiğimiz protokolün geçerli olduğu iddiasıyla kiracılık sıfatının tespiti talep edildi. Taşınmazın tahliyesinin tedbiren durdurulması talep edildi. Tedbir talebi reddedildi. Sonuç itibarıyla 19 Temmuz’da tahliye işlemlerini tamamlayarak alanı teslim aldık. Uyuşmazlığı inceleyen 5 ayrı mahkeme de aynı doğrultuda taleplerin reddine karar vererek haklılığımızı tescilledi.
SON BAŞVURUDA İMZA AKP’Lİ İSİMDEN
Beş farklı mahkemenin, özel şirketin tahliyeyi durdurma talebini reddetmesine rağmen, eski AKP İlçe Başkanı Avukat Kamil Barkır’ın yaptığı başvurunun ‘jet hızıyla kabul edildiğini’ belirten Köymen, şunları söyledi:
“Tüm bunlar yaşandıktan ve biz alanda faaliyet göstermeye başladıktan 2.5 ay sonra şirket bir başvuru daha gerçekleştirdi. Şirket adına vekaleten hareket eden bir avukat, bir dilekçe vererek 26 Eylül’de bir kez daha tedbir talep etti. Bu kez başvuruyu inceleyen Anadolu 11. Sulh Hukuk Mahkemesi ise kendisinden önce karar veren 5 mahkemenin aksine ve tahliye işlemi gerçekleşmesine rağmen, 1 gün içerisinde şirketin tedbir talebinin kabulüne karar verdi. Peki ne değişti? Ne değiştiğini açıklayayım. 6. başvuru dilekçesini ötekilerden ayıran tek bir dilekçe vardı. Şirket vekili olarak hareket eden avukatın ismi ve imzası. Son başvuruda şirketin vekilliğini üstlenen avukat Maltepe’nin yakından tanıdığı birisi. AKP’nin ilçe başkanlığını yapmış olan Avukat Kamil Barkır. Bu durumda ortaya çıkan tablo çok açıktır. Tahliye işleminin durdurulması yönündeki talepler 5 ayrı mahkeme tarafından reddedilmiş, ne hikmetse AKP ilçe başkanlığı yapmış bir avukat, şirketin vekili haline geldikten sonra yapılan başvuru jet hızıyla kabul edilmiştir.”
“YARGININ SİYASİ BAĞLANTILARA ALET EDİLMESİNİ ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ”
“AKP’li yönetcilere soruyorum: Önceki dönem ilçe başkanızın, Maltepelilerin kazanımlarını ve kamu yararını ortadan kaldıracak şekilde, özel bir şirketin vekilliğini üstlenmesini, yalnızca mesleğini yapıyor olmasına bağlayıp geçiştirecek misiniz? Lafı eğip bükmeye gerek yok. Açıkça ilan ediyoruz, Maltepe halkına ait gelirleri, küçük bir sermaye grubuna, bir özel şirkete, bir kısım imtiyazlı kimselere devredilmesi uğruna, yargının siyasi bağlantılara alet edilmesini asla kabul etmeyeceğiz”
