TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Gazze’ye gideceğini açıklayarak İsrail işgalinin er ya da geç sona ereceğini söyledi. Yaklaşık 45 dakika konuşan Abbas, konuşmasında sık sık Türkiye’ye teşekkür etti.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’na hitap etti.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve bakanların da geldiği Genel Kurul salonunda bütün siyasi partilerden milletvekilleri yer aldı. TBMM Genel Kurulu’ndaki ‘Filistin Özel Oturumu’, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un konuşmasıyla başladı. Sonrasında kürsüye Filistin ve Türkiye bayraklarının yan yana yer aldığı bir atkıyla Mahmud Abbas çıktı.

Konuşmasında sık sık Türkiye’ye teşekkür eden Abbas, “Filistin’deki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze’ye gitme kararı aldım. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Bunun bedeli benim hayatım olsa da benim hayatım Gazze’deki bir çocuğun hayatından daha değerli değil. Ya zafer ya şehadet” dedi.

“ULUSLARARASI TOPLUM NASIL SESSİZ KALABİLİYOR?”

Abbas’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Sizlere mübarek Filistin’den, Kudüs’ten geliyorum. Sizlere 1948’ten bu yana büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla geliyorum. Halkın uluslararası hukuktan yoksun olarak toprağına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail’e karşı mücadele yürütmektedir. Allah’ın bir gün bu mücadelemizi zafer ve özgürlük ile taçlandıracağına inanmaktadır.

İsrail’in saldırıları ve soykırım suçu nedeniyle Gazze’de şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Ve bunların en sonuncusu da lider İsmail Haniye’ye karşı işlenen suç olmuştur. Hepinizi halkımızın adil davasının savunduğunuz için selamlıyorum. Soruyorum. Her gün İsrail İşgal Devleti’nin Gazze’de bir kaç gün önce yüzlerce şehidin verildiği El Tabin okulu da dahil olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirilen saldırılara nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalabiliyor.

SIK SIK TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR ETTİ

Türkiye’nin öncü rolünü takdir ile karşılıyoruz. Öte yandan İsrail’in halkımıza İsrail’in halkımıza işlediği suçları kınayan tüm partileri ve STK’ları kutluyorum. Samimi duyguları ve asil duruşu ile Filistin halkını destekleyen kardeş Türk halkına teşekkür ediyorum. Özel olarak da Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki soykırımı karşısındaki Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı’na açılan davaya müdahil olma kararını kutluyorum.

İsrail’e ticareti Türkiye Filistin halkına destek için durdurdu. Bizler Türkiye’deki kardeşlerimize Filistin davasını ana meselesi haline getirmiş olmasına güveniyoruz. Bu Türk halkının ahlakının ve politikasının bir göstergesidir.

İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarımızdan Filistin varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kez daha tehcir etmektir. 1948’te ve 1967’de olduğu gibi. Ama bu asla olmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar bu asla gerçekleşmeyecek. Halkımız vatanına bağlıdır. Oradaki gaspçıları oradan def edecektir.

“GAZZE’DE BİR BAŞKA DEVLET KURULAMAZ”

7 Ekim’den bu güne 40 bin kadın ve çocuk şehit edildi. 10 bin kayıp var. 80 bin yaralı var. Batı Şeria’da da 10 bin şehit var. Biz dik durmaya devam edeceğiz ve topraklarımızdan ayrılmayacağız. Mısır ve Ürdün’ün bu plana karşı olmasını takdirle karşılıyoruz.

İsrail’in uluslararası hukuka aykırı planlarına karşı çıkan yaklaşımı da takdirle karşılıyoruz. Geçmişte de söyledik şimdi de söylüyoruz. Gazze, Filistin Devleti’nin ayrılmaz asli bir parçasıdır. Gazze’de başka bir devlet kurulamaz ve Gazze’siz bir Filistin devleti de olamaz. Halkımız teslim olmayacak. Biz Gazze’yi yeniden inşa edeceğiz. Halkımızın desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti’ni inşa edeceğiz. Bu ne pahasına olursa olsun. Ne kadar çok bedel ödersek ödeyelim, ne kadar zaman alırsa alsın bunu yapacağız. Katiller ve savaş suçlularına gelirsek işledikleri suçlardan dolayı kurtulamayacaklar. bu işledikleri suçlar da zaman aşımı ile düşmez. bunlar şüphesiz hesaba çekileceklerdir. Başta Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi özellikle de Netanyahu’nun orada yargılandığını da söylemiştir. Bizler Filistin Devleti’ni layık olduğu uluslararası toplumdaki yerini sağlamak için devam edeceğiz.

Meclis önünde Mahmud Abbas protestosu

Halkımız yüz yılı aşkındır devam eden destansı kararı ile vatanını savunmakla kalmıyor aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci Siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz.

Çok iyi biliyoruz ki Kudüs bizde de olduğu gibi sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir. Hiç bir şekilde ödün vermemiz mümkün değildir. Osmanlı da söylüyordu siz de söylüyorsunuz. Kudüs ilk kıblemiz. Mescid-i Aksa ilk kıblemiz. Sizin ve bizim için kırmızı çizgidir. Filistin toprağının bir taşını gözden çıkaran ne sizdendir ne de bizdendir. Burası bize dinin ve tarihin emanetidir. Kutsal yerlerin tarihi yapısını değiştirmeye yönelik ne yaparlarsa yapsınlar ki iki gün önce yapmaya kalktılar.

“BARIŞA GİDEN YOL FİLİSTİN’DEN BAŞLAR”

Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs bağımsız Filistin Devleti’ni oluşturan tek bir meşru örgüt tarafından yönetilen coğrafi bütünün adıdır. Tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır. Bu bölge bu gerçekleşmezse istikrar, kalkınma yapılmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa bu şiddet sarmalı devam edecektir. Barış ve güvenliğe giden yol Filistin’den başlar ve Filistin’den biter. İsrail’in saldırısına karşı mücadelemiz, adaletsizliğe karşı olan insanları da harekete geçirmiştir. İnsanlar yüksek sesle İsrail’i kınamaktadır.

Bugün ABD’deki Yahudiler, yüzde 40’ı İsrail’i suçlu görmektedir. İnsanlık düşmanlığa karşı dik duruş gösteriyor. İsrail’in yapmakta olduğu işkencelere karşı uluslararası kuruluşlar sesiz kalamazlar. Herkesin bizimle hareket ederek bu ihlallerin durdurulması için reaksiyon göstermelidir. Tüm tutsaklarımız da serbest bırakılmalıdır. Şu an 10 bin kadar kadın ve erkek tutsak İsrail hapishanelerinde bulunmaktadır.

Bizler ülkemizin birliği için çalışmaya devam edeceğiz. Ulusal uzlaşıyı ne kadar çabuk halledersek zafere daha hızlı şekilde ulaşabiliriz. Bu düşmana karşı zafere ulaşmanın en kısa yolu ulusal birliğimizdir.

Ne güzel bir Meclis başkanı var dört tane de yardımcısı var hepsi farklı partilerden. “Ben de aynısından istiyorum” dedim. Türkiye’ye insani yardımlarından dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye hastanelerinde yaralıları kabul etti. Türk kardeşlerimiz her alanda varlık göstererek Filistin’in yanında oldular.

İsrail hükümetinin yalanlarına aklı başında olan kimse inanmaz. BM örgütlerine, destek veren göstericilere saldırılar, Gazze’deki halkımızın açlığa mahkum edilmesi bu yalanlara cevap veren gerçeklerdir.

ABD’YE ‘RET’ TEPKİSİ

Gazze’nin altyapısının 3’te 2’si yıkışmış vaziyette. Filistin halkı oralarda evsiz, yurtsuz bırakıldı. Buna rağmen BM’de ABD, üç kez veto hakkını kullandı. Bütün dünyanın İsrail’in karşısında durduğu yerde ABD felaketi devam ediyor. Filistin halkı, tüm gruplarıyla İsrail’in karşısındadır. Bizim önceliğimiz İsrail saldırganlığının bedeli ne olursa olsun durdurulmasıdır.

“GAZZE’YE GİDECEĞİM”

Filistin’deki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze’ye gitme kararı aldım. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Bunun bedeli benim hayatım olsa da benim hayatım Gazze’deki bir çocuğun hayatından daha değerli değil. Ya zafer ya şehadet.

Amacımız BM nezdinde tam üyeliği elde etmek. Bizim siyasi ve hukuki mücadelemiz, halk direnişimizle beraber devam edecektir. ABD’yi, Filistin Devleti’ni tanımak zorunda bırakıncaya kadar mücadele edeceğiz. Bizler uluslararası toplumu, UAD’nin kararlarını uygulamaya çağırıyoruz. Türkiye’nin bunu yerine getireceğinden eminiz.

Mücadeleci, sabırlı ve direnen Filistin halkı için bizler kutsal alanlarımıza bağlıyız. Bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü muhakkak sağlayacağız. İşgal sona erecektir, Gazze özgür ve ebedi kalacaktır. Hep birlikte, hürriyete, devlete ve Kudüs’e doğru. Yaşasın Filistin-Türkiye kardeşliği. Teşekkürler Türk halkı. Teşekkürler Cumhurbaşkanı. Allah’ın selamı üzerinizde olsun.”

Mahmut Abbas, TBMM