10 Ekim Ankara Katliamı'nda mahkeme ‘Devleti kusurlu’ buldu: İstihbarat bulunmasına rağmen önlem alınmadı
Ankara 12. İdare Mahkemesi, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda hayatını kaybeden 9 yaşındaki Veysel Atılgan ve babası İbrahim Atılgan için aileye toplam 1 milyon 94 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre; Kararda, “DEAŞ’ın canlı bomba saldırısı düzenleyeceğine ilişkin idarenin elinde yakın tarihli istihbarat bulunmasına rağmen gerekli ve yeterli önlemin alınmamasının hizmet kusuru olduğu” belirtildi.
10 Ekim Ankara Katlamı’nda 9 yaşındaki Veysel Atılgan ve babası İbrahim Atılgan ile birlikte 103 kişi hayatını kaybetti. Veysel’in annesi Nezihe Atılgan ve 3 kız kardeşi olayda hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği’ne Ankara 12. İdare Mahkemesi’nde tazminat davası açtı.
Mahkeme, olayda “hizmet kusuru” bulunduğu gerekçesiyle baba İbrahim Atılgan yönünden anne Nezihe Atılgan’a 283 bin 183 TL ve bir kızı için 47 bin 881 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesine karar verdi. 9 yaşındaki Veysel için ise mahkeme anneye sadece 63 bin 801 TL ödenmesine hükmetti. Böylece mahkeme hem baba hem de Veysel için toplamda 394 bin TL maddi tazminat ödenmesine karar verirken, iki kız kardeş için maddi tazminat ödenmesine yer olmadığına hükmetmiş oldu.
Mahkeme, manevi tazminat talebine ilişkin olarak da baba İbrahim Atılgan yönünde anne Nezihe Atılgan için 100 bin TL, üç kız kardeşe ayrı ayrı 100 biner TL ödenmesine karar verdi. Veysel yönünden ise mahkeme, anneye 150 bin TL, her üç kız kardeş ayrı ayrı 50’şer bin TL ödenmesine hükmetti. Böylece mahkeme baba ve Veysel için anne ve üç kız kardeşe toplam 700 bin TL manevi tazminat ödemeye karar vermiş oldu. Taraflara tebliğ edilen gerekçeli kararda olayda idarenin kusuru bulunduğu anlatılırken çarpıcı değerlendirmeler de yapıldı. Kararda özetle şöyle denildi:
“Kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması devletin asli görevidir. Elinde yakın tarihli istihbari bilgi bulunan idarenin, önceki standart uygulamasından dahi ayrılarak, bu bilginin ilgili birimlere iletilmesi, güvenlik tedbirlerinin alınması noktasında gerekli ve yeterli hassasiyeti göstermediği ve bu suretle hizmet kusuru bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Uzun süreli terör deneyimi olan bir devlette ihmal olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan kusurlu davranış sonrası istihbari bilgide yer alan doğrultuda gerçekleşen canlı bomba eyleminden kaynaklı ölüm olayında idarenin gerekli ve yeterli özeni göstermemesi nedeniyle hizmet kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.”