Madımak’ta yaşanan katliamının üzerinden tam 31 yıl geçti. Türkiye’nin utanç vesikası olarak anılan olayın failleri affedildi, sanık avukatları ise ödüllendirildi. Yıllardır devam eden yargılamada katliamın gerçek sorumluları hiçbir zaman hesap vermedi.
“Günlerden öyle bir gündü; Üstüne tarih düştüğüm. Gözümün önüne geldi birden Balkıyan güzel yüzün. Ve yüreğim yandı söndü, Ter bastı avuçlarımı. Bir işlek kovan uğultusu Kapladı kulaklarımı. Uzandım usulca cigarama; Yavan ömrüme katık. Ben o gün öldüm gülüm, Bir daha ölmem artık.” (Metin Altıok)(Şair, Madımak’ta mahsur kalan 33 aydın ve sanatçıdan biriydi. Katliamdan yaralı olarak kurtarıldı ancak yedi günlük yaşama tutunma mücadelesini 9 Temmuz 1993’te kaybetti.)
Türkiye’de takvimler 2 Temmuz 1993’ü gösterdiğinde, uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir utanç yaşandı.
Ülkenin aydınları, sanatçıları ve şairleri, dört günlük şenlik programında halkla buluşmak üzere Sivas’a gitti.
1 Temmuz’da şenliğin açılış konuşmacılarından biri de yazar Aziz Nesin’di. Behçet Aysan, Metin Altıok, Uğur Kaynar, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci de kente gidenler arasında yer alıyordu. Grubun en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en genci ise folklor gösterisi için Sivas’a giden 12 yaşındaki Koray Kaya’ydı.
KARA BİLDİRİ
Madımak’ta taşları döşenen katliamdan iki gün önce kentte bir bildiri elden ele dolaştı. Burada Aziz Nesin’in o sırada başyazarı olduğu Aydınlık gazetesinde yayımlanan Salman Rüşdi’nin ‘Şeytan Ayetleri’ kitabı hedef gösteriliyordu. Bildiride dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in şenliklere ev sahipliği yapması da eleştiriliyor, Nesin için “Şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir” ifadesi kullanılıyordu.
NELER OLDU?
2 Temmuz’da Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne “Sivas laiklere mezar olacak” sloganlarıyla yürüyüş düzenlendi. Saldırgan grubun bir kısmı ‘Halk Ozanları’ heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı valilik önünde Ahmet Karabilgin’i protesto etti.
Valinin katliam sonrası İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği rapora göre, saldırganların sayısı her saat artıyordu. Yine aynı rapora göre, akşam saat 18:00’de Madımak Oteli’nin önünde o ana kadar hiçbir aşamada dağıtılmamış 15 bin kişi vardı. Otel önündeki araçlar ve sürüklenen heykel ateşe verildi, otelin camları kırıldı. Yaklaşık 2 saat sonra otel ateşe verildi, kalabalık sloganlarına devam etti.
Madımak Oteli’nin önünden çekim yapan İhlas Haber Ajansı’nın görüntülerinde otelin etrafını kuşatanların sloganları yanında sözleri de duyuluyordu: “Lan yakın”, “Gir içeriden yak oğlum ya”, “Cehennem ateşi işte”
Kente davet edilen takviye kuvvetler ise zamanında gelmedi veya gelenler yetersizdi. 35 kişi otelde hayatını kaybetti.
DAVA NASIL KAPATILDI?
Sivas Katliamı ana davası 2012 yılında zaman aşımına uğratıldı. 2012 yılına kadar devam eden ve Sivas Davası olarak bilinen katliam davasında ise; cezasızlık politikası çıktı karşımıza. 15 bin saldırgan olduğu söylenirken sadece 124’ ü hakkında dava açıldı. Dava sanıklarından Ali Kurt ve Mevlüt Atalay pişmanlık yasasından yararlanmak için mahkemeye yaptıkları başvurularında olayda Hizbullah, İslami Hareket Teşkilatı ve Kaplancılar gibi örgüt bağlantılarını anlattılar, ancak mahkeme “olayda örgüt yok” dedi. Olay sonrası tutuklanan 124 saldırgandan birçoğuna hafif cezalar verilerek, ağır tahrik indirimleri uygulandı. 33 sanık hakkında idam cezası verildi ancak bu ceza, sonrasında müebbet hapse çevrildi. İdam cezası alan sanıklardan 8’i 1997 yılında tahliye edildi ve bir daha yakalanmadılar. Mahkeme 2012 yılında, yakalanmayan 7 saldırgan hakkında zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi ve dosyayı kapattı. Davada firari üç sanık yurt dışında olduğu için dosya kapatılamadı; dava Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. Üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen hala tam olarak aydınlatılmamış olan bu katliam davası halen utanç davası olarak hafızalarda yer alıyor.
ERDOĞAN 2 MADIMAK FAİLİ İÇİN AF YETKİSİNİ KULLANMIŞTI
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sivas Madımak katliamının asli faillerinden Hayrettin Gül’ün kalan cezasını "hastalık gerekçesiyle" geçtiğimiz yıl kaldırdı. Bu, Erdoğan'ın Madımak failleri için kullandığı ikinci af yetkisi oldu. Erdoğan, 2020 yılında da af yetkisini, Madımak katliamından ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen Ahmet Turan Kılıç için kullanmıştı. Almanya'dan sınır dışı edilmesinin ardından 2003 yılında cezaevine giren Hayrettin Gül, Erdoğan'ın getirdiği afla Madımak katliamı nedeniyle sadece 20 yıl cezaevinde yatmış oldu.
Katliamda yitirilen canlar, önceki yıllarda olduğu gibi bugün de tüm Türkiye'de özlem ve hasretle anılacak.