Sinema kariyerine yedi tane Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü sığdıran ve bu alanda birinciliği elinde tutan Tarık Akan, akciğer kanseri nedeniyle 16 Eylül 2016 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Tarık Akan, Türk Sineması'nda çapkın ve haylaz rolüyle karşımıza çıkarken 'Maden' filmi ile sinema karakteri bambaşka bir yöne evrildi. İşte, usta oyuncunun hayatını değiştiren o hikayesi...

Asıl adı Tarık Tahsin Üregül olan Tarık Akan 16 Eylül 2016 tarihinde hayatını kaybetti.

Sanatçı, 1970-1975 arasında, yılda 12 filmde rol alarak Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden biri haline geldi. Oynadığı filmlerde genellikle "Ferit" adını kullanan Akan, Gülşen Bubikoğlu ile "Ah Nerede", Emel Sayın ile "Mavi Boncuk", Hülya Koçyiğit ile "Sev Kardeşim", Hale Soygazi ile "Gece Kuşu Zehra" filmlerinde rol aldı. Filmler, sinemaseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı.

Tarık Akan oyunculuk kariyere başladığı ilk günlerden itibaren Türk seyircisinin kalbinin tam ortasına oturdu. Yakışıklı, haylaz, zeki ve çapkın rollerinde, hep yazarlar ya, genç kızların sevgilisi oldu. Damat Ferit rolünde yüzlere kocaman gülücükler kondurdu. Fakat Tarık Akan sadece Yeşilçam’ın Behlül’ü, sinemanın yakışıklı aktörü olarak devam etmek istemedi. Daha farklı roller, toplumsal sorunlar hakkında farkındalık yaratan işler yapmak istiyordu. Senelerdir çalıştığı Arzu Film’den ayrıldı. O zamanlar Yeşilçam’ın yedi büyük şirketi sanatçıyı protesto etti. 1 buçuk sene boyunca ismine konulan ambargo yüzünden çalışamadı, film çekemedi.

Özgür Özel: İsrail halkının değil, İsrail’in faşist yönetiminin düşmanıyız Özgür Özel: İsrail halkının değil, İsrail’in faşist yönetiminin düşmanıyız

Tarık Akan Levent Evkuran'a verdiği röportajda, sinema karakterinin değiştiği o dönemi anlattı. Yeşil Çam düzeninin Maden filmi ile bozulduğunu anlatan Akan hiç yayımlanmayan söyleşisinde şunları söyledi:

"FİLMLERİM KARA LİSTEYE ALINDI"

"O dönem Yeşilçam’daki 8 şirket bir yılda ortalama 7-8 film çekerdi. Ki bu 8 film içerisinde 4 tanesi A tipidir. Yani bizlerle çekilen ve bölgeye gittiği zaman iş yapan filmler. Örneğin, Adana bölgesinde aşağı yukarı 3 işletmeci var. Bir A tipi işletme. Bir B tipi ve bir de C tipi işletme var. Sinemalar onlarda olduğu için bu 8 şirket hep A tipi ile çalışıyor. Ve bu yapımcılar bölgedeki A tipine diyor ki, “Sen ve adamların bu filmi alırsan, bunun filmini alırsan, sana bütün filmlerimi keserim. Sana film yok...

Sen de işletmeci olarak alamıyorsun onların oynadığı filmleri. Ve bunu 7-8 şirket ortak söylüyor. Yalnız Arzu Film değil. Erman Film, Acar Film, Melek Film, Arzu Film bilmem ne. Yani 7-8 tane film şirketi ortak karar alıyorlar: “Tarık Akan’lı bir filmi Adana bölgesinde Nami Dilbaz değil ötekisi alırsa biz ona film satmayacağız.

İzmir bölgesi böyle. İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu... Bütün bölgeler bu sistemle çalışıyor. Ben açık söyleyeyim, bir yıl boyunca işsiz kaldım. Bir yılın sonunda şunu yaptım; “Maden” filminin senaryosunu Yavuz Özkan’la çalıştım. Yine bölgeler satın almıyorlar. Yine C tipi şirketlere düşüyorsun. O zaman yani, kötü sinemalarda, kötü işletmelere düşüyorsun. Yavuz Özkan’a dedim ki “Cüneyt Arkın’la ortak oynayalım. İki rol var, Cüneyt hangisini isterse onu beğensin. Afişe istediğini yazsın. Benim adımı istediği kadar küçük yazsın, kendi adını kocaman yazsın...”

YEŞİLÇAM'DA YENİ BİR SAYFA ARALANDI

Maden filmi Tarık Akan’ın bu 1 buçuk senelik dönemin ardından çektiği ilk filmdi. Değişen sinemacılık anlayışının ilk aşamasıydı. Artık bıyıklıydı. Pürüzsüz yüzlü, genç kızların biriciği yakışıklı adam imajından sıyrıldı. Toplumsal içerikli bir film olan Maden’de başka hikayeler anlatmaya başladı. Film çok başarılı oldu. Şirketlerin ambargosunu yıktı. Ve kendi çizdiği yolda, içine sinen bir sanatçılık anlayışıyla yoluna devam etti.

Tarık Akan verdiği röportajda Maden filminin yapılış sürecini anlattı. Akan o yılları ve Cüneyt Arkın ile yollarının kesişme hikayesini şu sözlerle anlattı:

“MADEN”İ TÜM BÖLGELERE SATTIK, YEŞİLÇAM KARIŞTI"

Türkiye’de ilk defa iki star bir araya geldi. Ve paramız da yok ama Cüneyt’le ortak yaptık. Adana bölgesine gittim. Nami Dilbaz’a “Anlaşma bu, Cüneyt Arkın ve Tarık Akan filmi çekiliyor. Satın alıyor musun?” dedim. Yerlere yatıyor. İki star ne demek, “Tamam” dedi “alacağım”...

Ölü fiyatına satıyoruz ama ortada para da yok, senet sepet de yok. Hiçbir şey alamadan geldim. “Maden” filmini bütün bölgelere sattım, Yeşilçam karıştı. Onların hegemonyasını ben böyle kırdım bölgelerde. Ve “Maden” filmi de çıktığı zamanda inanılmaz büyük bir iş yaptı. Yani yeri göğü oynattı. Benim çok sevdiğim bir filmdi. Ve bu sistemi bir ölçüde biz terse çevirdik. Çünkü Yılmaz Güney’in 1972’deki ikinci hapse girişi bir boşluk yaratıyor. Yılmaz olsa bu sistem belki öyle çalışmayacak, sistem daha farklı olacak. Çünkü Yılmaz zaten bu 8 şirketle çalışmıyor. Gidiyor küçük şirketlerle çalışıyor ve yıkıyor ortalığı yani. Ondan sonra 1978’te biz bu hale getirdik."

Usta oyuncu bu filmin ardından yeniden yükselişi yakaladı. Birçok filmde rol alan Tarık Akan akciğer kanseri nedeniyle 16 Eylül 2016 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti.

https://tele1.com.tr/76-emmy-odulleri-sahibini-buldu-iste-yilin-en-iyi-dizileri-ve-oyunculari-1140687/

Kaynak: HABER MERKEZİ