“Merkez sağ-liberal demokrat söylemlerle 2010’da yapılan seçimleri büyük bir farkla (%44 oyla meclisin üçte ikisi) kazanan Başbakan Viktor Orban ve partisi FIDESZ (Macar Yurttaş Birliği) kısa bir süre sonra gerçek yüzünü göstererek merkez sağdan aşırı sağa kaymaya başladı.
Seçim kampanyasında alt ve orta sınıfları destekleyeceğini söyleyen Orban iktidara geldikten sonra kamu kaynaklarını partisine yakın isimlere peşkeş çekti, Macar halkını giderek yoksullaştırdı ve ülkeyi son on yılın en yüksek enflasyon ve işsizlik oranıyla karşı karşıya bıraktı. Bununla yetinmeyen Orban muhalif medyanın kuşatılıp susturulması için her şeyi yaptı ve haber kanallarının yüzde doksanını yandaş iş adamları ve şirketler tarafından ele geçirilmesini sağladı. Bu kanallar ve yandaş yazılı medya on binlerce trol ile birlikte Orban’ın her söylemine sahip çıkarken aynı zamanda yeni düşmanlar yaratmaya ve halk arasında “Macaristan’ın bir takım dış güçlerin saldırısı altında olduğu” propagandasını yaymaya çalışıyor.
AB söylemleriyle; Orban’ın baskıcı, ırkçı, bağnaz dinci ve emek düşmanı politikaları ve onlarca yolsuzluk skandallarına rağmen, FIDESZ parlamentodaki üçte iki çoğunluğunu koruyarak 12 yıldır iktidarını sürdürmektedir.
Ama görünen o ki; Orban’ın işi zorlaşıyor.
Geçen süre içinde varlık gösteremeyen sol, sosyal demokrat, sağ ve liberal partiler sonunda kendi aralarında anlaşarak FİDESZ’e ve Orban’a karşı ortak bir aday ile yarışmaya karar verdiler.
Altı muhalefet partisi ortak adayı belirlemek için iki kademeli ön seçim yaptı. Önce her parti kendi başbakan adayını belirlemek için üyelerini sandığa çağırdı. İkinci turda ise beş adaydan (biri çekilmişti) en çok oy alan iki aday arasında birini seçmek için İttifak partilerinin üyeleri oy kullandı.
Kazanan :
2018’de FIDESZ’in kalesi sayılan bir şehirde belediye başkanı seçilerek siyasete giren genç mühendis ve iktisatçı Peter Marki-Zay. Zay “Ben muhafazakar-demokrat ve çevreci bir kişiyim” vurgusu yaptıktan sonra “Macaristan’da demokrasi yok, basın özgürlüğü yok, hukukun üstünlüğü yok, her şeye sıfırdan başlamalıyız. Muhalefet ittifakının zafer kazanması durumunda referanduma sunulacak yeni bir anayasa hazırlayacağız. Biz hükümet değişikliğinden değil rejim değişikliğinden söz ediyoruz” dedi.
Gelelim Altılı İttifak’ın ortak programına.
Altı partinin oluşturduğu İttifak iktidara geldiğinde öncelikle yolsuzlukları araştırıp failleri yargılayacak, basın ve ifade özgürlüğünü yeniden sağlamak için anayasa ve yasalardaki anti-demokratik tüm metinleri ortadan kaldıracak, yoksul ve orta sınıf kitlerini desteklemek için gerekli önlemleri alacak, dış ilişkilerde Rusya, Çin ve Türkiye gibi ülkelerden uzaklaşıp AB ile ilişkileri düzeltecek.
Bunları yapması için İttifak’ın Nisan seçimlerini kazanması ve iktidar olması gerekiyor.
Kamuoyu yoklamalarına bakılırsa muhalefetin şimdilik böyle bir şansı var ancak 12 yıldır iktidarda bulunan Orban da kolay kolay teslim olmayacaktır.
Meclisteki çoğunluğuna güvenerek yasaları değiştiriyor, iktidarı kaybetme olasılığına karşın YSK, HSYK, yüksek mahkemeler ve Sayıştay gibi önemli kurumların başına kendi adamlarını yerleştiriyor, medya gücüyle İttifakın liderlerine saldırıyor, İttifak partileri arasındaki görüş ayrılıklarını kışkırtıyor ve insanları “yamalı bohça koalisyonu” ile korkutuyor.
Sol kendi gücünü kanıtlamayınca sağ partilerin ağırlıkta olduğu İttifak’ın işi kolay değil ve olmayacaktır.
Seçimi kazanıp iktidar olsalar da bu partilerin iç ve dış politikada her konuda anlaşabilecekleri konular çok fazla olmayacaktır.
İttifak içinde yer alan bazı parti ve kişilerin FİDESZ ideolojisinden farklı düşünmediği bilinmektedir.
12 yıldır iktidarda olan Orban ve partisi FİDESZ ülkeyi ve toplumu perişan etmiş durumda. Bu iktidarın ülkeye ve topluma verdiği zararları onarmak için İttifak partilerinin önceden her konuda anlaşması ve anlaştıklarını çok net ve inandırıcı bir şekilde topluma empoze etmeleri gerekiyor. Aksi takdirde “Orban’dan kurtulalım da gerisi kolay” söylem ve mantığı işe yaramayacaktır.
Sizce Macaristan’ın durumu hangi ülkeye benziyor?”
..
Ben bu yazıyı yazdıktan 50 gün sonra Macaristan’da seçim yapıldı ve Orban oyların %54’ü alarak ortağı milliyetçi Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) ile birlikte 199 sandalyeli mecliste 135 sandalye kazandı.
Çok kötü, inandırıcı olmayan ve heyecansız bir seçim kampanyası yürüten Altılı İttifak ve onun adayı Peter Marki-Zay 56 sandalye ile yetinmek zorunda kaldı.
Orban’ın zaferi Putin’i çok sevindirdiği kadar ABD ve Avrupalı müttefiklerini çok tedirgin etti çünkü Macaristan ve komşusu Sırbistan Avrupa içinde ABD ve NATO’ya direnen iki ülke.
Şimdi herkesin gözü kulağı çok daha önemli olan Türkiye’de çünkü Macaristan lideri Orban ve Sırbistan lideri Vucic Erdoğan’ın dostu ve üç lider Putin’e yakın!
Bizim Altılı Masa dışarıda olup bitenlerden bihaber olabilir ama dışarıda herkes Türkiye’de olup biten her şeyi yakından takip ediyor ve olası seçim sonuçlarıyla ilgili ilginç hesaplar yapıyorlar.