“Küçük kızımı uyandırmaya kıyamadım, dövdürmeyin bizi komutan” İlhan Erdost’suz 40 yıl

Yayın tarihi: 7 Kasım 2020 Cumartesi 9:55 am - Güncelleme: 7 Kasım 2020 Cumartesi 9:55 am

12 Eylül darbesinde Mamak Cezaevi’nde öldürülen İlhan Erdost’suz 40 yıl geçti.

İlhan Erdost, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası, yasak yayın basmak ve bulundurmak iddiasıyla gözaltına alındı. 7 Kasım 1980’de Mamak Cezaevi’nde görevli erler tarafından dövülerek öldürüldü.

“BEN BABAMI DİNLEYEYİM”

İlhan Erdost’un Kızı Alaz Erdost babasını şu cümlelerle anlatmıştı:

Ben istiyorum ki susayım, tanıyan biri bana babamı anlatsın. Saçının kıvırcığından başlasın, burnunun yanındaki bene geçsin. Görüyorum çünkü fotoğraflarında, beni var burnunun yanında. Sevdiği yemekleri anlatsın, güldüğü şakaları. Bir olay karşısında vereceği tepkileri. Sonra başka biri gelsin, nasıl toprağa verildiğinden bahsetsin; kimlerin orada olduğunu, neler yaptıklarını. Başka bir arkadaşı neler konuştuklarını anlatsın babamla rakı içerken. Hangi kitapları okuduğunu, yayımlarken neler tartıştıklarını. Sonra annem anlatsın; nasıl sarılırdı, nasıl severdi bizi. Hangi türküleri söylerdi. Ben saatlerce, günlerce babamı dinleyebilirim.

7 Kasım babamın bir cezaevinde dövülerek öldürüldüğü gün. Ben günlerce babamı dinlemek isterken, her 7 Kasım’da birileri de benden dinlemek istedi onu; yayıncı İlhan Erdost’u. Ama benim anlatacak yeni bir şeyim yok, kuracak yeni bir cümlem de.

Geçenlerde dostlarım Özge Mumcu ve Eren Aysan’la babalarımızı anlatmak için bir toplantıya davet edildik. Bir akşam öncesinden konuşmamı hazırlayayım istedim. Oturdum bilgisayarın başına, aynı cümleleri yazmaya başladım. Sinirlendim bu duruma sonra. Utandım da her zamanki gibi. Hep aynı şeyleri söyleyip, insanları sıkıyordum. Kapattım bilgisayarımı, kütüphaneden öylesine bir kitap seçtim, okursam
uykum gelir belki diye. Yatağıma geçtim. Kitabı açınca içinden bir ayraç düştü. Ayracın üstünde Cemal Süreya’nın babama yazdığı şiir vardı ve babamın bir fotoğrafı.

Ben kimsenin babası ayraç olmasın diye ömrüm yettiğince babamı anlatmaya devam edeceğim. Ben 7 Kasım 1980’de Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost’un küçük kızıyım. Bana bıraktığı soyadını onurla taşıyor, öyküsünü herkese anlatıyorum. Böylece, babam yaşıyor. Babamı yaşattıkça Adile Naşit filmlerine dönüyor ayraçlar. Küçük kız çocukları da mis uykularına gülerek dalıyor.

 

İLHAN ERDOST KİMDİR?

İlhan Erdost (17 Aralık 1944, Tokat – 7 Kasım 1980, Ankara). Türk yayıncı.

17 Aralık 1944’te Tokat, Artova’da doğdu. Ailesinin geçim sıkıntısı ve II. Dünya Savaşı yüzünden ilkokulu bitirdikten sonra çalışmaya başladı. Daha sonra Ağabeyi Muzaffer İlhan Erdost ile birlikte Ankara’ya yerleşti. Burada tekrar okula başladı. Lise yıllarında Atatürkçü düşünceyi benimsedi. 27 Mayıs Darbesi’nin olduğu sıralarda, 16 yaşındayken, düşünceleri bu darbenin çerçevesinde sola yakın bir çizgiye oturdu.

Erdost, liseden sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Aynı zamanda Muzaffer Erdost’un kurduğu Sol Yayınları’nda da çalıştığı için okulu bitiremedi. Muzaffer Erdost’un 12 Mart 1971’de hapse girmesinin ardından, Sol Yayınları ve Onur yayınları’nın sorumluluğunu üstlendi. Bu sırada eşi Gül Erdost ile evlendi.

12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası, yasak yayın basmak ve bulundurmak iddiasıyla gözaltına alındı. 7 Kasım 1980’de Mamak Cezaevi’nde görevli erler tarafından dövülerek öldürüldü.