Daha önceki yazılarda da belirttiğim üzere gelişen teknoloji ve hasta taleplerinin artması sebebiyle diğer cerrahi branşlarda olduğu gibi küçük kesi ile yapılan kalp ameliyatlarına olan ilgi de belirgin olarak arttı ve popülerlik kazandı.

Özellikle sosyal medyada paylaşılan yalan yanlış resim ve videolarında bunda etkisi oldukça fazladır. Sanki bu bir kalp ameliyatı değil de küçük kesiyle yapılan alelade bir işlem havası yaratılmakta ve tabi bunun karşılığı olarak da tamamen duygusal!! sebeplerle astronomik rakamlar hastalardan talep edilmektedir. Peki küçük kesi koroner baypas ameliyatları ne kadar güvenli ve ne kadar kalıcıdır?

Kalp cerrahisinde küçük kesi ile yapılan izole mitral ve/veya triküspid kapak ameliyatları rutin olarak güvenle yapılabilmektedir. Bu ameliyatlar hem anatomik olarak hem de teknik olarak bu yöntemle yapılmaya oldukça uygundur ve tecrübe yaklaşık son 20-25 yılda belirgin olarak arttığı için bilimsel rehberlerce de önerilmektedir. Yine bazı aort kapak ve asendan aorta (kalpten çıkan ana atar damarın kalbin yukarısında kalan kısmı) anevrizma (balonlaşma) ameliyatları da küçük kesi ile yapılabilmekte ve yukarıda bahsettiğim sebeplerle mitral ve/veya triküspid kapak ameliyatlarındaki kadar rutin olmasa da bilimsel rehberlerce de önerilmektedir. Ancak aynı hususların koroner baypas için geçerli olmadığını açıkça ve altını çizerek belirtmek isterim.

Bir hekimin, bir tedavi ya da cerrahi işlem için en kuvvetli dayanak noktası bilimsel rehberlerdir. Bunlar bazen yıllık bazen daha uzun aralıklarla mevcut objektif ve güvenilir dökümante edilmiş veriler üzerinden yapılan hassas analizler sonucunda yayınlanır. Amaç hastaların daha çok fayda göreceği tedavi ve yöntemlerin duyurulması ve hekimlere bilimsel olarak ışık tutmasıdır. Yani, bir hekimin herhangi bir tedavi ya da cerrahi işlemin hastası için faydalı olup olmayacağına karar verebileceği en güvenilir kaynaktır. İşte yukarıda bahsi geçen kapak ameliyatlarında olan rehber bilgisi küçük kesi koroner baypas için mevcut değildir. Bunun en önemli sebepleri tekniğin nispeten yeni olması sebebiyle yeterli bilgi, tecrübe ve sonuçlara ilişkin tıbbi dökümantasyonun olmayışıdır. Bu tekniğin uygunsuz olduğu ya da yapılmaması gerektiği anlamına elbet gelmez. Ancak hastalara bu teknikle koroner baypas ameliyatı yapılacağında alternatiflerden bahsederken bu kilit bilginin hastaya verilmesi elzemdir, ancak maalesef çoğunlukla verilememektedir.

Peki küçük kesi baypas ameliyatı nasıl yapılır? Sol meme altından yapılan küçük bir kesi ile akciğer boşluğuna ulaşılır. Meme damarı özel ekartör ve cerrahi aletler yardımı ile çıkartılır. Ek olarak kol atardamarı ve bacak toplar damarı yedek damar olarak çıkartılır. Kalp akciğer makinası kullanılarak (pompalı) ya da kullanılmayarak (pompasız) tıkalı damarlara baypas yapılır. Bu ameliyat da sternotomi ile (önden döş kemiği açılarak) yapılan ameliyat kadar kalp ameliyatıdır. Sadece kesi farklı yerden yapılmakta ve küçük olmaktadır. Dolayısı ile kalp ameliyatının barındırdığı her tür riski barındırır. Kesinin küçük olması sebebiyle işlem daha uzun sürmekte ve buna bağlı ek riskler oluşmaktadır. Herhangi bir komplikasyon olmaması durumunda sıkıntı olmasa da olası dar alandan yapılan işlem kaynaklı komplikasyonlar katastrofik olabilmektedir. Acil önden kesiye geçme ihtimali bulunmaktadır. Bu durumlarda cerrahiye bağlı ölüm oranları artmaktadır. Meme damarı çıkartıldığında kısa kalabilmekte ya da dikildiği damara uzanacak uzunlukta olsa bile gergin kalabilmektedir. Yeni konan damarların konfigürasyonunun ideal olmama ihtimali açık koroner baypasa oranla daha yüksektir. Normalde tercih edilmeyecek konfigürasyonlar mecburi sebeplerle tercih edilmek zorunda kalabilir. Bazı tıkalı kalp damarlarına (koroner arterler) ulaşmak zor olduğu için, grefti (yeni damarı) ideal yere değil de daha uzak kısımlara koyma zorunluluğu doğabilmektedir.

Yine dar alanda yapılan kısa paslaşmalar sebebi ile anastomoz (damarı damara dikme işlemi) kalitesi açıkl koroner baypas kadar kaliteli olmayabilir. Şunun açıkça altını çizmek gerekir ki, koroner baypas ameliyatı sonrası hastanın yaşam süresi ve yaşam kalitesinin en önemli belirteçleri anastomoz kalitesi, greftin anastomoz edildiği (yeni damarın konduğu) yer ve greft konfigürasyonudur. Erken dönem tıkanıklıkların da en önemli sebepleri bu üç maddede olan teknik problemlerdir. Dolayısı ile bu durumların hastalara ayrıntılı anlatılması ve ona göre karar verilmesi gerekir. Bu tabi ki bu yöntem kimseye yapılmamalı anlamına gelmez. Ancak mevcut bilgiler ve teknik olanaklarla bu yöntem her hastaya uygun değildir! Maalesef ülkemizde hastalara bu yöntemin her hastaya uygun olduğu söylenmekte ve bu teknik ayrıntılar anlatılmamaktadır. Üzülerek söylüyorum ki tamamen duygusal sebeplerle! yapılan bu yanlış bilgilendirme hastalara pahalıya mal olmaktadır. Burada ismini veremeyeceğim bir branş dernek yönetim kurulu üyesinin de dediği gibi bu yöntem meslektaşlarımızca suistimal edilmektedir. Bu tamamen duygusal sebeplerle yapılmaktadır, ama ne pahasına? “Yahni pahalı ancak eti kötü”.

Yine daha önceki yazılarda paylaştığım bir anektodu tekrar aktarayım. Bu ameliyatların en çok yapıldığı iki ülkenin Ukrayna ve Türkiye olduğunu burada hatırlatmak isterim. Zira mucidi Ukraynalı bir cerrah olan Dr. Oleksandr Babliak’dır. Türk kalp cerrahlarının bu konuda kendisini aratmayacak yetenek ve tecrübede olduğu söylemek gerekir. Ancak hasta seçimlerinde ciddi fark vardır. Dr. Babliak savaş sebebiyle son çalıştayını Ankara’da bir özel hastanede yapmış ve burada tecrübelerini Türk hekimlere aktarırken yöntemi de bilmeyenlere öğretmiştir. Kendisine önerilen 10 hastanın sadece 3’ünü uygun görmüş ve bu tekniği uygulamıştır. Yani, bu yöntem her hastaya uygun değildir.

Özet olarak küçük kesi koroner baypas ameliyatlarının rutin her hastaya yapılabilmesi için yeterli bilimsel veri yoktur. Bu ameliyat da bir kalp ameliyatıdır. Küçük kesi ile yapılıyor olması kalp ameliyatı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Açık kalp ameliyatlarının tüm risklerini barındırır, bazı olağanüstü durumlarda risk daha da artabilir. Uygun olmayan hastalarda yapılan işin kalitesi ve teknik detaylar ideal olmadığı için erken dönem tıkanıklıklar ve ek işlem gereksinimi riskleri barındırır. Uygun olmayan hastalarda yaşam süresi kısalır ve yaşam kalitesi düşer.

Son olarak koroner baypas ameliyatının kozmetik bir ameliyat değil hayati bir ameliyat olduğu gerçeğini belirtmek isterim. Küçük kesi ile yapılacak koroner baypas ameliyatlarının sadece uygun hastalar yapılması elzemdir.