Küçük İskender’den geriye neler kaldı? İşte şairin hafızalara kazınan eserleri

Yayın tarihi: 3 Temmuz 2019 Çarşamba 11:12 am - Güncelleme: 3 Temmuz 2019 Çarşamba 11:20 am

Küçük İskender adıyla tanınan, gerçek adı Derman İskender Över olan ünlü şair, yakalandığı kanser hastalığından hayatını kaybetti. Peki Küçük İskender kimdir? kaç yaşında hayatını kaybetti? Küçük İskender, ardında Türk Edebiyatı’na şiir, roman, deneme ve günlük gibi pek çok edebi türde eserler de bıraktı. İşte Küçük İskender’in hayat hikayesi, şiirleri ve en sevilen sözleri…

KÜÇÜK İSKENDER KİMDİR?

Şiir, roman, deneme, günlük gibi pek çok edebi türde eserler veren, ilk filmi “Ağır Roman” ile oyunculuğa da adım atan Küçük İskender’in tam adı Derman İskender Över’dir.

KÜÇÜK İSKENDER’İN TÜM KİTAPLARINA TELE1 KİTAP ADRESİNDEN ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

1964 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Küçük İskender, Kabataş Erkek Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne girdi, son sınıfında okulu bıraktı. Ardından İstanbul Üniversitesi sosyoloji bölümüne girdi, ancak burayı da tamamlamadı.

1980’li yıllardan başlayarak günümüze kadar çeşitli dergilerde şiirler, eleştiriler, denemeler yazdı. İlk şiiri Milliyet Genç Sanat Dergisi’nde, İskender Över ismiyle çıktı. Profesyonel olarak 1985’te Adam Sanat Dergisinde şiirleri yayımlanmaya başladı.

Hayatını kaybeden Küçük İskender’in vasiyeti ortaya çıktı

İstanbul’da Baba Zula, Rashit, Teoman, Gripin, Hayko Cepkin, Zakkum, Derya Köroğlu, Mabel Matiz, Can Bonomo, Nejat Yavaşoğulları, Model, Flört, gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştı. Küçük İskender, Mustafa Altıoklar’ın yönettiği Ağır Roman ve O Şimdi Asker adlı filmlerde de rol almıştır. Son olarak “İkinci Waliz” adlı şiir-metin-günlük kitabıyla okurlarıyla buluşan Küçük İskender’in bir süredir kanser tedavisi görüyordu.

2000 yılında Orhon Murat Arıburnu Ödülleri’nde Bir Çift Siyah Deri Eldiven adlı şiir kitabıyla birincilik aldı. 2001 yılında Almanya’da, 2002 yılında Hollanda’da çeşitli şehirlerdeki etkinliklerde, 2005’te Avusturya’da, 2007’de Makedonya’da, 2008’de İsveç’te konuşmacı olarak ve şiir performanslarıyla kendini dile getirdi.

2003 yılında Berlin’de düzenlenen İlk Türk Eşcinseller Kongresi’nde bu konudaki bildirisini okudu. 2004’te NewYork’ta ve Kuzey Coralania’da üniversitelerde konuşma yaptı ve tek kişilik okuma gecelerine konuk oldu.

2006’da İskender’i Ben Öldürmedim adlı şiir kitabıyla Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü’nü kazandı. 2014’te 7.si verilen Erdal Öz Edebiyat Ödülü Küçük İskender’e verildi. Jüri ödülün gerekçesini “Türk Şiiri’ne getirdiği özgün soluk ve şiir dilinin geliştirilmesinin yanı sıra otuz yıl boyunca tavrındaki tutarlılık” olarak özetledi.

KİTAPLARI

Kitapların şu anki yayınevleri ve basıldıkları ilk tarih dikkate alınmıştır.

Şiir

Gözlerim Sığmıyor Yüzüme ( 1988 / Adam Yayınları )
Erotika ( 1991 / Adam Yayınları )
Yirmi5April ( 1994 / YKY )
Periler Ölürken Özür Diler ( 1994 / Gendaş )
Suzidilara ( 1996 / Adam Yayınları )
Güzel Annemin Hayal Gücü ( Tek Baskılık Kitap ) ( 1996 / Hera Şiir Kitaplığı )
Ciddiye Alındığım Kara Parçaları ( 1997 / YKY )
Papağana Silah Çekme! ( 1998 / Om Yayınları )
Alp Krizi ( Tek Baskılık Kitap ) ( 1999 / Çalıntı Yayınları )
Gözyaşlarım Nal Sesleri ( 1999 / Adam Yayınları )
Bir Çift Siyah Deri Eldiven ( 2000 / Adam Yayınları )
İpucu Bırakma Sanatı ( 2000 / Om Yayınları )
Bahname ( 2000 / Om Yayınları )
Teklifsiz Serseri ( 2001 / Om Yayınları )
Kahramanlar Ölü Doğar ( 2001 / Om Yayınları )
Çürük Et Deposu ( 2001 / Adam Yayınları )
Eski Kral Deposu ( 2002 / Adam Yayınları )
Siyah Beyaz Denizatları ( Toplu Şiirler I ) ( 2003 / Gendaş )
Barudî ( Kürtçe Çeviri ) ( 2003 / Piya )
Dicle ile Fırat ( 2004 / Gendaş )
Bir Daha Bana Benzeme Angel! ( 2004 / Varlık )
Sarı Şey ( 2010 / Sel Yayınları )
Bu Defa Çok Fena ( 2011 / Sel Yayınları )
Ali ( 2013 / Sel Yayınları )
Elli belirsiz (2014 / Sel Yayınları )

Serbest Metinler

Dedem Beni Korkuttu Hikâyeleri ( 1992 / Parantez )
İkizler Burcu Hikâyeleri ( 1993 / Parantez )
666 (1994 / Gendaş )
Galileo’nun Pergeli ( 2009 / Sel )
The Kırmızı Başlıklı İstasyon Şefi ( 1996 / Parantez )
Belden Aşağı Aşk Hikâyeleri ( 1996 / Parantez )
Pop H’art ( 1997 / İnkılâp )
Balık Burcu Hikâyeleri ( 2000 / Parantez )
Made In Hell ( 2001 / İnkılâp )
Insectisid ( 2002 / Stüdyo İmge )
Necronomicon / Ölüm Kitabı ( 2004 / Turuncu Medya )
Waliz Bir (2016 / Can )
Her Şey Ayrı Yazılır ( 2016 / Can )

Roman

Flu’es ( 1998 / Parantez)
Cehenneme Gitme Yöntemleri ( 1999 / Parantez )
Zatülcenp ( 2000 / İnkılâp )

Özel Derlemeler

Kanlı Lağım Fareleri’den küçük İskender’e ( 2001 / Stüdyo İmge )
Aşk Şiirleri Kolonisi ( 2004 / Everest )

İnceleme / Eleştiri

Şiirli Değnek ( 1995 / YKY )
Eflatun Sufleler ( 2002 / Gendaş )
Rimbaud’ya Akıl Notları ( 2004 / Alkım )

Günce

Cangüncem (1996 / Gendaş )
Bu defa çok fena ( 2011/ Sel)

KÜÇÜK İSKENDER’İN SÖZLERİ

Sevmek, ifade edebilmek kadar ifadeyi unutmamaktır da…

Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.

Gidiyormuş, ağırlaşır yağmurun iade etmediği karanlık bırak gitsin. Hiçbir caddeye çıkmayacak o sokak artık.

Senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme.

Sevgilim, seni anlatmaya tutulmuş bir güneş saatinden apaçık başlamalı.

Siz bir kelebeğe tutunuyorsunuz telaşla, onu incitmeden, kelebek telaşla geldiği tırtıla tutunuyor insan bu, azat etmek de gerek korkmayın, unutuluyor.

ŞİİRLERİ

Nehirlere karışan zehirli atıklar gibi
ağır ağır akarak kanıma karışmakta
yokluğun!

Hiç sormadım, neydi başka elbiseler içinde bulduğun
aynı askıyla dolaba kaldırılan iki güzel yelektik biz
güveye benzer bir şey oldu suskunluğun!.. anladım ki:

aşk naftalinlenmiyormuş meğer, eğer kanıtlanmıyorsa suçun!

—–

bir tek sana tembih ettim saadeti
hiç bir şey hatıra değil aslında
kaynayan sular gibi bakardın ya bana
donan sular gibi gülerdin ya
bütün büyük sular korkutuyor şimdi beni

bir tek sana tembih ettim saadeti
hiç bir şey ihanet değil aslında
kararan havalar gibi dokunurdun ya bana
bozan havalar gibi şevişirdin ya
bütün güzel havalar ağlatıyor şimdi beni

——

anladık, uzakta bir parıltı var ve
lirler de kırık
hüzün ve ölüm eşittir hırs oluyor orada
metrelerce geceye sarkıtılıyoruz
eski birer iki ölü gibi
şakaklarda mor damarlar
yetmiyor zaman dağınık düşleri
köreltilmiş gözleri sahiplenmeye

ve devam ediyor hayat
en lazım yerinden hızla incelmeye

__

Bir Martıyı Ağlattın Sen!

bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık
kütür kütür küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!

Ah nasıl titredim tensiz
bir piyanist büküldü sanki
kesişen ayrışık doğrular gibi
çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
öyle düzgün suna bir elyazısı
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnımda
yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!

Bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kâbuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
Öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etel, şehvetle seferber
sen! Bana inen son kutsal kitap

son fakir yatır
son aciz peygamber!
bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık