Uzman, koronavirüsle ilgili ‘belgelerle açıklayacağım’ dedi: “Hükümet bu durumu yurttaşlardan sakladı”

Yayın tarihi: 1 Şubat 2021 Pazartesi 7:11 pm - Güncelleme: 1 Şubat 2021 Pazartesi 7:19 pm

Pittsburgh Üniversitesi McGowan Enstitüsü’nde Öğretim Görevlisi olan Doçent Doktor Ergin Koçyıldırım, koronavirüs ile ilgili gerçeklerin halktan gizlendiğini iddia etti. 

Dünyada çocuk felci aşısını bulan Pittsburgh Üniversitesi McGowan Enstitüsü’nde Öğretim Görevlisi ve Enstitüsü Bilim Kurulu üyesi Doçent Doktor Ergin Koçyıldırım, koronavirüsünün ilk yüz gününde dünyada, ABD’de ve Türkiye’de yaşananları belgeselde ve kitabında ortaya çıkardı.

Koçyıldırım, Türkiye’de ilk Corona virüsü vakasının 22 Ocak 2020 tarihinde bulunmasına rağmen yetkililerin saptanan vakayı halktan gizlediğini öne sürdü.

Koçyıldırım, önümüzdeki ay piyasaya çıkacak kitabı ve yayınlanacak belgeseli, “Salgının Yüz Günü’nü” küresel bilimsel araştırmalar ve kanıtlanmış belgelerle hazırladığını söyledi.

Koçyıldırım, yayınlarında yer alan ilk yüz gündeki bazı tespitlerini, salgında gelinen son durumla ilgili düşüncelerini VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’na aktardı.

“SAYISIZ SKANDAL YAŞANDI”

Koçyıldırım, tüm bilim insanlarının uyarılarına rağmen salgının Türkiye’de şeffaflıkla yönetilmediğini öne sürdü.

Türkiye’de ilk resmi Corona virüsü hastasının 11 Mart tarihinden çok önce bulunduğunu belirten Koçyıldırım, “Türkiye’de salgın yönetimi başından beri istenilen şeffaflıkla yürütülmedi. Sayısız skandal yaşandı. Bunların içinde kanımca en önemlisi Türkiye’de tanısı konmuş ilk hastanın aslında resmi olarak duyurulduğu 11 Mart tarihinden çok önce tespit edilmiş olması, 22 Ocak gibi çok erken bir tarihten itibaren yeni hastaların tanılarının konmasına rağmen bunun kamuoyundan saklanmış olması” dedi.

“HALKTAN GİZLENDİ”

Türkiye’de ilk vakanın bir Çinli kadında 22 Ocak’ta tespit edildiğini ve bunun Türkiye’de bir iddia olarak çeşitli medya kuruluşları tarafından ortaya atıldığını belirten Koçyıldırım, “İlk vaka konusunda bazı iddialar atıldı ama üzerine gidilmedi. Yaptığım araştırmada belgelere dayanarak bunun doğruluğunu kanıtladım. Türkiye’den Çin’e gönderilen hastanın bu ülkedeki medya kaynaklarından karantina altında İstanbul’dan gönderilişi ve Çin’de karantina giysileri içindeki sağlık görevlileri tarafından karşılanmasının görüntülerini buldum. Türkiye’de bu durum saklandı. Gizlendi, yetkiler biliyordu ama halk hastalığın daha 2020 ilk ayında kendilerine bu kadar yakın olduğunu bilmiyordu” dedi.

“BİLİMSEL KARARLAR YERİNE…”

Koçyıldırım, Türkiye’de salgın konusunda başından itibaren yetkililerin şeffaf olmadığını belirterek, “Türkiye’de, testlerle ilgili konularda olsun, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamalarının aksine, vaka hasta sayılarının ayrılarak ve gerçek vaka sayısının aylarca saklanarak vatandaşların hastalık algısının değiştirilmesi gibi büyük hatalar yapıldı. Her şeye rağmen, Türkiye’de doğru giden tek şey, fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının tüm bu olumsuzluklara rağmen cansiperane tutumları ve halkın sağlığını her şeyden ön planda tutmalarıydı. Bunun tersine Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu da hem itibarından hem de güvenilirliklerinden çok şey kaybetti. Herkes hata yapabilir. Hele bu boyutta bir pandemi esnasında. Ancak yapılan hatalardan ders almak yerine, siyasi, günübirlik ve bilimsel olmayan kararlar yüzünden yanlışlar devam etti” dedi.

“BİLİMSEL VE KANITA DAYALI”

Koçyıldırım, “Salgının Yüz Günü” kitap ve belgeselini yapmasının nedenini de şöyle ifade etti:

“Kitapta salgının yüz gününü kronolojik bir biçimde yalnız Türkiye açısından değil, global açıdan da eş zamanlı gelişmeleri anlatmaya çalıştım. Bilimsel ve kanıta dayalı olmasına özen gösterdim. Amacım gelecek nesillere bu tarihi günlerle ilgili referans alabilecekleri bir kaynak yaratmaktı. İkinci ve üçüncü yüz günü de yazma çalışmalarım devam ediyor. Aynı zamanda bu kronolojik hikayeyi anlatan bir belgesel çalışmamızda bütün hızıyla devam ediyor. 140journos ekibinin değerli katkı ve destekleriyle, temsil ettikleri yeni medyanın toplumsal sorunların açık ve en geniş bir şekilde konuşulmasına, paylaşılmasına zemin hazırlayacağı; yine geniş kitlelerin, ücretsiz ve kolay bir şekilde ulaşabileceği ve referans alabileceği bir online yayın projesi bu. Bu sebeple kitabı internetten ücretsiz olarak yayınlama kararı aldım. Bu kitapta yazanlar ve 590 referans, kamuoyuna açık kaynakların incelenmesi ile hazırlandı. Birçok enteresan ve kamuoyuna aksetmemiş olay, başlık ve hikaye yakaladım.”