‘Koronavirüse karşı etkili olduğu söylenen klorokin kalp yetmezliğine neden olabilir’

Yayın tarihi: 6 Nisan 2020 Pazartesi 5:57 pm - Güncelleme: 6 Nisan 2020 Pazartesi 5:57 pm

Virüs bilimci Prof. Dr. Selim Badur, sıtma ilacında da bulunan ve koronavirüse karşı etkili olduğu söylenen klorokinin kalp yetmezliğine neden olabileceğini dile getirdi.

Virüs bilimci Prof. Dr. Selim Badur, sıtma ilacında da bulunan ve yeni tip koronavirüse karşı etkili olduğu söylenen klorokinin kalp yetmezliğine neden olabileceğini söyledi.

Meclis’te koronavirüs paniği! Başkan Şentop, vaka sayısını açıkladı

Türkiye’de de böyle bir eğilimin olduğuna dikkat çeken Badur, bazı ülkelerde bu ilacı salgına karşı kullanılıp kullanılmayacağının hala tartışıldığını ifade ederek, “İnsanlar hekim kontrolü olmadan kullanmak istiyorlar bu çok sakıncalı bir durum. Buna dikkat etmek gerekiyor” dedi.

Açık Radyo’da yayınlanan Korona Günleri programında yeni tip Koronavirüs(Covid-19) ile ilgili dünyada yaşanan tartışmaları ve yayınlanan makaleleri anlatan Mikrobiyoloji uzmanı Prof.Dr. Selim Badur, sıtma ilacında da bulunan ve yeni tip Koronavirüs’e karşı etkili olduğu söylenen klorokinin kalp yetmezliğine neden olduğuna dair haberler yayınlandığını söyledi. Bilim dünyasında Koronavirüs’e karşı aşı çalışmalarının devam ettiğini ancak bazı ülkelerde halihazırda var olan bazı ilaçlar üzerinden tedavinin yapılıp yapılmayacağına dair çalışmaların sürdüğünü ifade eden Badur, “Covid-19 tedavisinde yeni bir molekül bulunamadı henüz ama biz ebola sıtma gibi enfeksiyonlarda kullanılan ilaçların fark ekiplerce gruplarca kullanıldığını biliyoruz” dedi. Avustralyalı bilim adamlarının da parazit öldürücü ilaçlar üzerinde çalıştığını belirten Badur, bu ve benzer çalışmalar için, “Bu yayınlarda herhangi bir kontrol grubu yok. Bunlara çok güvenilmemeli” ifadelerini kullandı.

Bir aydır hayatımızda olan koronavirüs 5 milyon habere konu oldu

“SALGININ DAĞILIMI ADALETSİZ”

Salgının dünya genelindeki dağılımının adaletsiz olduğunu ve en çok yoksulları etkilediğini dile getiren Badur, “G.Afrikada 125 milyondan fazla insanın gecekonduda yaşadığını ve bunların yüzde 25’inin HIV ve AİDS ile birlikte yaşadığını ve bu kesimin covide karşı çok duyarlı olduğunu söylüyorlar” dedi. UNICEF’in bu konuyla ilgili yayınladığı bir raporunun da bulunduğu söyleyen Badur, “Rapora göre 23 Mart itibari ile Latin Amerika ve Karayipler’de 154 milyon öğrenci okulu kapatıldığı için okula gitmemmiş. Bu öğrencilerin 85 milyonu okulda dağıtılan yemeklerden besleniyor. Bu öğrencilerin ailelerin besleme imkanı kısıtlı olduğu için beslenme sorunu yaşayacaklar” diye konuştu. Badur, ABD’de de sokağa çıkma yasağna zenginlerin uyduğu ancak yoksulların şartlar nedeniyle uymadığının belirlendiğini söyledi.

TRT canlı yayınında açıkladı: Türkiye’de koronavirüs vakası 900 bin

“MASKE KONUSUNU BİLİM DÜNYASI DA YENİ ÖĞRENİYOR”

Bilim dünyasının maske konusunda çelişkili açıklamalar yaptığı söylemlerine de değinen Badur, bunun doğru olmadığını belirterek, “Bu yeni bir virüs ve bilim dünyası da bunu yeni öğreniyor. Klasik olarak solunum yolu enfeksiyonlarında maske kullanımlarının hiçbir yararı olmadığını hatta zararı olabileceğini söylüyoruz. Bunu Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) de dedi. Ancak geçen süre zarfında o kadar fazla belirtisi olmayan olgu çıktı ki başta gerek yok derken daha sonra DSÖ’de bilim dünyası da sağlıklı insanların da maske kullanması gerektiği yönünde görüş belirtti” dedi. Badur ayrıca kullanılan maskeyi cebe sokup çıkarmanın veya ertesi gün tekrar kullanmanın da riskli olduğunu dile getirdi.

Koronavirüs tedavisi gören Burak Akkul’un sağlık durumu hakkında yeni açıklama

Salgına karşı okulların kapatıldığı ülkeler arasında bulunan ABD’de yapılan bir araştırmaya değinen Badur, sağlık çalışanlarının çocuğuna bakmak için evde kaldığını ve bunun sağlık hizmetlerinde aksama yarattığını söyledi. Badur, “Lancet’te yayınlanan yazıya göre; sağlık çalışanlarının yüzde 28.8’inin çocuğu okula gidiyor. Okullar kapanınca bunların bir kısmı çocuklarına bakmak için evde kalıyor ve sağlık hizmetleri aksıyor veya yavaşlıyor. Bu tespite göre ölüm oranları bu nedenlerle yüzde 32 den yüzde 32.5e yükseliyor”