‘Koronavirüs tiroit iltihabına neden olduğunda hayati risk artar’

Yayın tarihi: 9 Ekim 2020 Cuma 9:13 am - Güncelleme: 9 Ekim 2020 Cuma 9:14 am

Koronavirüs enfeksiyonu kişilerde, daha önce tiroit rahatsızlığı geçirmemiş olsalar da virüsün tiroit organındaki ACE2 reseptörlerine girmesiyle, zehirli guatr veya tiroit iltihabı oluşturabiliyor.

Koronavirüs enfeksiyonu, kişilerde daha önce tiroit rahatsızlığı olmasa da, virüsün tiroit organındaki ACE2 reseptörlerine girmesiyle zehirli guatr ve tiroit iltihabına neden olabiliyor. Virüsün akciğerleri tahrip etmesi sonucunda solunum bozukluklarının yanında, tiroit hasarı sonucunda kalp fonksiyonları da bozuluyor. İkisi bir arada olduğunda, hastanın hayati riskinin arttığını söyleyen Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, “Bu risk daha önce çok ciddiye alınmazken, son çıkan yayınlarda bu riskin ciddi olduğu ortaya çıktı. Hastanın daha önceden tiroit hastalığı yoktur fakat koronavirüs enfeksiyonuna yakalanmış olabilir. Virüsün dokulara girerken kullandığı bir yol olan ACE2 reseptörleri tiroit organında çok sayıda bulunur. Tiroit dokusu herhangi bir şekilde daha önceden tiroit hastalığı olmasa dahi Covid-19 virüsü tarafından olumsuz şekilde etkilenmektedir. En son, İtalya’da yapılan bir çalışmada 287 Covid-19 enfeksiyonlu hastanın yüzde 20’sinde zehirli guatr meydana geldiği ortaya çıkmış. Yüzde 5’inde ise tiroit iltihabı meydana gelmiş. Bu hastaların hiçbiri daha önceden tiroit rahatsızlığı geçirmemiş” dedi.

‘KALP FONKSİYONU ZORLANIR VE YÜK ALTINA GİRER’

Koronavirüs ve zehirli guatrın vücuda aynı anda olan etkilerini anlatan Prof. Dr. Aktolun, “Koronavirüs en çok akciğerlerde hasara yol açmaktadır. Akciğerlerde meydana gelen hasarla hastanın solunumu ve kalp fonksiyonları bozulmaktadır. Virüsün meydana getirdiği tiroit hasarı sonucunda da hastaların kalp fonksiyonları zorlanmakta ve ileri bir yük altına girmektedir. Dolayısıyla çapraz ateşe tutulur gibi hasta hem akciğerindeki sorun nedeniyle hem de tiroidinde koronavirüsle ortaya çıkan hormon nedeniyle kalp fonksiyonları bozulmaktadır. Böyle olunca hastanın iyileşmesi zorlaşmakta ve hayati riski artmaktadır. Daha önce hiçbir tiroit hastalığı olmasa da koronavirüs geçiren hastaların mutlak suretle tiroit fonksiyonları takip edilmelidir. Bozulan tiroit fonksiyonlarının tedavisi yapılmalı” diye konuştu.

‘GUATRDA İLAÇ SEÇİMİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN ÖNEMLİ’

Uygulanan tedavinin de önemli olduğu konusunda uyaran Aktolun, “Zehirli guatr durumundaki ilaç seçimi, bağışıklık sisteminin bozulmaması açısından çok önemlidir. Bu ilaçlar hastaların beyaz kan hücrelerini düşürmekte ve bağışıklık sistemini iyiden iyiye çökertmektedir. Vücudun virüse karşı yürüttüğü savunmayı güçleştirmektedir. Bana yüzlerce tiroit hastası ulaştı, kronik hastalıkları olduğu için risk altında olup olmadıklarını sordular. Tiroit hastaları ilaçlarını düzenli kullanmalı. Sadece yüksek risk altındaki tiroit kanseri hastaları tedavilerine devam etmeli. Düşük risk altındaki tiroit hastalarının tedavileri koronavirüs riskine karşı ertelenebilir” dedi.