Korkutan koronavirüs uyarısı: Yüzde 60 etkilenecek

Yayın tarihi: 23 Nisan 2020 Perşembe 9:57 am - Güncelleme: 23 Nisan 2020 Perşembe 1:14 pm

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Koronavirüs vaka sayısı yüzde 1 bile değil. Toplumun yüzde 60’ı enfekte olana kadar bu işin yayılma potansiyeli var” dedi.

Sigara ile ilgili çarpıcı koronavirüs araştırması

Gazete Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Türkiye’deki rakamlara bakıldığında Koronavirüs vaka sayısı yüzde 1 bile değil. Toplumun yüzde 60’ı enfekte olana kadar bu işin yayılma potansiyeli var. Bir aşı bulunana kadar birkaç yıl bu işin sürekli kontrol altında tutulması gerektiğini kolaylıkla söyleyebiliriz” dedi.

Yavuz, “Bu hızlı seyrin artmaması ve azalması için çalışıyoruz. Şu an maksimum seviyede tedbir alarak insanlara buluşmaması için sınırlar koyduk. Durum bizim açımızdan ciddiyetini koruyor.

Anlık verilere bakılarak 4 Mayıs’a kadar uzatılan seyahat yasağı yeniden uzatılabilir. Çok dinamik bir süreç. Hala hızlı bir enfeksiyon yayılımı var. Korona virüsü, şu anki bulaşma özelliklerini sürdürürse kontrolü elden bıraktığımız anda hızlı bir şekilde toplum içerisinde yayılma potansiyeli var. Türkiye’deki rakamlara bakıldığında Koronavirüs vaka sayısı yüzde 1 bile değil.

Toplumun yüzde 60’ı enfekte olana kadar bu işin yayılma potansiyeli var. Bir aşı bulunana kadar birkaç yıl bu işin sürekli kontrol altında tutulması gerektiğini kolaylıkla söyleyebiliriz.” diye konuştu.

“TEST SONUCU GELMEDEN TANI KOYABİLİYORUZ”

Tüm dünyada DSÖ’ye bildirilen Kovid-19 vaka ve ölüm sayısının “kesin tanı almış” hastalar üzerinden yapıldığını hatırlatan Yavuz, şunları söyledi:

“DSÖ tarafından Covid-19 hastalığı için iki uluslararası kod (U07.1 ve U07.2) önerildi. İlk kod olan U07.1 testlerle tanısı konulmuş kesin pozitif vakalar için, ikinci kod olan U07.2 ise testi negatif çıksa da klinik-epidemiyolojik açıdan şüpheli/olası vakalar için kullanılıyor. Ancak tüm dünya Covid-19 tanılı vaka ve ölüm rakamlarını “kesin tanı almış” hastalar üzerinden yapıyor. Yani DSÖ, PCR testi pozitif olan kesin tanı almış hastaları istiyor.”

DSÖ’nün önerdiği olası-muhtemel vakayı tanımlayan ikinci kodun bildirimine ilişkin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden Yavuz:

“Dünya Sağlık Örgütü, ülkeler mevcut durumu bu bakış açısı ile de değerlendirebilsin diye ikinci kodu da öneriyor. Ancak önerilen ikinci kod toplumla paylaşılacak bir veri değil, hekimlerin kullanacağı bir veridir. Yani, kendi içimizde değerlendirmemiz için önemli. İleride başka bir çalışmada kullanılabilmesi açısından raporlamada önemli.

Topluma, DSÖ’ye bildirilen vakaların iki–üç kat fazlası olduğuna ilişkin iddialar lanse ediliyor. Tüm Türkiye’de PCR testi yapılıyor. Hastanın klinik tablosu, diğer tetkikleri de değerlendiriliyor. Hastanın kliniği Covid-19’a uygunsa daha test sonucu gelmeden bile tanı koyabiliyoruz. Ölüm oranı olarak bakıldığında bir gizleme olarak düşünmüyorum.”