Kömür İşletmeleri’ne ait binlerce taşınmaz buhar oldu!

Yayın tarihi: 6 Ocak 2021 Çarşamba 8:10 am - Güncelleme: 6 Ocak 2021 Çarşamba 8:10 am

Türkiye Kömür İşletmeleri’ne (TKİ) ait 4 bin 775 taşınmaza ilişkin kayıt tutulmadığını ya da kayıt altına alınmadığı sayıştay raporlarında ortaya çıktı. TKİ’nin toplam 392 taşınmaz kaydının olduğu Sayıştay’a bildirildi.

Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü’ne ait arazi, bina ve tarla olmak üzere çok sayıda taşınmazın kayıp olduğu belirlendi. TBMM’ye sunulan Sayıştay’ın TKİ 2019 yılı denetim raporunda, TKİ’nin bilanço hesaplarında yer alan kayıtlara göre kurumun arsa ve araziler hesabında 51 kalem; yeraltı ve yerüstü hesabında 105 kalem; binalar hesabında 236 kalem olmak üzere toplam 392 taşınmaz kaydının olduğu Sayıştay’a bildirildi.

Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın haberine göre, Sayıştay’ın ulaştığı Mali Kaynaklar Bilgi Sistemi’nden alınan emlak listesine göre ise TKİ üzerine kayıtlı 198 adet arazi, 144 adet arsa, 144 adet bina, 3 bin 357 adet tarla, 822 adet bahçe, 6 adet çayır, 12 adet kömür ocağı, 132 adet bağ, 80 adet linyit işletmesi sahası ve 164 adet kerpiç veya kâgir ev olmak üzere toplam vasıflı 5 bin 167 adet taşınmaz bulunduğu belirlendi.

Buna göre TKİ’nin bildirdiği kayıtlarla Sayıştay’ın ulaştığı verilere göre kurum bünyesinde 4 bin 775 arsanın kayıtlarda yer almadığı belirlendi. Öte yandan Sayıştay raporunda TKİ adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili olarak Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi’nden (TAKBİS) sorgu yapıldığında Türkiye genelinde tapusu TKİ Genel Müdürlüğü’ne ait toplam 13 bin 720 adet taşınmazın bulunduğu belirlendi.

‘KAYITLAR DENETLENMELİ’
Sayıştay raporunda; konu üzerinde yapılan incelemede kurumun kamulaştırma nedeniyle edindiği arsa, arazi ve tarla vasıflı taşınmazlarla ilgili kayıtların yanlış tutulduğu belirlendi. Denetim raporunda; kurum bünyesindeki bazı binaların resmi kayıtlarda arsa olarak yer aldığı tespit edildi.

Raporda; tapu kayıtlarında TKİ uhdesinde görünen taşınmazların tamamının muhasebe kayıtlarında olup olmadığının TAKBİS üzerinden denetlenmesi gerektiği ve kapsamlı bir muhasebe dışı envanter çalışması yapılması gerektiği önerildi.