Kol Meselesi

Yayın tarihi: 25 Mayıs 2021 Salı 11:57 pm - Güncelleme: 25 Mayıs 2021 Salı 11:57 pm

Sayıl Cengiz Gündoğdu

Hayrete değer ki, bir zamandır münakaşa ve fikir beyanına mündemiç kol meselesi işaret etmiştir ki, Türkiye ahalisi ile bizzat mündemiç politikacılık ve sağ ve sol entelijansı ile kapıcısından devlet ve hükümet reisine kadar bu memleket muasır medeniyet seviyesine ulaşmış ve hatta muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmıştır. Tabii bu vaziyete tarihi tekamülün tesirini de göz ardı etmemek icap eder.

Bizi muasır medeniyetler seviyesine çıkartan tarihi tekamülün neşet ettiği tarih 15. Asır ve bu asrın alimi Nusreti Efendidir. Nusreti efendi ayrıca ve bilhassa Osmanlı tokadının mucidi olup bir tokatta beş diş söktüğü tarihen sabittir olup Tyrhan Selçuk’un arkadaşı Abdülcanbaz Osmanlı tokadının geleneksel takipçisi olup Beyoğlun’da aldığı tokadın Şişli’de cam çerçeve kırdığı tespit edilmiştir. Bu meyanda kolumuzun nerde nasıl duracağı asırlardır münakaşası edilen bir meseledir. Bu meselenin birden alevlenmesinin sebebi hikmeti İstanbul Belediyesi Reisi yürürken kollarını mabadında kavuşturmasıdır. Belediye resisi alegori ve metafor yapmıştır. Şöyle ki dağ yürüyüşlerinde muvazene sağlamak için kolların mabadda kavuşturulması icap ettiği müdafaa edilmektedir.

Mabadcıların bu görüşlerini tenkit edenler de eksik değildir. Bunlara göre vücudun kırk beş derece öne doğru eğilerek eller göbek hizasında olması lazım geldiği müdafaa edilmektedir ki, bunlara göbekciler fraksiyonu denmektedir.

Bu iki fraksiyona karşılık el pençe fraksiyonu da vardır ki, bu fraksiyona göre vücut doksan derece öne doğru eğik olup kollar avuç içleri içe dönük yukarı kaldırılması icap etmektedir.

Görüldüğü gibi kol meselesi hakikaten çok kompleks bir meseledir. Bilfarz kaburgası alınan El Canip’e göre göre, bir erkek bir kadını kucakladığında kadının en az dört kaburgasını kırmazsa orda aşk yoktur. Bunlara kaburgacı denmektedir ki, bu kaburgacıların iddiasına göre bir kadının kaburgası kırılmamışsa o erkekten uzak durmak namus hakkıdır.

Buna mukabil hissiyatçılar denen bir fraksiyon da vardır ki, bir kadın kucaklandığında bunu anlamamalıdır. Anlıyorsa derhal o erkeği terk etmelidir.

Ancak bütün bunların ötesinde Bilfarz otururken kollarımızı ne yapacağız. Kollarımız yanımızda mı duracak yoksa öne doğru kavuşturmalı mı yahut kollar havada mı olmalı. Netice olarak şuna işaret etmek lazım gelir ki, edep bilen her kişi oturma şekline göre kollarını kullanmalıdır. Buna mukabil bu kolay bir iş değildir. Meşhur kolsuz el faiz buna bir çare bulamayınca iki kolunu kestirmiştir.