Kobani Davası'nda avukatlar ve yargılanan HDP'liler İzmir’deki saldırıyı hatırlatarak, "Bir arkadaşımızın katledilmesi üzerine bu şartlar altında savunma yapmamız mümkün değildir" dedi, mahkeme salonunu terk etti.
İzmir'de HDP il binasına saldırı düzenlendi. İçeri giren 30-35 yaşlarındaki kişinin üç el ateş açtığı ve camları kırdığı, binayı yakmaya çalıştığı belirtildi. Olayda saldırgan gözaltına alınırken, bir kişi öldü. Saldırı esnasında ise eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan davada üçüncü duruşmasının dördüncü oturumu görülüyordu.
Avukatlar ve sanıklar İzmir’de HDP'ye yapılan saldırı ve Deniz Poyraz'ın öldürülmesinin üzerine bu şartlar altında 'savunma yapmamız mümkün değildir' diyerek mahkeme salonunu terk etti. Mahkemeyi terk eden avukatlar, dışarıda açıklama yaptı.
Açıklamada, "Katilin profiline baktık, nerede, nasıl fotoğraflar çektiği kamuoyu farkında. O katili kimin eğittiğini kimin donattığını biliyoruz. Yarın siyasetçilerle fotoğrafları da çıkabilir. Hani o ünü, şanı ve serveti ülke sınırlarını aşan o siyasetçilerle..." dedi.
Avukatların açıklaması şöyle:
"HDP kumpas davasının üçüncü duruşmasının 4. oturumu devam ederken çok acı bir haber aldık. İzmir il binamızı bir saldırgan elinde silahla basarak, parti çalışanımız Deniz Poyraz'ı katletmiş, parti binamızı ateşe vermiştir. Sevgili Deniz'imizin toprağı bol olsun. Bu korku, bu katliam ikliminde cesaretle, fedakarlıkla umudunu büyüten, birlikte yaşama arzusunu büyüten HDP ailesinin başı sağ olsun. Deniz arkadaşımızın tam da katletildiği sırada devam eden davada arkadaşlarımızın savunması devam etmekteydi.
"KUBİLAY'A SORULAN SORUYLA DENİZ'E SIKILAN KURŞUN ARASINDA FARK YOK"
Ve üzerine cübbe giymiş, hangi zihniyetini temsil ettiğinin gizlemeye çalışan ve kendisine hakim diyen bir kişi Günay Kubilay'a "6-8 Ekim olaylarında neden hiçbir HDP'li zarar görmedi?" diye sorma gafletinde bulundu. Bu soruyla Deniz'e sıkılan kurşun arasında bir fark yok. Aynı zihniyetten besleniyorlar. Ve o zihniyet bir taraftan Deniz'i katlederken, 37 kişinin ölümüne sebep olan gerçek kişilerin bunu azmettirenlerin, planlayanların kimler olduğunu gizlemek amacıyla yürüttükleri bu kumpas davasında hayatında bir karıncayı dahi incitmemiş arkadaşlarımızı sözüm ona yargılıyorlar. Asla muradlarına eremeyecekler, asla amaçlarına ulaşamayacaklar. Bu ülkenin güzel insanları sizin faşizminize teslim olmayacak.
"KATİLİN PROFİLİNE BAKTIK, YARIN SİYASETÇİLERLE FOTOĞRAFI ÇIKABİLİR"
Hakimin sorduğu soruya arkadaşımız duruşmada çok net cevap verdi. Son 5 yılda bu ülkede en çok katledilenler HDP'liler oldu. Bakın HDP'nin 6 Ekim'de attığı bir tweet 'Tüm olaylara sebebiyet vermiş gibi bir iddianame hazırlanmış'. 6-7-8 Ekim'in asıl sorumlusu '400 vekil verin bu işi güzellikle çözelim' diyenlerdir. Bu iddianamenin sahibi de onlardır. Katilin profiline baktık, nerede, nasıl fotoğraflar çektiği kamuoyu farkında. O katili kimin eğittiğini kimin donatığını biliyoruz. Siyasetçilerle yarın fotoğrafları da çıkabilir. Hani o ünü, şanı ve serveti ülke sınırlarını aşan o siyasetçilerle... Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Asla barış umudumuzu yok edemeyeceksiniz."
DURUŞMADA NELER YAŞANDI?
Öte yandan duruşmada dün savunması tamamlanmayan Günay Kubilay ilk sözü aldı. Günay Kubilay, "Dönemin Başbakanı ve İçişleri Bakanı buraya gelip o dönem söz ettikleri 'kontrol edemediğimiz güçler var' dedikleri güçler kimlerdir açıklamalıdır" dedi.
Kubilay şunları söyledi:
"6 yıl sonra bu dava neden açıldı? Bu mahkeme neden kuruldu? Bu soruların cevapları sadece iktidarın siyasi saikleri ile verilebilir. AKP, HDP’yi egale ederse yeniden bir iktidar kurabilme şansı olduğunu sanıyor. Bu yüzden bu gibi hukuk dışı yollarla HDP’yi kapattırmaya çalışıyor. Fakat muhalefet güçleri şunu bilmelidir: İktidar HDP’ye başlattığı bu saldırıda başarılı olursa, önüne diğer muhalifleri alacaktır. HDP’siz bir siyaset zemini iktidar ortakları için çok yaşamsaldır. Çünkü kurdukları çarkın, saltanatın bozulmasını istemiyorlar. HDP’yi hedefe koymalarının nedeni bu çarkı dağıtabilecek en etkili muhalefet gücü olmasıdır."
Ben HDP’lilere güveniyorum. HDP’liler karınca gibidirler ‘imece usulü’ çalışırlar. Karıncaların düşmanları vardır. Zaman zaman yuvalarını bozarlar. Ama karıncalar yuvalarını imece usulü yeniden yaparlar ve asla yuvasız kalmazlar. Bizler talimatlarla yönetilen küçük dünyaların insanı değil, büyük idealler peşinde koşan insanlarız. Böyle iddiaların HDP’nin meşruiyetini düşürmek için yapıldığını biliyor ve reddediyorum. HDP MYK’sının dışarıdan talimatla çalıştığını iddia ediyorlar. Bizim talimata ihtiyacımız yok biz talimatla yönetilen yapılar değiliz. Biz evrensel değerlere inanan, büyük insanlık ideali ile yaşayan siyaset yapan insanlarız.
Soruşturma savcısına ‘Öküz altında buzağı arıyorsunuz, öküzün altında buzağı olmaz’ diyorum o da ‘olur’ diyor. ‘Olursa göster’ diyorum ‘yok ben göstermem siz olmadığını gösterin’ diyor. İddia eden kimse iddiasını kanıtlamak zorundadır.
SALONA GİRİŞLERDE AKRABALIK VE SOYİSİM ŞARTI
Mahkeme heyeti, salona girişlerde 1. derece akrabalık ve soyisim şartı getirerek mahkemeye izlemeye gelen basın mensubu almamaya çalıştığı belirtildi. Avukatlar ve sanıklar İzmir’de HDP'ye yapılan saldırı ve Deniz Poyraz'ın öldürülmesinin üzerine bu şartlar altında 'savunma yapmamız mümkün değildir' diyerek mahkeme salonunu terk etti.