Kobani Davası’nda beraat eden Altan Tan TELE1’e konuştu. Mahkumiyet kararlarının bozulacağını düşündüğünü söyleyen Tan, Demirtaş ve arkadaşları aleyhinde ifade verdiği iddiasına “itibar suikasti” dedi.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Kobani Davası’nda karar çıktı. Davada yargılanan eski HDP’li siyasetçi Altan Tan ‘devletin birliğini, bütünlüğünü bozma ve terör örgütü kurma’ suçlamalarından beraat etti.

Daha önce davadaki ifadelerinin tutuklamalara gerekçe gösterildiği iddialarıyla gündeme gelen Tan bugünkü son savunmasında “İddia makamının Selahattin Demirtaş ile parti meclisi ve MYK üyesi arkadaşları suçladığı konularla ilgili arkadaşlarımızı zan altında bırakacak suçlayacak aleyhlerinde hiçbir şahitliğim ifadem bilgim ve duyumum yoktur” dedi.

Kendisinin töhmet altında bırakıldığını öne süren Tan, şunları söyledi:

“Basında kısaca ‘Kobani Davası’ olarak bilinen yargılanmakta olduğumuz bu davanın hukuki değil, tamamen siyasi bir dava olduğu kanaatindeyim. İddia makamının şahsım ile ilgili öne sürdükleri kesinlikle asılsız ve temelsiz suçlamalardır. Bunun en büyük delili tüm Türkiye ve dünya siyasi kamuoyu benim; Kürt halkının yıllardır cebren ve hile ile gasp edilmiş insani, islami ve vicdani haklarını savunurken silaha, teröre şiddete karşı olduğumu; demokratik, legal mücadeleden başka bir yolu tanımadığımı ve hiçbir örgüte üye olmadığımı bilmesine rağmen savcının aslı astarı olmayan bir şekilde beni PKK üyesi olmakla suçlamasıdır.

‘BENİM VE TÜM ARKADAŞLARIMIN ORTAK GÖRÜŞÜ’

6 Ekim 2014 günü HDP parti meclisi Ankara’da toplamdır. O tarihte ben hem parti meclisi, hem de MYK üyesi idim. Sabah saatlerinden saat 18:00’e kadar devam eden parti meclisi toplantısına katıldım. IŞİD’in Kobani’ye saldırmasının halkımız tarafından demokratik yollarla protesto edilmesi gerektiği benim ve tüm arkadaşlarımın ortak görüşüydü. Bu ortak görüşte şiddet ve terör asla yoktu. Tüm Türkiye’nin bildiği gibi Kobani’nin IŞİD’in eline geçmemesi için en büyük destek Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından verilmiş, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin tüm teçhizatlı ağır silahlarla Kobani’ye Türkiye toprakları üzerinden Hükümetin bilgisi ve izni dahilinde alenen geçmesine izin verilmiş. Kobani’de yaralanan Kürtler Antep Urfa ve Diyarbakır’daki hastanelerde tedavi edilmiştir. 6 Ekim saat 18:00’dan sonra uçakla Diyarbakır’a gittiğimden, MYK toplantısına katılamadım.

‘ALEYHTE HİÇBİR İFADEM, ŞAHİTLİĞİM YOK’

İddia makamının parti genel başkanı, Selahattin Demirtaş ile parti meclisi ve MYK üyesi arkadaşları suçladığı konularla ilgili arkadaşlarımızı zan altında bırakacak ve suçlayacak aleyhte hiçbir şahitliğim, ifadem, bilgim ve duyumum yoktur. Gözaltındaki ve duruşmalardaki tüm ifade ve beyanlarım bu yöndedir. Aksi manada farklı tek bir cümlem yoktur. Çağrıların tamamı demokratik tepkiler içindir. Bu kadar açık ve seçik olan bir durumda iddia makamının yazılı basın ve sosyal medyada bazı PKK yandaşlarının yaptıkları gibi şahsımla ilgili itibar suikastında katkı sağlayacak, beni asılsızca töhmet altında bırakacak belirsiz, tutarsız, ve muğlak cümleler kurması ilginçtir. Bu üslubu şiddetle kınıyor ve hodri meydan diyorum. Bu beyanlarımın zıddına iddia makamı tek bir ifademi bulup getirsin. YOK!

Tekrar ifade ederim ki; iddia makamının Selahattin Demirtaş ile parti meclisi ve MYK üyesi arkadaşları suçladığı konularla ilgili arkadaşlarımızı zan altında bırakacak suçlayacak aleyhlerinde hiçbir şahitliğim ifadem bilgim ve duyumum yoktur. Hiçbir örgütün üyesi değilim ve hiçbir örgütün emir ve talimatları doğrultusunda da hareket etmedim. Beni Kürt sorununun çözümü ile ilgili fikirlerim ve mücadelemden dolayı yargılayabilirsiniz, asılsız karalamalarla değil. Hiçbir suç işlemedim. Beraatimi talep ediyorum.”

‘İTİBAR SUİKASTI’

Tan TELE1’e yaptığı açıklamada Demirtaş’a ve arkadaşlarına yönelik aleyhte ifade verdiği iddiasının “itibar suikastı” olduğunu belirtti. “Ben bugün savcıya kınama noktasında tavır koydum; nereden uydurdun, hodri meydan’ dedim” diyen “Tamamıyla yalan, itibar suikasti. Bunu hem hükümet, hem PKK yapıyor” ifadelerini kullandı.

‘İSTİNAF’TAN VEYA YARGITAY’DAN DÖNER’

Tan kararla ilgili ise şu yorumu yaptı: “Şimdi siyasette çok karamsar olmak doğru değil. 12 beraat var, bazı önemli arkadaşlar ceza aldı ama tahliye edildi. Abdullah Öcalan için idam kararı verilmişti sonra vazgeçildi. Bunun daha İstinaf Mahkemesi, Yargıtay süreci var. Dava hukuki değil siyasi bir davadır. Ben bu kararların İstinaf’tan veya Yargıtay’dan döneceğim düşünüyorum, öyle ümit ediyorum.”