Türkiye,  koronavirüs salgınına mücadele etmek için  “kısmi kapanma” dönemine geçti. Uzmanlar ise alınan önlemlerin yeterli olup olmadığı konusunda görüş bildirdi.

Alınan kararlara göre hafta içi 65 yaş ve üzerindekiler 10.00-14.00, 18 yaş altındakiler 14.00-18.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek. Şehir içi toplu ulaşım araçlarında oturma kapasitesi yüzde 50 ile sınırlandırılacak. Hafta içi/hafta sonu ayrımı olmaksızın 65 yaş ve üzeri yurttaşlar ile 18 yaş altı genç ve çocuklar şehir içi toplu ulaşım araçlarını kullanamayacak. Zorunlu hali bulunmayanların sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan sürelerdeki şehirlerarası seyahatleri ancak toplu ulaşım araçlarıyla mümkün olacak.

‘DESTEKLİ TAM KAPANMA OLMALI’

Cumhuriyet'ten Sibel Bahçetepe'nin haberine göre; Gazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol: Alınan kararlar adı üstünde kısmi kısıtlama gibi kısmi etkili olur. Bu, ancak uzun bir baskılama sonrası açılmanın şekli olabilirdi, ancak kapanmanın şeklinin bu olmasının ağır seyre bir etkisi olmayacaktır. Mutlaka hızlandırılmış aşılanmanın eklendiği, ekonomik ve sosyal destekli tam kapanma olmalı. Kısmi kısıtlamanın etkisini günlük vaka sayısında tabloda yüzde 10-20 gibi azalmayı görürsünüz. Bir de ramazan olduğu için insanlar teste de gitmeyecek, zaten aktif tarama yapmıyoruz ama ölüm ve ağır hasta vakalarında bu yansımayı göremezsiniz. Salgının en yüksek olduğu dönemde etkin ve bilimsel önlemler alınmalıydı.

‘HASTA SAYISI DAHA DA ARTACAK’

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala: Kısmi kapanmanın kısmi sonuçlara yol açacağı kanısındayım. Özellikle kapanma kararları içerisinde ulaşım sınırlamasının getirilmesi, sokağa çıkma yasağı süresinin uzatılması vb. Bunlar olumlu gelişmeler. Ancak sokağa çıkma yasağı süresinin uzatılması tek başına yeterli olmayacaktır. Burada dikkat çeken bir şey toplu taşımanın serbest olması. Yani özel aracınızla örneğin İstanbul’dan Ankara’ya gitmeniz yasak ama uçakla, otobüsle gidebiliyorsunuz. Toplu ulaşımda kapalı ortamda fazla sayıda insanla kalmak açısından risk daha yüksek, hastalığın doğası açısından bu pek kabul edilebilir değil. Ayrıca kamu sektöründe düzenleme yapılmış, özel sektörün bunun dışında bırakılmış olması, özel sektörde çalışan emekçiler açısından riskin devam ettiği anlamına geliyor. 65 yaşa getirilen yasağın hele ki bu grup yurttaşlarımızın 4’te 3’ü aşılanmışken doğru bir karar olmadığı kanısındayım. Aktif hasta sayısında 500 bini geçtik. Bu, Türkiye’de bugüne kadar pandemi sırasında en yüksek aktif hasta sayısı. Bu da önümüzdeki haftalarda da çok sayıda kişinin hasta olarak karşımıza gelmesine yol açacağını gösteriyor.

‘DRAMATİK DÜŞÜŞ YAŞANMAZ’

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz: Salgının bu dönemi önceki dönemlere hiç benzemiyor, çok daha sert ve hızlı yükselen dönemdeyiz. O yüzden de kısmi kısıtlamaların etkisinin kısmi olacağını düşünüyorum, 2 hafta içinde etkisini görürüz, bir miktar düşebilir ancak bu düşüş çok dramatik olmaz. Salgının bu aşamasında alabileceğiniz, sosyal ve ekonomik yöndende toplumu destekleyerek alabileceğiniz en yüksek ve en geniş kısıtlamaları almanız gerekir. Başka türlü bu salgını kontrol etme şansınız yok. Aşılamada da yavaş gidiyoruz, bu nedenle de şu anda yine elimizde toplumsal hareketliliği kısıtlama önlemleri dışında pek seçenek bulunmuyor. Biz şu an hızı kesme derdindeyiz, yoksa bütünüyle salgını kontrol altına almak hiç kolay değil, bu seviyeye geldikten sonra... Aktif vaka sayısı da 503 binlerde, en yüksek seviyede. Salgındaki bütün parametrelerde en kötü dönemi yaşıyoruz, o yüzden en sert tedbirler alınmalı, ağır hasta sayımız 2 bin 900’lerde olmasına rağmen ölüm sayısı çok fazla. Bu, kasım ayında da 2 bin 800-2 bin 900’lerdeydi ama o zaman günlük ölüm sayısı 80-90’lardaydı, şimdi yine ağır hasta sayısı aynı ama ölüm sayısı 270’lerde. Bunun sebepleri üzerinde de durmak gerek.
Muhabir: Oğuzhan Poyrazoğlu