Kim kazandı ?

Bu İsrail için tam anlamıyla bir hezimet.

Bunu ben değil İsrail medyası ve hükümet içindeki radikal Yahudi partiler söylüyor. Onlar Gazze’yi yerle bir etmek, Hamas’ın kökünü kazımak ve gerekirse tüm Filistinlileri öldürmek için savaşı başlatmışlardı.  Oysa Hamas  savaşın ilk günlerinde  ‘gelin oturup konuşalım ve karşılıklı olarak esir ve mahpus takası yapalım’ demişti ama dinlemediler çünkü ABD, emperyalist Batılı ülkeler, işbirlikçi bölge iktidarları ve dünyanın her yerinde İsrail sevdalıları Netanyahu’nun arkasındaydı. O da kişiliği, inancı ve terörist ruhunun gereğini yaptı. 47 günde yaklaşık olarak 9500’ü kadın ve çocuk 14600 Filistinliyi öldürdü, 35 binini yaraladı ya da sakat bıraktı, Gazze’de bulunan 45 hastaneyi bombaladı, 217 doktor, hemşire ve sağlık elemanı ile 63 gazeteciyi ve 81 BM görevlisini öldürdü. Aynı İsrail; devlet dairelerinin tümünü, 77 okulu, 44 bin konutu, 83 camiyi, 3 kiliseyi yerle bir etti ve 240 bin eve farklı düzeylerde zarar verdi ve Gazze’nin tüm altyapısını yıktı. Enkazın altında kaç Filistinlinin olduğunu ise bilen yok çünkü İsrail ordusu 1,5 milyon Filistinliyi Gazze’nin kuzeyinden güneyine göçe zorladı.

Peki bunu neden yaptı?

Adamlar ruh hastası ve hafif silahlarının dışında hiç bir şeyleri olmayan Filistinli gençler tarafından karizmaları çizildi. Bir düşünün ‘dünyanın en güçlü ordusu ve istihbaratı’ üç beş bin Filistinli karşısında rezil oldular. Üstelik ABD, NATO ve emperyalist ülkelerin tüm uyduları, casusu uçakları, askeri üsleri, teknolojik olanakları, bölgesel işbirlikçiler ve ajanlar İsrail’in hizmetindeydi. Bölgeye gönderilen üç uçak gemisi ile 100 kadar Amerikan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve başka ülkelerin savaş gemileri bile işe yaramadı. Günlerce 35-40 bin ton ( Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından daha güçlü)  bombalardan sonra Gazze’ye dalan İsrail askerleri korkularından zırhlı araçlarından çıkmıyorlardı. Çıkanlar da ya öldürülüyor ya da yaralanıyordu. Tüm algı operasyonlarına ve sosyal medya trollerine rağmen İsrail medyası öldürülenler arasında çok önemli generallerin olduğunu yazdı.

7 Ekim’de karizması  çizilen  İsrail 46 gün savaştan sonra yenilgiyi kabul ederek daha da rezil oldu. Üstelik Türkiye dahil bazı ülkelerde Netanyahu sevdalısı ruh hastaları hariç dünyanın her tarafında İsrail lanetlendi ve herkes bu ülkeyi  yöneten siyonistlerin ne denli sadist, katil, sapık, ve ruh hastası olduklarını gördü ve anladı. ABD ve İsrail başta olmak üzere on binlerce Yahudi her yerde gösteri yaparak İsrail’i yönetenleri lanetledi ama bizdeki Netanyahu perestler paraları peşin ödendiği için yenilgiyi kabullenemiyorlar.

Zavallılar.

Onların da zamanı gelecek.

Gelecek çünkü batmak üzere olan İsrail yakında bu tiplerin maaşlarını kesecek. Savaştan dolayı 380 bin İsrail vatandaşı geldikleri ülkelere geri kaçıyorlar. Paralı askerler ve katil ruhlu olanlar hariç artık İsrail’e yeni Yahudi göçmen gelmiyor. Yenilgiden dolayı İsrail’de herkesin morali bozuk ve korku yaygınlaşıyor.

Enflasyon, paranın değerinin düşmesi, işsizlik, iflaslar, vergiler, ekonomik durgunluk, sıfır  turist, ve ticaretteki aksamalar ülkeyi perişan  etmiş durumda. Bir örnek olarak Yemenlilerin sahibi İsrailli olan bir gemiye Kızıldeniz’den geçerken el koyması herkesi korkutmuş durumda. Sigorta  şirketleri İsrail’e mal taşıyacak gemileri sigortalamıyor ya da çok yüksek poliçe bedeli istiyor. Bu zaferin bedeli Filistin halkı için elbette çok ağır oldu ama ben savaş süresince izlediğim on binlerce videolarda hiç bir Filistinlinin Hamas’a karşı bir tek tepkisini görmedim.

En büyük zafer bu olsa gerek.

75 yıl önce toprağı elinden alınan, kendi ülkesinden kovulan ve 56 yıl önce geri kalan toprağı işgal edilen ve ruh hastası İsrail terörü altında yaşamak zorunda bırakılan bir halkın kaybedeceği hiç bir şey yoktur. Ya onuru ile özgürce ve insanca yaşar ya da ölümüne ve asla teslim olmadan savaşır. İsrail sevdalılarına ve genetik olarak emperyalizmin uşaklığına alışmış  tiplere  bu coğrafyanın ilk kurtuluş savaşını veren Mustafa Kemal’ı hatırlatalım. 24/ 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal Çanakkale’de cephanesi biten 57. Alay askerlerine ‘Süngü tak emrini’  verdikten sonra “Ben size taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum” demişti. CUMHURİYET böyle kuruldu. Peki ya sonrası ! Bildik hikaye.

“Gaflet...Ve dalâlet...Ve hattâ hıyanet …”.