CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Üreten, Çalışan ve Hakça Paylaşan Türkiye Toplantısı’nda konuştu. Krizin ve Avrupa birliği ile oluşan sorunların çözümü için iktidara yönelttiği fikirlere kimsenin yanaşmadığını ifade etti.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satırbaşları

Kılıçdaroğlu, İstanbul’da Üreten, Çalışan ve Hakça Paylaşan Türkiye Toplantısı’nda konuşuyor. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Devlette liyakatı çökertirseniz bürokrasi arzu ettiği hizmeti veremez.

Eğer bürokrasi hatayı siyasi otoritenin önüne koyamazsa o devlette çürüme başlamış demektir.

Defalarca hukukun üstünlüğünü sağlayın dedik. Teyze oğlu bir yere, damat bir yere… Bunların hiçbirisi doğru değildir. Bakın, hukukun üstünlüğü neden önemli? Bir ülkede can ve mal güvenliğini sağlayan temel unsur hukukun üstünlüğüdür. O ülkede can ve mal güvenliği varsa yatırım yapılır.

YANAŞMADILAR

Hemen hemen görüştüğüm her başbakana şunu söyledim; neden Avrupa birliğinin dayatmasını bekliyoruz? Gelin Avrupa Birliği’ndeki tüm standartları gerçekleştirelim. Buna iktidarda olan partinin yetkilileri yanaşmıyor.

KRİZİN SORUMLUSU

Ekonomik krizin sorumlusu ülkeyi 17 yıldır yönetendir. Bu ülkeyi kim yönetiyorsa ülkedeki krizin sorumlusu odur. Daha krizin ortalarındayız. İşsizlik daha da büyüyecek. Peki biz nasıl bir dönüşüm stratejisi benimsemeliyiz ki Türkiye’yi dünyada da söz sahibi ülke haline getirelim.

Birincisi şu; Hukukun üstünlüğünü sağlamak zorundayız. Yani katılımcı demokrasiyi güçlendirmek zorundayız. Bu, dünyada söz sahibi olmanın birinci koşulu. Demokrasi gelişmemiş hiçbir ülke gelişmemiş ve kalkınmamıştır.

İkincisi; Türkiye’nin üretmesi lazım. Gelir elde etmek yerine borçlanmak, üretmek yerine ithalat yapmak. Türkiye üretim sürecinden büyük ölçüde koparıldı. En büyük sıkıntı bu. İthalat olmadan üretemez noktaya geldi. Bu egemen güçlerin Türkiye üzerinde daha fazla söz sahibi olmasını sağladı.

Demokrasilerde siyasal partiler, devleti yönetmeye gelirler, devlet olmaya değil. İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı, Türk üniversitelerini geçti.

Dönüşüm stratejisinin ikinci ayağı üreten Türkiye’yi yeniden inşa etmektir.

Üçüncü ayak; sosyal devlet. Ülkede huzur, barış istiyorsanız, güçlü bir sosyal devlet olması lazım.