Kılıçdaroğlu’ndan fişleme tepkisi: Kaybetmeye başladılar

Yayın tarihi: 25 Mart 2019 Pazartesi 11:09 pm - Güncelleme: 25 Mart 2019 Pazartesi 11:09 pm

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerine dünyanın iftirasının atıldığını söyleyerek, “Huzur içinde yaşamalıyız. Birlikte yaşamalıyız. Her türlü iftirayı atarlar çünkü kaybetmeye başladılar. Kaybetmeye başlayınca bel altı vurmaya başladılar” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Zonguldak mitingi için özel uçakla Çaycuma Havalimanı’na geldi. Seçim otobüsüyle Saltıkova beldesine geçen Kılıçdarıoğlu, partilerinin belediye başkan adayı Alim Genç ile birlikte halkı selamladı. Ardından çay bahçesinde vatandaşlarla çay içerek sohbet eden Kılıçdaroğlu, “Bu milletin ferasetine güveniyorum. İnşallah güzel sonuçlar alırız.” dedi. Kılıçdaroğlu daha sonra miting için Zonguldak’a geçti. Madenci Anıtı’nın bulunduğu alanda halka seslenen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin istihdam yaratan, işsizliğe son veren siyaset anlayışına ihtiyacı olduğunu ifade ederek, “Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir siyasete ihtiyacı var. İnsana hizmete eden doğru ve dürüst siyasetçiye ihtiyacı var. Zonguldak diyince aklıma Ecevit gelir. Ecevit işçilerin babası, grevin, toplu sözleşmeyi getiren Ecevit. Kıbrıs fatihi Ecevit. O nedenle Zonguldaklı olmanın bir ayrılıcılığı vardır. Zonguldaklı demek alın terine değer vermek demektir. Zonguldaklı demek birlikte yaşamak demektir. Zonguldaklı demek Türkiye sevdasını yüreğinde taşıyan insanlar demektir. Ben Zonguldak’ı böyle bilir böyle tanıdım böyle tanımayınca da devam edeceğim.” dedi.

İŞSİZLİK TÜRKİYE’NİN EN TEMEL SORUNU

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin en temel sorununun işsizlik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
“Son olarak işsiz kalanların sayısı 1 milyon 11 bin kişi. Toplam işsiz sayısı 8 milyon. 8 milyon eve ekmek girmiyor. Çocuklar yatağa aç giriyor. 8 milyon evde yarın ne olacak kaygısı var. Doğru dürüst tencere kaynamıyor. Şu soruyu kendisine sorsun özellikle geçmiş dönemde AKP’ye oy verenler. AKP’nin saygıdeğer yöneticileri sizi 17 yıldır sırtımda taşıdım. Vergi istedin verdim. Şunu yap dedin yaptım. Tek başıma yöneteceğim dedin tek başına yönettin. İstediğin valiyi tayin ettin, kaymakamı tayin ettin. İstediğin rektörü tayin ettin. İstediğin genelgeyi çıkarttın. 17 yıl benim dedemin babamın kurduğu fabrikaları özelleştirdik. 50 milyar dolar devleti borçlandırdın. 17 yıl bunları yaptın. 1 yılın sonunda beni neden soğan kuyruğuna mahkum ettin. Arkadaş bunu soracaksınız? Şimdi ne diyor. O kuyruklar varlık kuyruğu diyor. Ne diyeyim şimdi ne söylenir Allah aşkına. Ben şimdi Japonya’nın haline üzülüyorum. Almanya’ya Kadana’ya üzülüyorum. Bir varlık kuyruğu yok. Onlara sizin ülkenizde açlık var sefalet var diyeceğiz. Türkiye’ye gelin nasıl varlıklı insanlar diyorum. İnsanların aklıyla dalga geçiyorlar. Varlık kuyruğuymuş ?”

‘BAY KEMAL OLMAK KOLAY DEĞİL’

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek devam ettiği konuşmasında, “Bay Kemal konuşacak. Bay Kemal işsizin derdini, esnafın derdini, alın teri dökenlerin derdini elbette dile getirecek. Laf aramızda bay Kemal olmak kolay değil. Bay Kemal olmak için bir çocuk yatağa aç girdi mi uyamamak lazım. O sanıyor ki bay kemal diyince ben vaziyeti kurtulacağım. Asla kurtulamayacaksın. Meydan meydan soracağım.” dedi.
Her şeyin ithal edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’de üretilebilecek ürünlerin ithal edildiğini belirterek, şöyle dedi:

“Nasıl oluyor da bu cennet ülkede bereketli tarlaları varken, suyu varken niye yurt dışından geliyor. Mercimek geliyor, canlı hayvan geliyor, et geliyor nohutlar geliyor. Her şey dışarıdan. Her şeyi dışarıdan alırsan bu iş yürümez. Atatürk yorulmadan çalışmadan başkalarının ektiklerini tüketirseniz haysiyetinizi, bağımsızlığınızı kaybedersiniz diyor. Neden bunu söylüyor? Atatürk Osmanlı’nın nasıl battığının tanığı oldu. O bir Osmanlı paşası çünkü. Üretmediği için Osmanlı battı. Osmanlı’nın parasını basacak merkez bankası bile yoktu. 1930 yılında kuruldu Merkez Bankası. O zaman paramızı basacak bir bankamız oldu. Üretime önem verdi. Fabrikalar kurdu. Nasıl kurdu? Pamuk satarak kurdu, incir satarak, üzüm satarak kurdu. Yani ilk şeker uşakta nasıl kuruldu. Yumurta satılarak kuruldu. Şimdi ne yapıyoruz? Babalarımızın dedelerimizin incir satarak pamuk satarak kurdukları fabrikaları satıyoruz. Fabrika satarak canlı hayvan alıyoruz. Fabrika satarak soğan patates alıyoruz. Yani işler tersine döndü. Tersine gidişi düzeltmek sizin elinizde. Yani buna izin vermeyeceğiz. Yeter kardeşim diyeceğiz. Üretmek kazanmak demektir. Üretmek alın teri dökmek demektir, işsizlikle mücadele demektir.”

‘KAYBETMEYE BAŞLAYINCA BEL ALTI VURMAYA BAŞLADILAR’

Kılıçdaroğlu, kendilerin birçok iftiranın atıldığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Huzur içinde yaşamalıyız. Birlikte yaşamalıyız. Her türlü iftirayı atarlar çünkü kaybetmeye başladılar. Kaybetmeye başlayınca bel altı vurmaya başladılar. Bizim belediye başkan adaylarımızın tamamı düzgün insanlar. Yeni pırıl pırıl insanlar. Karadeniz’in bir ucunda Zonguldak’tayız. İstanbul’da çok arkadaşınız akrabalarınız var değil mi? Ekrem İmamoğlu’nu seviyor musunuz? Karadeniz seviyor güveniyor mu? O zaman yarın sabahtan itibaren İstanbul’daki dostlarınızı çocuklarınıza, eşlerinize telefon edeceksiniz? Ekrem İmamoğlu İstanbul’un kaderini değiştirecek. Dünyanın en güzel kentin kaderini değiştirecek.”