CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın, İstanbul seçimini CHP’nin kazanmış olmasını hazmedemediğini söyledi. Şöyle dedi: Devleti yalanlarla yönetemezsiniz.
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu dün gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Gündemde ekonomik kriz, İBB'ye açılan inceleme ve cumhurbaşkanlığı adaylığı vardı. İktidarın ülkeyi perişan ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı da sert eleştirdi. CHP lideri şöyle konuştu:
‘TELEFONLARI DİNLENİYOR'
Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) alınan personelin arasında örgüt irtibat ve iltisaklı kişiler olduğunu Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı söylüyor. Alınan tüm personelin iyi hal belgeleri savcılıklar tarafından verilir. Belediye başkanının MİT'i mi var? Bunlar Devleti de bilmiyor. Hangi akılla, mantıkta saldırı yapıyorlar? İstanbul'da seçimi kaybetmeyi hazmedemediler. Geç kaldın kardeşim. Sadece bu değil ki bizim bütün belediye başkanlarımızın telefonlarını dinliyorlar, alınan elemanlara bakıyorlar. Normalde ilgili kamu kuruluşu, ‘şu kişinin, şu nedenle istihdamı sakıncalıdır' diye uyarılır.
https://tele1.com.tr/erdogana-imamoglu-ve-kilicdaroglundan-yanit-532820/
RUHLARINDA KÖTÜLÜK VAR
Ekonomideki kötü gidişin içselleştirilmesini istemiyorlar bir ‘kavga dövüş yaratalım insanlar mutfaktaki yangını hissetmesinler' istiyorlar. İstanbul birinci seçimde de CHP'li belediyelere saldırılar yapıldı, Erdoğan, İçişleri Bakanı günün 24 saatinde konuştu. Devlet bir kişinin kinine, öfkesine teslim edilemez. Devleti hukuk ve adaletin üstünlüğünde değil, kendi anlayışlarına göre yönetiyorlar, itibarsızlaştırıyorlar. Mansur Yavaş seçilirse doğalgaz ve su faturalarının PKK'lılar tarafından yazılıp dağıtılacağı gibi akıldan mantıktan yoksun konuştular. Çürümüşlük ruhlarına işlemiş. İktidarda kalmak için söylemeyecekleri yalan, atmayacakları iftira yok.”
Kılıçdaroğlu, AKP'nin İstanbul üzerinde bu kadar durmasının altında, kaynakları arzu ettiği şekilde kullanmanın yattığını da savundu. Ekrem İmamoğlu'nun açığa alınma olasılığı olup olmadığı sorusuna, Kılıçdaroğlu, “Müfettiş öyle bir rapor veremez. Kimsenin, Türkiye'yi rezil etmeye hakkı yoktur” yanıtını verdi.
AİLESİ VE ÇEVRESİ KAZANDI
Fiyat istikrarının merkez bankasının görevi olduğunu ama Cumhurbaşkanı bünyesinde “Fiyat İstikrar Komitesi” kurulduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstikrarı sağlayacak mekanizma şu an devlette yok. Kurun yukarı gitmesi, düşmesi Erdoğan'ın para kazanıp kazanmamasına bağlı. Erdoğan ve çevresi, Hazine'nin, belirli yatırımcıların para kazanmasını sağladılar. Kazanan Erdoğan ailesi ve yakın çevresi oldu.”
‘"AĞZIYLA KUŞ TUTSA BİLE ERDOĞANA GÜVENİLMİYOR"
Erdoğan'ın ‘Ağzıyla kuş tutsa' bile topluma güven vermediğini, sabah söylediğiyle akşam söylediği arasında 180 derece fark olabildiğini savunan Kılıçdaroğlu, erken ya da baskın seçimle ilgili şu yorumu yaptı: “Baskın seçim yapabilirler mi? Yapsınlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Erdoğan'ın iktidar olma şansı yok. Erdoğan'a düşen toplumu zor kulvarlara sokmadan, ülkeyi seçime götürmek olmalı. Demokrasilerde kural budur. Gelmesini bilmek gibi gitmesini bilmek de gerekiyor. Seçimi yapsın, kazanırsa ‘Erken seçim dediniz. Yaptım ama halk bizi seçti' diyebilmeli. Saray'dan çıkarsa gerçekleri görecektir.”
https://tele1.com.tr/tuik-baskani-kilicdarogluna-neden-kapiyi-acmadigini-anlatti-533081/
ÜLKEMİZİ ÇOK SEVİYORUZ
CHP lideri, var olan sistemin ülkeyi felakete sürüklediğini gördükleri için 6 siyasi partinin bir araya gelip ortak çalışmalar yaptığını anlattı. Millet İttifakı ile, metinlerin hasır hale geldiğine belirten Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: “SP lideri Temel Bey'in ziyaretimde, Atatürk'ün Hacı Bayram'dan çıkışındaki fotoğrafı vardı. Farklılıklarımıza rağmen biz ülkemizi seviyoruz. Bu ülkede yaşayan herkesin huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Herkesin karnının doymasını istiyoruz. Güçlü bir sosyal devletten yanayız. Bu konularda da görüş birliğimiz var. Devletin kaynaklarının nasıl kullanılacağı, devletin nasıl şeffaf olacağı gibi konularda müthiş bir anlaşma var.”
Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'na randevu vermediğine ilişkin haberler için “Tam bir asparagas haber” dedi. Cumhurbaşkanı olacak kişinin Devleti tanıması, tarafsız, liyakat anlayışına sahip, topluma örnek olması gerektiğini anlatan CHP lideri, “Popstar değil, Devleti yeniden inşa edecek Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Seçim kararı alındıktan sonra liderlerle süratle bir araya geliriz. Oturur konuşuruz” dedi.
Şimdiden Cumhurbaşkanı adayının kim olacağının tartışılmasının doğru olmadığı görüşünü bildiren Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İllaki birisi olacak. Buna kim karar verecek? İttifak karar verecek. Tek başına karar vermem ittifakı dışlamam anlamına gelir. Özel bir tartışma yaratmaya da gerek yok. İttifakı oluşturan bileşenler bu gün için biz konuşuyoruz ama şu anda yasal bir ittifak da yok. Yasal ittifak seçimlerde oluyor. O aşamada da oturur konuşuruz. Bugüne kadar pek çok sorunu çözmek için bir araya geldiğimiz gibi yine geliriz.”
DEVLETİ SOYUYORLAR
Kılıçdaroğlu, “5'li çete” dediği iş insanlarının kendisinden hayli rahatsız olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, “Kamu kaynaklarının birilerinin talebi üzerine, birilerine döviz garantili verilmiş olması bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değil. Siyaset ile iş insanlarının devleti soymaları konusunda işbirliği yapmaları demektir. TC devleti soyulacak bir devlet değildir” dedi.
Erdoğan'a yönelik Meclis'e sunulacak kritik 11 soru:
Kılıçdaroğlu, CHP'nin TBMM'ye sunacağı “Erdoğan'a yöneltilecek 11 soru” önergesini açıkladı. “Erdoğan eliyle bu soygun oldu” diyen Kılıçdaroğlu soruları şöyle sıraladı:
1- Erdoğan, 22 Kasım'da, döviz kurlarındaki artışı “kurdaki rekabet gücü” olarak değerlendirdi. Dolar kuru 11 lira 5 kuruş idi. Erdoğan kendisine “tedbir al” diyen iktisatçıları dinlemedi? Doların 18 lira 33 kuruşu görmesini neden bekledi? Bu politikadan bir gecede neden vazgeçildi?
2- Erdoğan'ın açıkladığı “Çin modelini”, 3 Aralık'ta Hürriyet manşet yaptı. O gün dolar kuru 13 lira 43 kuruş idi. Liranın değerini düşürerek, milleti fakirleştirerek, ucuz iş gücü haline getirmeyi amaçlayan bu modelden neden vazgeçildi?
3- Erdoğan, döviz artışını sürekli dış güçlere bağladı. Yeni Hazine Bakanı Nureddin Nebati, “dış güçler yok!” dedi. O gün, dolar kuru 13 lira 86 kuruş idi. Erdoğan doları, 8 lira 31 kuruştan, 18 lira 33 kuruşa kadar getiren güçlere neden sessiz kaldı? Millet iç güçler tarafından bir gecede soyuldu.
4- Erdoğan'ın 20 Aralık'ta yaptığı açıklamalarının gecesinde, Ziraat Bankası Genel Müdürü, “1 milyar dolar civarında bir para bozduruldu” dedi. BDDK'ya ait rakamlar ise aksine vatandaşın 218 milyon dolar döviz aldığını gösteriyor. Bu durumda o gece o dövizleri kimler sattı?
5- Sicili kabarık Amerikalı Finans şirketi J.P Morgan 18 Aralık'ta müşterilerine, “Türk Lirası için yeni algoritma emri almayacağını, eski emirlerin de en kısa sürede iptal edilmesi” tavsiyesinde nasıl bulunabildi? Bu finans şirketi 20 Aralık gecesi olacaklardan, nasıl haberdar oldu? Şirkete “Türkiye'de danışmanlık yapma” izni neden verildi?
6- 6- 21 Aralık sabahtan 22'si akşamına kadar Merkez Bankası'nın arka kapısından 4,5 milyar dolar, toplamda 19,1 milyar dolar satıldı. Eğer Erdoğan bu rakamlara “doğru değil” diyecekse, araştırma önergemize kabul oyu verir.
7- Merkez Bankası'nın net döviz rezervleri 17 Aralık itibariyle, -46,7 milyar dolar. Yani kasada tek sent yok. Milletin kendisine emanet ettiği bankasına ait olmayan rezervleri arka kapıdan hangi kanuna, hangi kurala dayanarak sattı?
8- Erdoğan, 20 Aralık'tan bir gün önce “faiz indirmeye devam edeceğim, Ben Müslüman'ım naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” dedi. Madem Müslüman'dın, neden Türk Lirasına dolar üzerinden faiz artışı yaptın?
9- Özel bankaların ödeyeceği faiz bile Hazine'nin sırtına yüklendi. Acaba bu hangi dinin kitabında var? 84 milyonu kefil yapmak, hangi dinde caiz?
10- Merkez Bankası'nın faizi Eylül'den bu yana 19'dan 14'e indi. Hazine'nin borçlanma faizi 17'lerden 23'lere çıktı. Bu faiz lobilerinin isteğinin gereği mi?
11- Erdoğan, yaptığı operasyonla fakirden aldı, zengine verdi. Bu küçük yatırımcıları neden çarptın Erdoğan? Milletin alın terine, emeğine köpük deyip, neden bir gecede hüplettin?
HDP İLE GÖRÜŞME OLACAK
HDP'nin yasalara göre kurulmuş siyasi parti olduğunu, önümüzdeki hafta kendileriyle görüşeceğini belirten Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “HDP ile konuşacağız. Demokrasiyi savunuyorsanız, ‘Biz şu siyasi partiyle görüşmeyiz' demezsiniz. Eğer bir siyasi partinin terör örgütüyle bağlantısı varsa gereğini yaparsın. Yapmıyorsan suç işlemiş olursun. AKP şöyle bir siyaset izliyor: HDP kendisine yanaşır ve destek verirse sorun yok. Ama HDP, AKP'den uzaklaşırsa PKK ile bağlantılı olduğunu söylüyor. Doğuya gidince PKK'lı, batıya gelince FETÖ'cü oluyorsunuz. Bunlar FETÖ ile kucak kucağa yatmıyorlar mıydı? Terör konusunda tavrımız çok nettir.”