Kılıçdaroğlu’ndan eğitim sistemine tepki: Eğitime öğretmenler değil, vakıflar-cemaatler yön vermeye çalışıyor

Yayın tarihi: 24 Kasım 2018 Cumartesi 10:06 am - Güncelleme: 24 Kasım 2018 Cumartesi 10:39 am

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Çankaya Belediyesi Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde Öğretmenler Günü buluşmasına katıldı.

Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada “Eğitime öğretmenler değil de dernekler, cemaatler, vakıflar yön vermeye çalışıyor. Öğretmenlerin kapasitesi mi yok?” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

İçeri girerken polis arkadaşların elini sıktım . Bugün öğretmenler gününden söz edeceğim. Bu ülkenin öğretmenlere nasıl ihtiyacı var onları anlatacağım. Öğretmenlerin sorunlarını anlatmaya çalışacağım dedim.

Eğitim size anlatılması gereken bir konu değil siz bunun içindesiniz. Ama fırsat oldukça bir kitle için dünya için nekadar önemli olduğunu biliyoruz. Eğitilen toplumlarda sevgi ve saygı vardır. Bir insan eğitildiği zaman vatansever olur. Bir insan iyi bir eğitim gördüğü zaman kendisinin dışındaki sorunları yaşayan insanların sorunlarına eğilir.

Eğitime her türlü kaynak aktarılmalı.

Üzülerek ifade edeyim. Eğitime reforma karşı olan bir bakanlık var. Milli Eğitim Bakanlığı. Bakana göre eğitim politikası olur mu?

Bizim çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz yok mu? Siyaset kurumu eğitimi tepeden tınağabozmuştur. Bunun düzeltilmesi için birlikte mücadele etmek zorundayız. Bunların başında öğretmenler gelir. Öğretmenlerin sorumluluğu vardır. Öğretmen elinde bir meşale toplumu aydınlatır.

Öğretmenin üstlendiği görev bütün toplumun saygı duyması gereken bir görevdir. Öğretmeni saygın kılarsanız o toplumun saygınlığı artar. Öğretmeni iyi bir katmana oturtmazsanız Türkiye’nin geleceğini sağlam yere oturtamazsınız.

Eğitimin temeli aslında meraktır. Çünkü insanın doğasında merak vardır. çocuk dillendiği andan itibaren soru sormaya başlar. Çocuk doğduğu andan itibaren başlar bu nedir diye.

Eğitimle biz çocuğun, çocukların daha fazla soru sormasını sağlamak zorundayız.

Merakımızla beraber soru sormayı nitelik olarak eğitimin felsefelerinden biridir. Soru soracak çocuk.

Biz mücadelemizi geleceğimizi parlak olsun diye veriyoruz. Öğretmeni el üstünde tutmalıyız ve yüceltmeliyiz. Öğretmenin önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız. Eğitim merak ve soru sormak diyoruz. Bütün bunların getirdiği bir şey daha var. Eğitimde yaş yoktur.

O yüzden yaşam boyu eğitim diyoruz. Bugün öğrendiğimiz bir bilgi 10 sene sonra eskimiş olabilir. Her saniyede birden fazla buluş var. Eğitimle bu gelişmeleri yakalayamazsak tüketen bir toplum oluruz. Eğitimi iyi bir noktaya çekebilirsek hem üreten hem tüketen bir ülke konumuna gelmiş oluruz.

“Bugünün eğitim çocuklarının yüzde 65’i çalışma yaşamına geldiklerinde yeni alanlar çıkmış olacaktır.” O nedenle yaşam boyu eğitim önemli bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.

Soru soran çocuğunuza bu soruyu neden sordun diye sormamalıyız. Bırakın sordun. Daha evrende keşfedilmemiş neler var? Eğer merak duygusunu eğitimde güçlendiremezseniz sonuç alamazsınız. Bunu da en iyi öğretmenler verir.

Eğitimin önemi 21. yyda ortaya çıkmış değil. İnsanlığın varlığından beri vardır. İnsanlığın doğasında merak duygusu vardır.

Bunlar güzel laflar gelelim Türkiye’ye! Nedir öğretmenlerimizin sorunu? Öğretmenlerimizi seviyorum, öğretmenlerimiz başımızın tacıdır. Günü kurtarma laflarıdır. Öğretmenlerin sorunları nedir? Gerçeği görmemiz lazım.

Öğretmenler Meslek Kanunu yasa teklifi vereceğiz

Öğretmenin bütün emeğini birikimi ve bilgisini çocuklara vermek için ne yapmalıyız
Öğretmenler meslek kanunu çıkarmalıyız. Diğer devlet memurlarından ayrılmalıdır öğretmenler. Bunu yasa metnine dönüştürdük. Öğretmenler meslek kanunu olarak yasa teklifini vereceğiz.

“Öğretmen yoksulluk sınırın altında maaş almamalıdır”

Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırı altında aylık almamalıdır. Bir öğretmeni siz yoksulluğa mahkum ederseniz olmaz. Bir öğretmen geleceği inşa ediyor, çocukları yetiştiriyor. Nasıl olur da siz yoksulluğa mahkum edersiniz.

Eğer bir öğretmen aybaşını nasıl getireceğim diye düşünüyorsa, nasıl geçineceğiz diye düşünüyorsa, emeğini ve bilgisini çocuğa yeteri kadar veremez. Geçim derdi olduğu andan itibaren bilgisini çocuklara vermez. O da insan yetiştirmek olduğu çocuk var.

Öğretmenler çalışırken diyelim iyi aylık aldılar. Emekli olduklarında maaşları düşüyor. Bir topluma ya da bir aileye verilen en ağır cezalardan biridir. Öğretmen bunu hakeder mi? Elbette haketmez. Diğer kamu memurları gibidir değildir öğretmen. İyi yetişmiş, deneyimli öğretmen her ülkenin kapmak istediği kişidir.

Öğretmenler gününde bir maaş hediye

24 kasım Öğretmenler Gününde yılda bir maaş ikramiye verilmelidir.

Toplumun hangi kesimi buna itiraz eder? Toplumda kim çıkıp hayır vermeyin diyebilir? Toplumun ortak talebidir bu. Öğretmene gelince para yok ama birilerine para var. Milyonlar akıyor birilerine.