Kılıçdaroğlu’ndan baroların yürüyüşünün engellenmesine tepki

Yayın tarihi: 23 Haziran 2020 Salı 2:18 pm - Güncelleme: 23 Haziran 2020 Salı 2:29 pm

Baroların yürüyüşünün engellenmesine tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Avukatlar için desteğe gittiğimizde o çadırın açılmasına izin vermeyenler şunu unutmasınlar: Gün gelecek o avukatlara ihtiyaç duyacaksınız… Yargı reformunu yaptığımızda savcılar hakimlerin yanında değil, eşitleri olan avukatların yanında olacaklar” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Savunma kazandı | Baro başkanları Anıtkabir’de, Feyzioğlu yürüyüşe alınmadı

Metin Feyzioğlu’ndan ‘İstifa edecek misiniz?’ sorusuna pişkin cevap

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Bugün 23 Haziran. İstanbul seçiminin birinci yılı. Bizler “Martın Sonu Bahar” diyerek yola çıktık. Dilimizde baharın coşkusu, yüreğimizde insan sevgisi vardı. Martın sonu bahar oldu ve İstanbullular Ekrem İmamoğlu’nu başkan seçti. Kazanan demokrasi oldu.

“BAROLARIN YÜRÜYÜŞÜNÜ SAYGIYLA KARŞILIYORUZ”

Yargıyı kontrol altına aldılar, savcıyı kontrol altına aldılar. Sıra geldi avukatlara, savunmaya… Savunma kutsal bir haktır. Başka işin yok mu senin! Anayasa’ya göre barolar kamu tüzel kişiliği niteliğindedir. Baroların yürüyüşünü saygıyla karşılıyoruz.

Halkı baskılayamazsınız. Barolar da hak arıyorlar. Onlar da yürüyecek. Anayasa gayet açık, silahsız ve saldırısız olduğu sürece hepsinin yürüme hakkı var. Silahları mı var? Bir yere mi saldırdılar?

“SAVCILAR, HAKİMLERİN DEĞİL AVUKATLARIN YANINDA OTURACAK”

Avukatlar için desteğe gittiğimizde o çadırın açılmasına izin vermeyenler şunu unutmasınlar: Gün gelecek o avukatlara ihtiyaç duyacaksınız… Yargı reformunu yaptığımızda savcılar hakimlerin yanında değil, eşitleri olan avukatların yanında olacaklar!

“YARGIYA OLAN GÜVEN YERLERDE”

Yargıyı baskılarsanız, savcıyı savcı olmaktan çıkarırsanız, bunları Saray’ın kölesi haline getirirseniz, yargı, yargı olmaktan çıkar. Bugün Türkiye’de herkesin bildiği bir gerçek var: Yargıya olan güven yerlerdedir.

Dünya böyle bir örnek görmedi, Türkiye de böyle bir örnek görmedi. Sonunda girişimler oldu, şimdi avukatlar yürüyorlar. Beni derinden sarsan olay ise Barolar Birliği Başkanı’nın bu olaya karşı takındığı farklı tutumdur.

“SOYLU, ÖZTÜRK’TEN ÖZÜR DİLESİN”

İçişleri Bakanı gazeteci Saygı Öztürk’ü ağır bir şekilde suçladı. Saygı Öztürk saygın ve duayen bir gazetecidir, fikri takip yapar. Bütün haberlerinin arkasında durmuştur. Saygı Öztürk yazdıysa doğrudur.

Trabzon’da bir kişi işçi kadrosuyla işe giriyor. KPSS’ye girmeden memur yapılıyor. Özel kalem müdürü yapılıyor, oradan memurluk veriliyor. Beyefendi güçlü bir torpile sahip. Daha sonra Ankara’da kültür müdürü oluyor. Bunlarda ahlak yok!

İçişleri Bakanı’nın, Saygı Öztürk’ten özür dilemesi lazım. Saygı Öztürk şunu diyor: Eğer haberimle namusa el uzatırsam o eli kendim keserim, o kalemi kendim kırarım!