Haber

Kılıçdaroğlu'ndan 'adaylık' yanıtı! "İsmim üzerinde mutabakat olursa itiraz etme hakkım yok"

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı'na ithafen "Bir masanın etrafına gelip Türkiye'nin sorunlarını tartıştılar mı? Hayır. Tam tersini yaptılar. Bir araya geldiler 'biz Millet İttifakı'nı nasıl dağıtırız' diye" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX Tv'de İlker Karagöz'ün konuğu oldu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle: "Emin olun yapıcı bir eleştiri gelmedi. Erdoğan'ı dinlediğinizde en azından şurası doğrudur diyebilirdi. Ama bana göre sağlıksız bir eleştiri yaptı. Her şey burada var mı diye sorarsanız her şey burada yok. Bu bir ortak mutabakat metni. Altı liderin bir araya gelip 'bunu hayata geçireceğiz' dedikleri güzel bir metin." "Parlamentoda yeni bir yasal düzenleme yapmayı öngörüyoruz. Yolsuzluklar konusunda duyarlıyız, gelir dağılımının eşit olması konusunda duyarlıyız. İstihdam yaratma konusunda duyarlıyız. Çiftçilerin, üreticilerin kazanması konusunda duyarlıyız. Sanayicilerin teknolojiye yatırım yapması konusunda duyarlıyız. Biren fazla konumuz var ve bütün bunların tümünü ele aldık. Eksikliklerimiz olabilir. Hayat dediğiniz durağan değildir ve her değişim yeni krizler yaratabilir. Önemli olan burada bir araya gelip 'bir sorun mu var, biz bunu çözelim' demek." "Devleti bir kişiye teslim ederseniz bir kişi bunu yapamaz. Yapmadı da zaten, yapamadılar da zaten. Onlar Cumhur İttifakı diyorlar değil mi? Cumhur İttifakı'nın böyle bir çalışması var mı? Bir masanın etrafına gelip Türkiye'nin sorunlarını tartıştılar mı? Hayır. Tam tersini yaptılar. Bir araya geldiler 'biz Millet İttifakı'nı nasıl dağıtırız' diye." "Tank Palet Fabrikası'nı kime verdiler? Tank Palet Fabrikası'nın Katar Ordusu'ndan alınıp şanlı Türk Ordusu'na verilmesini savunan kim? Bunlar akıllarını peynir ekmekle yemişler." "Bunların tarım bakanı Fransa'ya gidip Fransa tarımına yaptığı katkılar nedeniyle madalya almadı mı? Bunu herkes biliyor. Yerliliği ve milliliği savunan zaten biziz. Kendimiz üretmek zorundayız. Eğer kendimiz üretebilirsek bir değeri vardır."

"GERÇEKTEN SAYIŞTAY'A GİDECEĞİM"

"Bakın şimdi gerçekten Sayıştay'a gideceğim. Biz bir rapor hazırlattık; Türkiye'nin 418 milyar dolar parasının iç edildiğini biliyoruz. Şimdi bizim bütçemizi parlamento kabul eder, bütçenin nerelere harcandığını denetleyen kurum da Sayıştay. Kimin adına denetler? TBMM adına denetler. O zaman TBMM adına denetim yapan kurumun bizim hassasiyetlerimizi dikkate alması gerekir. Sadece bizim değil 85 milyonun hassasiyetlerini dikkate alması gerekir. Sayıştay'ın raporlarını alacağız ve bakacağız. 418 milyar dolar paranın nerelere nasıl iç edildiğini o raporlarda görmek istiyoruz biz. O raporlarla bizim raporları karşılaştıracağız." "Bütün bu kurumların başına liyakatli olanı getireceğiz. Durum ve hasar tespit komisyonu kuracağız. Rakamların doğru dürüst bilinmediği bir Türkiye gerçeği var. Bürokratlar görevlendirilecek ve bize gerçek bir Türkiye rakamı verin diyeceğiz. Veriler olmadan kararlar alamazsınız. Devlet bilgiyle, birikimle yönetilir. Devletin kurumlarının liyakatli olmasına önem vereceksiniz. Devlette liyakat vardır, siyasette yoktur. Ekonomide de adalet olmalı. Adaletin toplumun her alanında olmalı bizim de hedefimiz bu zaten." "Ne gücü var bu parlamentonun? AK Partili vekiller ellerini kaldırıp indiriyor. Yanlışı görüyorlar ama bir dönem daha milletvekili olmak için böyle yapıyorlar. TMSF, Canikli ile ilişki kurduktan sonra oradaki yolsuzluklar ne savcı tarafından soruşturulabilir, ne mahkemede kovuşturulabilir. Böyle kanun çıkardılar. AK Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Siz rüşvet soruşturulmasın diye kanun çıkaran siyesi partiye nasıl oy veriyorsunuz? İlkokula giden çocuk bile bu kadarı olmaz der. 418 milyar dolar bulduk ama bu belki çok daha fazla." "Anayasa Mahkemesi’ne yeni başkan seçildi yürekten kutluyorum. Rakibi Yargıtay’da imza atmadan Anaysa Mahkemesi’ne çıktı. Onun yaptığı ayıp değil. Bir kişiye bağlıyım diyor. Beni asıl yaralayan Yargıtay’ın onu seçmesi. Özel kültürü olması gereken bir kurum Yargıtay. Neden o ismi üye yapıyorlar? Yargı kirlenirse devlet organize suç örgütüne dönüşebilir. Ben o zatın yemin törenine de katılmadım. O kişinin yemin törenine katılmak bile büyük bir ayıptır. Neyse ki namuslu, düzgün, ahlaklı insanlar var. Seçimde oy verenlere yürekten teşekkür ederim. Başkanı sadece törenlerde görürüm. Adaleti korumak herkesin görevi olmalıdır." "Meclis İç Tüzüğü'ne önemli bir düzenleme yapmayı taahhüt ettik. Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Bütçe parlamentoya geldiğinde onun yanında bir kanun teklifi daha var o da kesin hesap kanunu. Yani çıkan bütçenin paralarının nereye harcandığını gösteren kanun. Onu kimse tartışmaz, herkes bütçeyi tartışır. Şimdi biz diyoruz ki; bütçeyi tartışalım ama bir de geçen yılki bütçe ne oldu, nerelere harcandı bu tartışılmıyor. Bunun tartışılması için bir komisyon oluşturuyoruz ve bu komisyonun başkanlığına ana muhalefet partisinden bir kişi seçilecek. Biz iktidar olarak gidip onurla, gururla, şerefle ona hesap vereceğiz. Her kuruşun hesabını vereceğiz. Bu yolsuzlukların tarihe gömülmesi demektir." "Aselsan'da çalışan çok sayıda nitelikli personel nereye gitti? Yurt dışına Hani savunma sanayiiydi, hani nitelikli insanlar vardı? Bu nitelikli insanlar nasıl gidiyor? Bu konuda kamuoyuna bilgi verdiler mi? En değerli insanlarımız yurt dışına gitti, bunlar gönderdiler."

"BİZİM GENLERİMİZDE 100 YILLIK KUVA-Yİ MİLLİYE GELENEĞİ VAR"

"Biz satılan Tank Palet Fabirkası’nı alıp ordumuza vereceğiz. Tank yapılacak demişlerdi nerede bu tank. Tank Palet’te 5 model tank üretildi. Deneme atışları yapıldı tamamı başarılıydı. Seri üretime geçirilecekti, engel oldular. Bu vatana ihanettir. Keşke bu konuda dava açılsa. Onların belgelerini gizliyorlar. Tank üreten Türkiye tank üretemez noktaya getirildi. Savunma sanayii farklı bir şeydir. Aselsan’ın nitelikli personellerinin tamamı yurt dışına gitti. En değerli insanlarımız yurt dışına gitti. Bunlar gönderiler. Onların tamamı Türkiye’ye gelecek. Biz tanklarımızı İHA’larımızı, SİHA’larımızı üreteceğiz. Bizim genlerimizde 100 yıllık Kuva-yi Milliye geleneği var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin koltuğunda oturan kimseye el avuç açmaz." "Erzurum, Kars, Iğdır özel ekonomi bölgesi ilan edilecek. Burası canlı hayvancılıkta merkez olacak. Et üretiminde bereketli coğrafya insanların et kuyruğuna girmesine mahkum ediliyorsa burada bir sorunumuz var demektir. Bunlar yapamazlar. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Hangi bakan ne yapıyor? Hayatın gerçeğini et kuyruğundakiler, çocuğunun beslenme çantasına yemek koyanlar görüyor. Onları havuz medyası yazamaz. Onlar ihalelerle yandaş şirketlerden reklamlarla besleniyorlar. Zaten tirajları da göstermelik. Onların da tirajları incelensin. Çalışanların da promosyonları ödenmiyor." "Anadolu’nun içini boşalttılar. Gitsinler baksınlar vatandaşın halini görsünler. Vatandaşların evine AK Partililer giremiyor. Onların yerine devletin memuru gidiyor. Kapılar yüzlerine çarpacak diye gidemiyorlar. Ekonomi bu kadar parlaksa bu enflasyonun hali nedir? Bu 5’li çeteler nedir? Bu 5’li çetelere kamu ihalesi verenler kim?" "Bugüne kadar planlı çalıştık. Liderlerin ekipleri çalıştı. Akademiden iş dünyasından katkı verenler oldu. Sonra ortak metin oluştu. Yine birlikte istişare ile çalışacağız. Devlet bir kişiye teslim edilmeyecek. Sorunları oturup konuşacağız. Bunu sadece 6 lider yapacak değil. Biz işin felsefesini oluşturacağız. Bu ülkenin bürokratları var. Bu ülkeye temiz parayı nasıl getiririz, yapay zeka araştırmalarını nasıl geliştirebiliriz onlara bakacağız. Bu işin partisi yoktur. Bu iş parti meselesi olmaktan çoktan çıktı. Biz parti tartışmıyoruz. Bu metinde oturduk Türkiye’yi nasıl ayağa kaldıracağız, 2 yıl içinde enflasyonu nasıl tek haneye indireceğiz bunun üstüne çalışıyoruz. Vatandaşlarımız yolsuzluklarla nasıl mücadele ettiğimizi, Anadolu’nun nasıl şaha kalktığını görecek. 20 yıldır denizlerde tek bir yolcu gemisi yok." "2 Türkiye var: Biri gerçekten ezilen, işsizler Türkiye’si. Bir de bir eli yağda bir eli balda bir düzen var. Yukardaki Türkiye’nin her şeyi var. Lüks villaları, New York’ta gökdelenler var. Erzurum’da Kars’ta yaşayan vatandaşlarımızın kitabında işsizlik var." "Onlar iş beğenmiyor değil. İyi eğitim alıyorsam ona göre iş bulmak isterim. Havuz medyası güllük gülistanlık bir Türkiye tablosu çiziyor. Bu ülkede 1 kişi açsa 85 milyon açtır demesi lazım. Siz kendi vatandaşlarınız arasında ayrım yapamazsınız. Ayrım yaparsanız böyle 2’li Türkiye’ye dönüşür." "İçinde olduğumuz sorun bizim sorunumuz. Oturup konuşuyoruz. Ekiplerimiz çalışıyor. Olayı bir parti olayı şeklinde tanımlarsanız bu iş çözülmez. Biz bu işi çözmek için çoktan yola çıktık. Rozet sonuçta Türkiye rozeti biz bu ülke için çalışıyoruz. Biz Türkiye’nin ikinci yüzyılı için çalışıyoruz."

ENFLASYON TEPKİSİ

"İşçiye, memura, emekliye, dul ve yetime az para vereceksiniz demektir. Talimat geliyor; rakamları düşürün. Rakamları düşürün ki biz o düşük rakamlara göre onlara kaynak aktaralım. TÜİK'in görevi de bu. TÜİK bağımsız bir kurum değil. Alınan talimat üzerine enflasyon rakamlarını oluşturuyor. Benim TÜİK'in önüne gitme nedenim de buydu zaten. Arkadaş siz görevinizi yapın. Bunlar hiç pazara mı çıkmıyorlar? Bunlar hiç hayatı mı bilmiyorlar? Görmüyorlar mı? Görmeleri lazım, bakmaları lazım, bilmeleri lazım ama talimat geliyor. Bu işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin hakkını yemektir. O nedenle görevinizi yapın dedik. Başkan istifa etti, yeni bir ekip geldi. Aynı tas aynı hamam. Liyakati sağlayacağız. Dürüst ve namuslu. Enflasyon neyse çıkıp onu açıklayacak. Siyasi iktidar rahatsız olabilir, zaten rahatsız olsun diye açıklayacak."

ADAYLIK MESELESİ

Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşmesinin basına yansımasıyla ilgili soruyu şu şekilde yanıtladı: "İki lider arasında yapılan görüşmenin kamuoyuna yansıtılmasını doğru bulmam. İki lider elbette oturduk, konuştuk. Gayet güzel samimi bir görüşme oldu. Hem Türkiye'nin sorunlarını konuştuk, hem ortak mutabakat metninin kamuoyuna yansımaları konusunda konuştuk. Altı lider bir araya gelecek mutabakat içinde cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz. Burada dayatma yok. Her birimiz partilerimizden bağımsız olarak Türkiye'yi düşünüyoruz. Beraber çalışmayı düşünüyoruz. Şimdi muhalefette yapıyoruz, iktidarda da yapmak zorundayız. Kişi endeksli düşünmenin doğru olduğuna inanmıyorum. Bizim hedefimiz var olan sistemi değiştirmektir. Bu sistem Türkiye için bir beka sorunudur. Bir devlet bir kişiye teslim edilemez. Böyle bir ortamda devlette çürüme başlar. Nasıl ekonomi konusunda, yargı konusunda, sağlık konusunda, tarım konusunda neleri düşündüğümüzü nasıl kamuoyuyla paylaştıysak lider konusunda da oturacağız, kendi aramızda konuşacağız. Diyeceğiz ki şu kişi cumhurbaşkanı adayımızdır." Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: "Temel hedefimiz ülkenin huzuru. Bu memleketi bir ayağa kaldıralım, toplum bir nefes alsın. Tasada ve kıvançta beraber olan bir Türkiye inşa etmeyi istiyoruz." "Gündemi Temel Bey belirliyor. Her toplantıda gündemi ev sahibi olan genel başkan belirler. Ev sahibi olan genel başkan birinci turunu yapar liderler arasında. Ön görüşmeleri yapar. Sonra ikinci turunu yapar ve ikinci tur sonunda toplantı gündemini bize verir. Biz o gündeme göre tartışırız." "Ben her liderin sözüne saygı duyan bir kişiyim. Her lider düşüncelerini özgürce ifade eder. Zaten Altılı Masa'nın varlık nedeni de bu. Sonunda bir karara varırız. "Altılı Masa'nın adayının kazanmama ihtimali var mı?" sorusuna "Hayır" yanıtını veren Kılıçdaroğlu "Temel Bey masaya aday teklifi olarak Kılıçdaroğlu'nu getirirse yanıtınız ne olur" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"İSMİM ÜZERİNDE MUTABAKAT OLURSA İTİRAZ ETME HAKKIM YOK"

"Mutabakat olması lazım. Yani bir adayın gelmesi, onun çıkması diye bir şey yok. Benim ve diğer başkanların da üzerinde durduğu bu. Mutabakat olması lazım. Mutabakat olmadan karar almayı asla doğru bulmam zaten öyle bir karar çıkmaz. Mutabakat olursa benim itiraz etmeye hakkım yok zaten. Mutabakat olur, diyelim ki ismim üzerinde mutabakat oldu; elbette bu görevi yapmak onurlu bir şeydir."