Kılıçdaroğlu Yavaş ve İmamoğlu tartışmasına son noktayı koydu

Yayın tarihi: 2 Ocak 2022 Pazar 11:37 am - Güncelleme: 2 Ocak 2022 Pazar 11:38 am

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile ilgili konuştu. Net açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, adaylık ile ilgili çıkan haberlere güldüğünü söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu Halk TV’ye konuştu. Adaylıktan TÜİK ve MEB ziyaretine birçok soruya yanıt veren Kılıçdaroğlu, adaylık ile ilgili de son noktayı koydu.

Halk TV’deki röportajının ilgili kısmı şöyle:

Kemal Kılıçdaroğlu olarak 2021’de yaptığınız en iyi şey neydi?

Yaptığım belki de en iyi şey, toplumun umutsuz olmaması konusundaki güçlü vurguydu. Özellikle gençlerle yaptığım toplantılarda kimsenin umutsuzluğa kapılmamasını istedim. “Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur” mesajını ısrarla ısrarla ısrarla söyledim…

Önce Şamil Tayyar tweet attı, “Hadi Merkez Bankası, TÜİK anladık, şov yaptık, konuştuk, güldük, geçtik. Şimdi MEB. Niyet ‘sivil itaatsizlik’ oluşturup sokakları hareketlendirmekse meşruiyet zeminini kaybedersiniz” dedi. Arkasından yine Erdoğan’ın hedefindeydiniz ve “Kendi evladının evine bile haber vermeden, karşı taraftan davet almadan gidemeyen CHP’nin başındaki zatın bu eşkiyavari baskınlarla derdi bilgi almak değil, kaos ve karmaşa çıkarmaktır” diye konuştu. Niyetiniz sivil itaatsizlik oluşturup kaos ve karmaşa çıkarmak mı? Tam tersi. Bütün partili arkadaşlarıma “Tahriklere kapılmayın, sokaklara çıkmayın, büyük bir soğukkanlılıkla sandığı bekleyin” diye defalarca söyledim. Milli Eğitim Bakanlığı’na gidişimin nedeni, yenen bir kul hakkı var. Annelerin, babaların büyük fedakârlıklarla okutup, üniversiteden mezun olup, KPSS sınavına girip, büyük başarı elde edip sözlüde elenen evlatlarımızın haklarını savunmak için oraya gittim. Erdoğan bunu anlayamaz. Bakın, ben sürekli haksızlığa uğrayan kişilerin haklarını savunuyorum. Erdoğan’ın tahammül edemediği nokta bu, çünkü doğruları işitmekten rahatsız oluyor, ben de ona sürekli doğruları söyleyerek ezberini bozuyorum, çünkü etrafında ona doğruları söyleyecek kimse kalmadı. Ben eğer sokakları hareketlendirmek, baskın düzenlemek isteseydim oraya binlerce kişi yığabilirdim. Dikkat edin oraya sadece kadın milletvekilleriyle gittim. Hatta Ankara İl Başkanlığı mesaj atmıştı, onu bile geri aldırdık, ‘kimse gelmesin’ dedik.

Sayın Cumhurbaşkanı size daha önce de “cibiliyetsiz” demiş miydi?

Defalarca…

Hukuki süreç başlattınız mı?

Hatırlamıyorum ama bir beş paralık dava açabiliriz. Avukat arkadaşıma söyleyeyim. Beş paralık dava açalım, çünkü değerli biri değil. Söylediği sözün ne anlama geldiğini bilmeyen biri. Bir saat önce söylediğini bir saat sonra değiştirebilecek potansiyele sahip. Böyle birisini emin olun muhatap da almak istemiyorum. Siz soru soruyorsunuz, ben cevap vermek zorunda kalıyorum ama cevap verilecek türden bir insan değil.

MHP Lideri’nin söyleşisindeki sertliğe bakın… Erdoğan’ın size yönelik “Kandil’i bombalayacakmış iktidara geldiğinde. Kandil’dekilerle dirsek dirseğe, Ankara’dan İstanbul’a onlarla yürüyen sen değil misin?” şeklindeki sözlerine bakın… Artık seçim sürecine girdiğimizi düşünürsek, İBB meselesinde de olduğu gibi çok sert bir süreç mi olacak?

Erdoğan elinden geldiği kadar sertleştirmek için çalışacak. Biz de elimizden geldiği kadar halka doğruları anlatmaya çalışacağız. İpek Hanım, bizim bütün belediye başkanlarımız tüm engellemelere rağmen büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Belediye Başkanı arkadaşlara talimatım şu; şikayet etmeyeceksiniz. Engel çıkaracaklar, siz tüm engelleri aşıp, halka hizmet edeceksiniz. Bütün belediye başkanlarımız da bu bilinçle çalışıyorlar. Erdoğan, nevi şahsına münhasır bir kişi. Dolayısıyla başka birisinin elde ettiği başarıyı içine sindiremiyor. İstanbul seçimlerini hatırlayın. Yüksek Seçim Kurulu aracılığıyla İstanbullulara kumpas kuruldu, ikinci seçim yapıldı, ikinci seçimde İstanbullular kumpası darmadağın ettiler.

Devlet Bahçeli, “Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kıran kırana bir rekabet var” diyor. Siz Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu’nu rakip olarak görüyor musunuz?

Hayır, rakip olarak görmüyorum. Öyle kıran kırana bir rekabet falan da yok. Onların bu açıklamalarla hedeflediği şey şu: Acaba bunların içine bir nifak sokabilir miyiz? İttifakı dağıtabilir miyiz? CHP’yi karıştırabilir miyiz? Böyle bir arayış içindeler. Bunlar çocukça…

“Ekrem İmamoğlu Mansur Yavaş ile kavga etsin, Kemal Kılıçdaroğlu Ekrem İmamoğlu’yla kavga etsin”… Diyelim senaryo bu… Hiç bu durumu idare etmek zorunda kaldığınız, az da olsa bunu başardıkları bir an oldu mu?

Yoo, hayır. İpek Hanım; hem ben, hem belediye başkanı arkadaşlarım bunları gülerek karşılıyoruz.

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Çakma ekonomist